And there we are Çeviri Türkçe
2,216 parallel translation
We pinned this on one guy and... looks like there are multiple perps.
Bir kişiyi suçlamıştık. Görünüşe göre birden çok fail var.
If we are willing to take a risk, there's a girl's number On the stall door and she is available to do anything.
Eğer risk alacaksak garaj kapısında her türlü muameleye müsait bir kızın numarası var.
There we have some little canapes to begin with with a duet of tapioca-based crackers, spiced popcorn, and the lollipops are made out of duck fat with peanuts.
Küçük kanepelerle başlıyoruz... Tapiocalı Krakerler ve baharatlı mısır patlağı eşliğinde... ve tereyağı ile yer fıstığından yapılmış çubuklu şekerlerle...
There's not going to be any because we are going to escape from this filthy cell and rescue the others.
Acı falan olmayacak çünkü bu pis hücreden kaçıp diğerlerini kurtaracağız.
I understand that there are a lot of concerns and agendas here, but we all have the same goal, and that is to see this man live.
Burada yapılacak birçok işiniz ve düşündüğünüz şeyler olduğunu anlıyorum. Ama hepimizin amacı aynı o da hastamızın yaşadığını görmek.
The idea that there are star gates or that they could have existed in ancient times, we do see many artifacts and representations of someone passing through a doorway or going through some type of energy source, and ancient man did not understand technology, just as we're trying to understand :
bir çok araç görüyoruz ve de birilerinin bir tür geçit kapısından geçtiği veya bir enerji kaynağının içerisine girdiğini duyuyoruz ve eski insanların da bu teknolojiyi anlamadıklarını ; tıpkı bizlerin de
And there are storms we cannot weather
Üstesinden gelemeyeceğimiz fırtınalar vardır
now mobiles are there so we can look at each other. If mobiles with knives also come out, then that would be helpful for quotation people. for calling and killing.
simdi biz telefonlardan birbirimize bakabiliriz eger telefonlar bicakli olsaydi o zaman insalari tirnaklamak icin yararli olurdu aramak ve öldürmek icin eger bu pencereyi acarsan Maattancayi ve kücük Fort Kochiyi görebilrsin ne sahne ama!
There were about 50,000 different trilobite species that we know of, and doubtless there are still many more to be discovered.
Bildiğimiz 50,000 trilobit türü vardır ve şüphesiz halen daha keşfedilmeyi bekleyen daha fazlası vardır.
Remember we're in a library and there are rules.
- hatırlatırım biz kütüphanedeyiz ve buranın kuralları var.
When we look into the lives and the motivations as to Werner Von Braun and to why he wanted to take mankind into outer space, we are confronted with the fact that he was absolutely convinced that we had gone there before or that an ancient civilization had come from there to Earth.
Bu kişilerin yaşamlarına ve motivasyonlarına baktığımızda, mesela Werner Von Braun'a, ve onun neden insanlığın uzaya gitmesini arzuladığına, karşılaştığımız gerçek, kendisinin daha önce de oralara gittiğimize inanmasından veya antik bir medeniyetin dünyaya oralardan geldiği inancındandır.
to let us know that the people we call the Hy Brazilians are still out there and they want us to be ready to accept in the future some sort of open congress and communication between our world and theirs.
Bizlerin, Hy Brazilians dediğimiz halkın hala orada olduklarını ve gelecekte bizlerin ve onların dünyaları arasında bir tür açık konferans veya iletişimi kabul etmek üzere hazır bulunmamızı istediklerini belirtmek.
We've opened up our filming location today, and there are a ton of reporters here.
Bugün filmin ilk bölümünü çekeceğiz burada bir sürü gazeteci var.
In riding, there are eight distinct so called survival reactions, or "S.R.s", and we can see all of them in this one incident.
Toplam 8 korunma refleksimiz vardır. ve bu kazada bunların sekizini de görebiliriz.
I wondered about pushing her straight into a major debut, so we've been staying in the Indies scene. Kono sekai no doko nimo iki basho ga nai aitai kimochi There was nowhere for me to go in this world, there are feelings I'm missing Biru ya tawaa ya hashi wo ooikakushite yuku I'll be covered by the buildings, towers and bridges I wondered about pushing her straight into a major debut, so we've been staying in the Indies scene.
Büyük bir çıkış yapabilmek için bağımsız olarak çalıştık durduk.
There are about 50 devotees arriving tomorrow from all over the world for a 10-day retreat and we'd like you to be the key hostess.
Yarın dünyanın dört bir tarafından on günlük bir inzivaya çekilme seansı için yaklaşık elli mürid geliyor ve senin anahtar karşılama görevlimiz olmanı istiyoruz.
