Bite Çeviri Türkçe
11,650 parallel translation
Nothing is worth eating without a little bite, right?
Küçük bir ısırık olmadan yemeye değecek hiçbir şey yok, değil mi?
I can bite him and put out an A.P.B. myself.
Onu ısırabilirim ve kendim suçlu anonsunu bildirebilirim.
Be on the road with us tonight, or I will delight in destroying what you hold most dear, and then I will find you and keep you alive long enough for you to see me take my first bite... out of your heart.
Bu gece bizimle yolda ol... yoksa ben en sevgili varlığını yok etmekten zevk duyacağım ve sonra seni bulup kalbinden ilk....ısırığımı aldığımı görene dek seni. hayatta tutacağım.
Have a bite.
Bir ısırık.
Do you ever wonder what it would be like to taste one tiny, little bite?
Küçük, minik bir ısırık almanın nasıl olduğunu hiç merak ediyor musun?
Just a little bite?
- Ucundan azıcık?
A little bite.
Bir ısıracağım.
Yeah. Take a bite.
- Evet, bir lokma alsana.
I couldn't eat another bite.
Bir ısırık daha alamam.
But, like my dad says, sometimes I bite off more than I can chew.
Ama babamın da dediği gibi, bazen boyumdan büyük işlere kalkışıyorum.
Oh, extreme animal predation, but no observable bite marks.
Aşırı havyan müdahalesi var ama görünür diş izi yok.
So you better have brought us some good news, or start hoping we can eat you in just one bite.
Bu yüzden bize iyi haberler getirseniz iyi olur yoksa sizi bir ısırıkta yememiz için dua etmeye başlayın.
What animal would be desperate enough to bite you, stink bag?
Hangi hayvan seni ısıracak kadar çaresiz olabilir ki, koku torbası?
I'll bite.
Ben de yiyeceğim.
Have a bite.
Bir ısırık al.
Anybody want a bite?
İsteyen var mı?
Skaar smash bite-y men.
Skaar ısırgan adamları ezdi.
Yeah, subjects receiving Batch 47 remain symptom free of the HZ1 virus after direct infection by zombie bite.
47. hasattan verilen deneklerde, zombi virüsüne ısırık ile maruz kaldıktan sonra bile, HZ1 virüsü bulgularına rastlanmadı.
Not even a zombie bite.
Zombi sesi bile çıkarmadı.
A bite from this zombie, and we'll know for sure.
Zombi ısırığından sonra emin olabiliriz.
You should just bite the bullet.
Kabullenmelisin. Evet.
You can grab a bite to eat at the diner, or you can go to work at the office complex.
Yemekhanede bir şeyler atıştırabilirsiniz. Veya ofise gidip çalışabilirsiniz.
One died with snake bite in the fields
Biri yılan ısırığıyla.
He's a murderous thief who I once saw bite a man's nose clean off.
Adam ölüm saçan bir hırsız. Bir keresinde adamın birinin burnunu ısırdığını görmüştüm.
Sounds too good to be true, but I'll bite.
Fazlasıyla iyi fakat anlatın madem.
Meaning when they bite, they'll be passing it along.
Isırdıklarında tedaviyi iletmiş olacaklar.
It's a dog bite, it's fine.
Köpek ısırığı, bir şeyim yok.
Now, you may have come here for a... a little bite, maybe a little hoochie-cooch on the dance floor, but now...
Şimdi, sizler bir parça şey için gelmiş olabilirsiniz dans pistinde küçük bir hoochie-cooch için.
You know I could bite you and make you my slave.
- Seni ısırıp kendi kölem yapabilirim.
Bite her, bite her good.
Isır onu. Isır onu oğlum. Çok güzel!
He's the only human known to have survived a zombie bite.
Bir zombi tarafından ısırılıp hayatta kalan tek kişi o.
That's your bite.
Bu senin ısırığın.
Getting that urge to bite again.
Yeniden ısırmak için bir dürtü geliyor.
And then we cut to the sound bite where the president and first lady blatantly lie and pretend that their marriage is rock solid.
Daha sonra sesi kesiyoruz. Sonra başkan ve eşi evliliklerine dair bariz yalanlar söyleyecekler.
You don't bite me, I don't step on you. Deal?
Isırmazsanız ben de üzerinize basmam, anlaştık mı?
Known for their bite, the fire ants have evolved into remarkable architects.
Isırıklarıyla bilinen ateş karıncaları olağanüstü mimarlar olarak evrilmiştir.
Here, I want you to bite on this.
Al bakalım. Bunu ısırmanı istiyorum.
She don't bite.
Merak etme, ısırmaz.
One bite at a time.
- Her seferinde bir ısırık.
What do you mean bite?
- Isırık derken?
You wanna be immortal, well Murphy here has got to bite you.
Ölümsüz olmak istiyorsanız Murphy sizi ısırmak zorunda.
The dentist. Uh, when he arrives, fetch my timber plank to put it in my teeth to bite for the pain.
Dişçi geldiğinde, acıya karşı ısırmam için ağzıma bir tahta parçası koymalıyım.
Some kind of messed-up bug bite took you down.
Berbat bir böcek seni yataklara düşürdü.
Yeah, and it looked like a dragon bite to me.
Evet, bana da bir ejderha ısırığı gibi geldi.
Now, tell me about this bite mark.
Şimdi bana şu ısırık izinden söz et.
For the same reason you lied about avoiding a werewolf bite when Elijah saw it with his own eyes.
Elijah kendi gözleriyle gördüğünde kurt adam ısırığından kaçınmanla ilgili yalan söyleme nedeninle aynısı.
And yet you lied about your werewolf bite.
Ama yinede kurt adam ısırığı hakkında yalan söyledin.
Don't you have greater concerns than a little wolf bite that I can cure on my own?
Kendi başıma tedavi edebileceğim kurt adam ısırığından daha büyük endişelerin yok mu?
People bite you if you don't bite first.
İlk sen ısırmazsan insanlar seni ısırır.
You want a bite?
Bir ısırık ister misin?
I knew that snake would come back to bite me.
Bu lafın başımı ağrıtacağını biliyordum.