Ask your father Çeviri Türkçe
432 parallel translation
So I'll join a touring troupe Or, Otsuru, maybe I should ask your father to train me and become a masseur
Gezici bir topluluğa katılırsam veya Otsuru, belki babandan beni eğitmesini rica etsem ve bir masör olsam.
Then ask your father to lend him some. - My father?
Öyleyse babana söyle ona biraz para versin.
- May I ask your father's name?
Adı ne?
And someday, I'll ask your father what the gentleman's son grows up to be
Ve birgün babana bir beyefendinin çocuğunun büyüyünce ne olacağını soracağım.
- but ask your father.
- Babana sorabilirsin.
Ask your father.
Babana sorsana.
Finally I'd ask your father could I marry you?
Sonunda babanıza kızınızla evlenebilir miyim? diye sorardım.
Steve, ask your father if he remembered to change my berth to a lower.
Steve, babana para verip ranzayı alt bölüme değiştirmiş mi sor.
Go inside, I'll ask your father.
İçeri git, babana soracağım.
If he loves you, why doesn't he ask your father honestly for your engagement to be broken off?
Seni seviyorsa neden babana gelip dürüstçe, nişanının bozulmasını istemiyor?
Why ask your father?
Neden babana soruyorsun?
You may find a chance to ask your father about this.
Babanla bu konuyu bir konuş.
Will you ask your father to show me? There must be some other way out!
Babana söyle de buradan nasıl çıkacağımı göstersin.
"'Ask your father.
" Babandan iste.
Did you ask your father about what I spoke earlier?
Daha önce konuştuklarımızı, babana anlattın'mı?
Angela, please ask your father what the hell he's talking about.
Angela, babana ne halttan bahsettiğini sorar mısın.
Please ask your father to come up with you... to our place
... eğer babanız iş arıyorsa bize uğramasını söyleyin.
Ask your father if you can go on a voyage.
Yolculuğa çıkmak için babandan izin al.
- Did you ask your father for money for the trip?
- Yolculuk için parayı babana sordun mu?
So you have to ask your father first.
Yani önce babana sormak zorundasın.
You must ask your father if this is true. Sorry, but I can't do that!
Bunun doğru olup olmadığını babana sormalısın.
Not now maybe but later, if you want someone to talk to about all this... ask your father to...
Belki şimdi değil. Ama daha sonra, tüm bunları biriyle konuşmak istersen babana seni...
She'd give her left arm. I came to inquire whether you would allow me to ask your father for your hand. Yes, I would allow it.
Bu sabah buraya, babanla senin için konuşmama izin verip vermeyeceğini öğrenmeye geldim.
Perhaps you should ask your father about the laws of silence... the omertà of the American underworld.
Belki Amerikan yer altı dünyasının sessiz yasasını babana sorman gerekir.
Ask your father to come to the phone.
Babana telefona gelmesini söyle.
Ask your father.
Babana sor.
My darling, I shall persuade your father to let us marry now.
Aşkım, bırak da hemen evlenmemiz konusunda babanı ikna edeyim.
They said your father is ill, and ask you to come right away.
Babanız hastalanmış hemen gelmenizi istiyorlar.
It goes on to you making love to man's daughter to get her to turn against her own father. And your try for Lufton yesterday...
Adamın kızıyla aşk yaşayarak onu kendi babasına karşı getirdin ve bugün Lutfon'ı öldürtmeye çalışırak devam ettin.
I ask your blessing, father.
Beni kutsamanı istiyorum, peder.
I'm afraid we must ask you to wake your father.
Korkarım babanızı kaldırmanızı istemek zorunda kalacağım.
When your drunken father sobers up, ask him about your wife and Mr. Pfeiffer.
Sarhoş baban ayıldığı zaman ona karını ve Bay Pfeiffer'ı sor.
Ask your own father.
Kendi babana sor.
Emiko, today I'm going to ask for your father's consent.
Emiko, bu gün babanın iznini isteyeceğim.
