English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / As what

As what Çeviri Türkçe

23,953 parallel translation
So, they arrange for Tito to visit Morocco as part of what's called the Path of Peace aboard this ship, the Galeb.
Tito'nun Galeb adında bir gemiyle, Barışa Giden Yol'un bir parçası olarak Fas'ı ziyaret etmesi ayarlandı.
Plus, it's gonna be weird no matter what, so you might as well get it over with.
Ne olursa olsun garip geçecek. Bir an önce yapıp kurtulsan daha iyi olur bence.
What I saw as a survival tool she saw as an inappropriately dangerous weapon.
Ben hayatta kalmasına yardım edecek bir alet görürken o gereksiz ve tehlikeli bir alet gördü.
I expect you'll want to help them, as Saviors do, but you have to ask yourself... is helping them exactly what causes your story to end?
Kurtarıcıların yaptığı gibi, onlara yardım etmek istemene saygı duyarım. Ama kendine şunu sormalısın onlara yardım etmek hikayeni sonlandıracak şey değil mi?
No, what upset me is that you were willing to slow down for me to-to let me go down the wrong road, when that would've hindered you, because I couldn't grasp your work.
Hayır, beni asıl üzen şey ; çalışmanı kavrayamamam sana engel olabilecekken yanlış yola sapmama müsaade etmek için yavaşlamayı kabul etmen.
Or does being around me remind you of a sense memory when you were saved, and that's what you, uh, really like?
Yoksa etrafımda olmak sana kurtarıldığında hissettiklerini hatırlatıyor da asıl hoşuna giden bu mu yoksa?
What we have here is a political hot potato masquerading as a legal case.
Burada olan şey ; sıcak politika tutumlarının yasal bir davayı karalamasıdır.
As a respected ballistics expert, who has worked for the SA's office for ten years... what was your determination about these bullets?
Savcılık için on yıl çalışmış güvenilir bir balistik uzmanı olarak bu mermiler hakkındaki nihai görüşünüz neydi?
What I don't understand is what this has to do with my performance as the state's attorney.
Anlamadığım bunun savcılık ofisindeki performansımla nasıl bir ilgisi olduğu.
Uh, she didn't strike you as a little, um... Oh, what's the word? dumb?
Kızın şeyini fark etmedin mi, ne derler ona aptallığını?
♪ as you come and keep me ♪ What is it now?
Bu sefer ne oldu?
But you know what really scares me?
Ama asıl neyden korktuğumu biliyor musun?
I'm thinking of getting back into the restaurant business, so, I'm curious as to what other people are doing.
Restoran işine geri dönmeyi düşünüyorum da o yüzden başkalarının neler yaptığını merak ediyorum. Patrick, ben...
The main reason you're by yourself is so you can figure out what you want... really want.
Yalnız başına olmanın asıl sebebi.. ... istediğin şeyi bulmandı. Gerçekten istediğin şeyi.
I've given up pretty much everything except for hormones, so I have no idea at this time as to what it is that I am doing.
Hormonlar haricinde neredeyse her şeyi bıraktım. Yani şu anda, ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yok.
I have no idea at this time as to what it is that I am doing.
Bu sefer ne yaptığım hakkında bir fikrim yok.
You could disperse or retain, uh, what's inside the property as you saw fit.
Mülkün içindekileri uygun gördüğünüz şekilde ayırabilir veya tutabilirsiniz.
I'm beginning to wonder if you might be what is known as a make-up call.
Yanlış yönlendiren olarak bilindiğini düşünmeye başladım.
Look, they just want what we got, and they want to make their offer as tempting as all get-out.
Bak, neyimiz var görmek istiyorlar ve çok cazip bir şekilde teklif sunmak istiyorlar.
If you owned the store free and clear, if it was yours to do as you pleased, what would you do to please you?
Eğer dükkan tamamen senin olsaydı ne hoşuna gidiyorsa yapmak isteseydin ne yapardın?
So long as they're satisfied with the experience, what does it matter, right?
Bu deneyimlerden memnun oldukları sürece bunun ne önemi var ki, değil mi?
But what's really the worst is if you just have a cat.
Ama eğer kedin varsa asıl kötü olanı odur.
But I... I get to remember what it felt like to be in love again.
Ama aşık olmanın nasıl hissettirdiğini yeniden hatırladım.
I think we now know what this lawsuit is really about.
Sanırım bu davanın asıl sebebini artık biliyoruz.
Say what you will about it, but I started with a IBM PC and made something that was twice as fast at half the cost and portable at 15 pounds.