- If there are no wars to fight... and no one is in trouble, then why are we here?
Bir saniye. Madem hiç savaş yok ve kimsenin başı belada değil, o zaman biz neden buradayız?
We are in Deposit morning. We look for work there for you... and if you still alive in the evening, I'll take you to August... the master of the known and unknown universe itself.
Senin için de iş bakabiliriz... ve akşam olduğunda hala yaşıyorsan, seni August'un yanına... iş bulman için gönderebiliriz.
And, uh, anyway, there was like a crowd of us and a crowd of Ravi's friends just sitting around and Ravi's playing away and this is how little we understood at the time, that Ravi's pals are all like going...
Yerde oturuyorduk. Ravi uyardı : "Lütfen ben çalarken tellendirmeyin."
We have to understand why our enemies are our enemies and see if there's something we can do besides using force.
Düşmanlarımız varsa, neden bize düşman olduklarını anlamamız lazım. Güç kullanmak yerine yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını görmeliyiz.
Mary, I love you, but we're much older than you and there are certain things...
Mary, seni severim, ama biz senden yaşça daha büyüğüz ve senin anlamadığın...
The problem we're trying to solve is that there are rich teams and there are poor teams, then there's 50 feet of crap, and then there's us.
cozmeye calistigimiz sorun su ki, zengin takimlar var sonra 1,5 metrelik cop yigintisi var, ve sonra da biz variz.
I understand that there are many Hellenecs who put great faith in the myths and the gods, but we in the Hellenac Council do not.
Efsanelere ve Tanrılara inanan epey Yunanlı olmasını anlıyorum. Ama Yunan konseyindeki bizler bunlara inanmıyoruz.
You know, there's a path we all take, Michael, that leads us to who and where we are.
Bilirsin, hepimizin seçtiği bir yol vardır, Michael, kim olduğumuzu, nerede olduğumuzu belirler.
I think that there really is, like, a collective understanding of how lucky and how fortunate we are to still be playing music with the same group of people.
Sanırım gerçekten de hepimizin ortaklaşa vardığı bir kanı var, o da aynı grup insanlarla hala daha müzik yapabilecek kadar şanslı olmamız.
We are stuck down here, and the Backson is still up there.
Biz burada kaldık, Döncem hala yukarıda.
6 of the 11 had financial relationships with the food industry. So we said, hey, wait a minute. There are laws about what they're supposed to do and how transparent they are supposed to be.
Ne yapmaları gerektiği ve şeffaf olma zorunluluklarıyla ilgili yasalar var.
We believe that there are approximately 89,000 cases at this point and that we are heading toward 267,000.
Şu aşamada yaklaşık 89.000 vaka olduğuna inanıyoruz. Ve bundan sonraki rakam 267.000.
Uh, there are therapies we know are effective right now, like forsythia and they don't even appear on the CDC website.
Şu anda etkili olduğunu bildiğimiz tedaviler var, altın çanak gibi ve bunlardan HKM sitesinde söz edilmiyor.
There are people who are sick, people who are dying and we are doing...
Hastalar var, ölenler var...
- Just click this, and... There we are.
- Sadece buna tıkla, ve... işte biz.
AND IF THERE'S ANYTHING ABOUT IT THAT GIVES A FALSE IMPRESSION THAT WE ARE STRUGGLING TO MAKE SENSE OF OUR LIVES, IT'S NOT GOING ON THE AIR.
Hayatımız anlamlı olsun diye ettiğimiz mücadelede yanlış izlenim uyandıracak herhangi bir şey varsa bu televizyonda yayınlanmayacak.
We're too honest. There are certain moments in life that define you, and this is one of those moments.
Hayatta karakterinizi belli eden birkaç olay yaşanır.
Oh, Egypt is a land where the pyramids stand which were built by industrious Jews and windmills go around in Holland town where they all wear wooden shoes these are the things we learned today and there's one last thing we want to say
# Mısır'da vardır piramitler # # Yapmış onları çalışkan Yahudiler # # Hollanda'da vardır değirmenler #
And there are drag marks from that damage to where we found the body.
Ve cesedi bulduğumuz yerden itibaren sürükleme izleri var.
I believe there are facts we have overlooked that could give us her motive whether she chooses to tell it to us or not, and I intend to find them.
Kız bize söylemese de, nedenleri bulmamızı sağlayacak gerçekleri gözden kaçırıyor olmalıyız ve bunları bulmaya niyetliyim.
Yeah, well, somebody out there doesn't, and we are gonna find them.
Dışarılarda birinin yok ve onu bulacağız.
You and Laurie are selling penny cans, and we got Trav back out there.