Usugumo without knowing what true love was you worked to provide for your father and sister Chiyoko and always looked after your clients with such dedication
Usugumo gerçek aşkın ne olduğunu öğrenmeden kardeşin Chiyoko ve babana baktın. Üstelik bunu yaparken de, müşterilerinle çok iyi ilgilendin.
Isn't there anything you wanna ask me about your father?
Baban hakkında bana sormak istediğin bir şey var mı?
Your father wanted me to ask you did you, by any chance, buy the Paris-Lyon-Méditerranée Railroad?
Babanız sormamı istedi : Paris-Lyon-Méditerranée Demiryolu'nu almış olabilir misiniz?
If you, evil as you are, know what is good for your children will not your Father in heaven give more good gifts to those who ask?
Siz kötüyken, çocuklarınıza iyi şeyler vermeyi biliyorsunuz da,.. ... göklerdeki Babanız, dileyenlere güzel armağanlar vermeyi bilmez mi?
Your Father knows well what your needs are before you ask him.
Babanız, size gerekli olanı, siz daha dilemeden bilir.
In order to identify with me... you went to the concentration camps, relived father's calvary... hid your love for me under the mask of self-sacrifice... persecuted a poor, sick woman... let your husband go
Kendini benimle özdeşleştirmek için toplama kamplarına gittin, babamızın çektiği çileyi gördün. Fedakârlık maskesi altında bana olan aşkını gizledin. Zulme uğramış, zavallı hasta kadın bırak kocan gitsin.
Nobody's gonna ask you whether you're Chinese or American, where's your father, or anything.
Kimse sana Çinli mi yoksa Amerikalı mı olduğunu, babanın nerede olduğunu veya başka herhangi bir şey sormayacak.
Het elder sister is so curst and shrewd... that till the father rids his hands of her, Master... your love must lie a maid at home.
Büyük kız aksi ve ters ki, Babası onu everene kadar çare yok, Etendim, sizin aşkınız evde kalacak.
My father says : "Your mother assures me you ask for pardon."
Babam : "Annen özür dilemen için seni ikna etmemi istedi." diyor.
Please don't ask me to come and see your father any more..
Artık beni babanıza bakmam için çağırmayın lütfen.
Ask your crazy father.
Asıl deli olan senin baban.
What do you tell your children when they ask why their father tried to shoot himself?
Babalarının neden... kendini vurmak istediğini sorduklarında çocuklara ne söylersin?
What in heaven's name has gotten into your father?
Tanrı aşkına babanın yaptıklarından bir şey anlıyor musun?
Your tender care afterwards, your constant attentions and your ardent love which neither time nor difficulties can lessen. For me you neglect your parents and your country you give up your own position in life to be a servant of my father.
Beni sudan çekip çıkardıktan sonra gösterdiğiniz ilgi, ne zamanın ne de zorlukların zedelediği aşkınız, bu uğurda vatanınızı ve ailenizi gözden çıkarışınız, yerinizi ve itibarınızı kaybetmeniz ve babamın hizmetinde çalışmaya başlamanız...
She was your father's first love and even bore him a bonny son, Little Prince
O aslında babanın bir önceki aşkıydı Babana bir oğlan çocuğu verdi ; Küçük Prens
If your father agrees I will ask you.
Eğer baban kabul ederse sana da soracağım.
You can be sure every dirt road out of this county is blocked. In all your father's holdings, which you now control... are there any communication companies? May I ask you a question?
Bu kasabanın tüm çıkış yollarının kapatıldığından emin olabilirsiniz.
ask your mother 32
ask your questions 26
ask yourself 98
ask yourselves 19
ask yourself this 16
your father called 16
your father would be proud 16
your father 992
your father is dead 32
your father's dead 26
ask your questions 26
ask yourself 98
ask yourselves 19
ask yourself this 16
your father called 16
your father would be proud 16
your father 992
your father is dead 32
your father's dead 26