Fikrini söyle. IBM bilgisayarıyla başladım ondan daha hızlı, yarı fiyatına ve daha hafif taşınabilir bilgisayar yaptım.
That's what I told her, but she's been complaining that the secondary processor keeps overclocking the GPU cache.
Ben de aynısını söyledim.. .. ama kendisi ikincil işlemcinin, GPU önbelleğinde hız aşımı yaptığı.. .. konusunda söylenip duruyor.
Question is, what was Keating doing here?
Asıl soru şu, Keating burada ne yapıyordu?
Ollie, I am sorry, but I want to honor Laurel just as much as you do, just not like this, and I don't care what your reasons are, putting killing back on the table is a huge step backwards,
Ollie, üzgünüm.. .. ama ben de Laurel'ı senin kadar.. .. onurlandırmak istiyorum..
Now, as they're hugging, I come down on a parachute and I go, " What are you guys doing here?
Ben de tam onlar sarılırken paraşütle aşağıya iniyorum. ... onlara "Burada ne yapıyorsunuz?" diye soruyorum Yarışmamı kazandınız?
This is what is known as a slow night.
Bu boku yediğin gece işte.
Question is.. What do you want to do next?
Asıl soru şu ki şimdi ne yapmak istiyorsunuz?
But if we allow their oppression to continue... that's exactly what they risk.
Baskıların devam etmesine müsaade edersek asıl risk budur.
Don't let what was supposed to be Stop you from seeing what really is.
Olması gerekenler, asıl olanları görmene engel olmasın.
We need to meet Wilcox face-to-face, trick the algorithm out of him, without him having any idea what we're actually doing.
- Wilcox'la yüz yüze görüşmemiz ağzından algoritmayı almamız ve asıl amacımızı anlamamasını sağlamamız lazım.
You mean your job as an actress, acting like you know how to run that stupid restaurant? - I know what I'm doing.
Oyunculuk mu, o aptal restoranı yönetmeyi bilme oyunculuğu?
You know, I don't give a damn what you enjoy, as long as you pay us the money you owe.
Neden hoşlanıp hoşlanmadığın umurumda değil bize borçlu olduğun parayı ödediğin sürece.
Big picture, as God, you did what you had to do.
Olaya dışarıdan bakınca tanrı olarak yapman gerekeni yaptın.
Hey, as long as you come over tonight, okay? Uh, what time?
- Bu gece geldiğin sürece, tamam mı?
Ms. Green, not only am I gonna sustain the objection, but I'm also going to instruct the jury to ignore what they've just seen as it's a violation of the rules of evidence.
Bayan Green, itirazı kabul etmekle kalmayıp... Jüriye biraz önce gördüklerinin. kanıt ihlâli olduğunu ve dikkate almamalarını söyleyeceğim.
What happened to "think of me as a figurehead"?
Hani seni sözde yönetici gibi düşünecektik?
Imagine what you could do if you actually tried... if you worked at anything as hard as you do at making us all believe how little you care.
Eğer biraz olsun çabalarsan. kimseyi umursamadığına bizi inandırmaya çalışman kadar neler yapabileceğini bir görsen.
You know what's really happening?
Asıl olan ne biliyor musunuz?
What I really needed was a blindfold.
Asıl ihtiyacım olan göz bandıydı.
No, what's ridiculous is you dating doughnut-hole here when the only thing you guys have in common is murder.
Asıl saçma olan tek ortak yönünüzün cinayet olduğu şu "çörek deliğiyle" olan ilişkin.
Either give me what I want or wake up tomorrow to a lawsuit that will color the entirety of your short run as university president.
Ya bana istediğimi ver ya da yarın sabah, kısa dönem rektörlüğüne canlılık katacak davaya uyan.
What's offensive is, you making me your woman like we're cave people.
Asıl kırıcı olan şey beni kadının yapmak istemen, - sanki mağarada yaşıyormuşuz gibi. - Pekala, tamam.
No. You know what's ridiculous is you not looking at your texts - in front of me.
Asıl saçma olan ben yanındayken mesajına bakmaman.
Okay, can we all just focus on what's important right now?
Lütfen artık asıl konuya odaklanabilir miyiz, adamın delilini bulmaya?
Don't you think your mental-health issues might've confused you as to what you saw that night?
Zihinsel sağlık sorununuzun o akşam gördükleriniz hakkında aklınızı karıştırmış olabileceğini düşünmüyor musunuz?
In what some are referring to as a colossal blow, forces from the Republic of Pyr have retaken
PYR Cumhuriyetinin devasa darbe gücünden bazılarına göre
And that is what became known as de-Stalinization.
Buna Stalinleştirme denir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]