Sen ve Laurie para kutusu satıyorsunuz ve Trav'i yeniden hayata döndürdük.
And we think that because it's done anonymously... there are no ramifications.
İsmimiz belli olmadan yaptığımız için, problem doğurmayacağına inanıyoruz.
Friend, I know, it's super cool to fight, but we're in a bit of a hurry, and there are probably plenty of others here who would fight, so if it's okay with you, I think we'll just leave.
İnanmayacaksınız ama... İnanın ki çok meşgulüz. burada sizinle kavga etmek isteyen çok insan vardır. Bi problem olmadan biz kaçalım.
But there are some men who, regardless of the mistakes we've made in the past regardless of what our fathers did not do for us will give the strength of our arms and the rest of our days to loving God and to teach our children to do the same and whenever possible to love and mentor others who have no father in their lives but who desperately need help and direction.
Ama bazı adamlar vardır ki geçmişte yaptıkları hatalar ne olursa olsun atalarımız bizim için yapsınlar ya da yapmasınlar bizim kollarımızın gücünü verecek ve geri kalan günlerimizde hepimizin Tanrı'yı sevmeyi, aynısını çocuklarımıza öğretmek ne zaman mümkün olursa, hayatlarında babaları olmayan umutsuzca yardıma ve yönlendirilmeye ihtiyacı olan başkalarını sevmek ve danışmanlık yapmaktır.
Okay, well, your friend and his mother are there, we're going.
İyi de arkadaşın ve annesi orada, gidiyoruz.
And if there are two of them, we're assuming there are more.
Eğer iki tane varsa, daha fazla olacağını tahmin ediyoruz.
Yeah, well, there are nipples in it, so it just seems like we ought to be safe and destroy it.
Evet ama resimde göğüs uçları var. İşi sağlama alıp, parçalamak en iyisi.
You are gonna tell me everything there is to know about your mom, and I'm gonna have another meeting with her, and we're gonna have it out.
Bana annen hakkındaki her şeyi söyleyeceksin ve onunla bir görüşme daha yapacağım Böylece bu olayı çözeceğiz.
No, all we have is that storage room and Dan's friends from the Ukraine are staying there.
Ama tek yerimiz ardiye ve orada da Dan'in Ukrayna'dan arkadaşları kalıyor.
There are several kinds of love, and we must remember that to Marronnier.
Aşkın bir çok çeşit'i vardır, Ve bunu Marronnier'e hatırlatmak gerekir.
Then we check the cargo, and you pray that my drugs are still there.
Sonra nakliyatı kontrol edeceğiz. Sen de malımız orada olsun diye dua edeceksin.
Well, this is one hell of a story, but what are we really saying here- - that there's a psychopath out there with a mobile electric chair who's killing the descendants of the men who killed some French singer and her Russian boyfriend?
Tamam, bu çok hoş bir hikâye ama burada bahsettiğimiz şey dışarıda seyyar elektrikli sandalyesi olan bir psikopat var ve bir Fransız şarkıcı ile Rus sevgilisinin ölümüne sebep olan kişilerin torunlarını mı öldürüyor?
Boys, tonight we are gonna get out there and have some rowdy, just-short-of cheating-on-Donna fun!
Millet, bu gece çıkıp babalar gibi Donna'yı hafiften aldatırcasına eğleneceğiz!
We have 40 minutes of working fuel once we are out to the Darwin Range and it's gonna take an hour to get there.
Darvin Dağları'na ulaştığımızda 40 dakikalık yakıtımız kalmış olacak ve hedefe ulaşmak için 1 saat daha uçmamız gerekecek.
and there you go 56
and there are 45
and there's more 69
and there you have it 52
and therefore 143
and there it is 180
and there i was 26
and there it was 64
and there 292
and there's this 29
and there are 45
and there's more 69
and there you have it 52
and therefore 143
and there it is 180
and there i was 26
and there it was 64
and there 292
and there's this 29
and there's 117
and there you were 36
and there's nothing 21
and there's a 25
and there you are 57
and there's something else 41
and there we go 24
and there he is 78
and there she was 52
and there were 18
and there you were 36
and there's nothing 21
and there's a 25
and there you are 57
and there's something else 41
and there we go 24
and there he is 78
and there she was 52
and there were 18
and there is 20
and there was 39
and there she is 48
and there they are 27
and there he was 70
there we are 716
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
and there was 39
and there she is 48
and there they are 27
and there he was 70
there we are 716
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are coming 52
we are fucked 33
we aren't 48
we are done 75
we are ready 99
we are here 152
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are coming 52
we are fucked 33
we aren't 48
we are done 75
we are ready 99
we are here 152