Blind man Çeviri Türkçe
1,032 parallel translation
I think the artist has caught the blind man's look quite wonderfully.
Bence ressam kör adamın bakışını mükemmel yakalamış.
And anyone who wasn't nice wouldn't have married that poor blind man.
Eğer olmasaydı, o zavallı kör adamla evlenmezdi.
I keep hearing them all the time saying I married a helpless blind man for his money and then killed him for his money.
Hep aynı şeyleri duyuyorum. Kör bir adamla parası için evlendiğimi söylüyorlar. Sonra da onu parası için öldürdüğümü.
Quite a complicated matter, getting a blind man to bed.
Kör bir adamı yatırmak oldukça zor bir iş.
Had you no fear of the thought of spending your life with a blind man?
Hayatınızı kör bir adam için harcama düşüncesi sizi korkutmadı mı?
Did you find it difficult to care for a blind man?
Kör bir adamla ilgilenmeyi zor buldunuz mu?
Andre knew I killed the blind man.
Andre kör adamı öldürdüğümü biliyordu.
What sport can you find in the stumbling of a blind man?
Kör bir adamın tökezlemelerinin neresi eğlenceli?
A blind man cannot travel by the stars.
Kör bir adam yolunu yıldızlarla bulamaz.
Like you said, Jesse, you'd never get through with me, a blind man.
Dediğin gibi, Jesse, benim gibi kör bir adamla asla başaramazsın.
- Here is the blind man. - Fine.
- İşte kör adam.
Who will have mercy of a poor blind man?
Zavallı fakir bir adama kim acıyacak?
Feel pity for a poor defenceless blind man.
Zavallı savunmasız kör bir adama acıyın.
Nobody hears a poor blind man?
Zavallı kör bir adama yardım edecek yok mu?
Here the blind man.
Kör adam geliyor.
Help a poor blind man.
Fakir bir kör adama yardım.
What does a girl have to say to make a blind man see?
Kör bir adamın bunu görmesi için ne söylenmesi gerekir?
Blind man! Only fear could save you.
Seni sadece korku kurtarabilir!
You're the blind man who visits an elephant.
Fili elleyen kör adam gibisin.
Might as well be working with a blind man.
Kör bir adamla çalışsam hiç fark etmezdi zaten.
She's what every blind man sees!
Onun her kör adamı bir şey görür!
The painter stumbles like a blind man in the darkness of the white canvas.
Ressam, beyaz tualdeki karanlık üzerinde el yordamıyla ilerleyen kör bir zihin gibidir.
So that I didn't have to go down and rob bread and steal coal from the blind man.
Ekmek çalmak ya da kör adamdan kömür araklamak zorunda kalmama engel oldu mu?
Can't you see I'm only a poor blind man?
Zavallı bir kör olduğumu görmüyor musun?
That calf was old enough to put a.45 slug in a blind man's leg.
O lokma, kör bir adamın bacağına sıkacak kadar büyüktü.
Flying around the pylons, you may have the look of eagles, but down here you're a pitiful, blind man.
- Senin mi? Pilonların etrafında uçarken kartal bakışın olabilir ama burada yerdeyken acınası kör adamın tekisin.
A blind man isn't blind.
O kör adam, aslında kör değil.
Excuse me, sir, playing blind man's buff with the kids.
Özür dilerim, efendim. Çocuklarla körebe oynuyorduk da.
Sam, as the blind man said to the elephant, long time no see.
Sam, körün file dediği gibi, görüşmeyeli uzun zaman oldu.
Killing a blind man is one of their taboos.
Kör birini öldürmek onların yasaklarından biridir.
Yes, but a blind man runs no risks.
Evet, ama kör bir adam risk almaz.
Accattone, remember that time when we stole that money from a blind man to eat?
Accattone, hatırlıyor musun yemek için kör bir adamın parasını çalmıştık?
- God bless you, Herbie. A blind man could read that.
- Tanrı seni korusun, Herbie.
- Shimkey, the blind man?
Kimi bulacak? Kör adam, Shimkey'i mi?
Blind man, you get out too.
Kör adam, sen de in.
Are we such cowards that we can't take care of a single blind man?
Sadece tek bir kör adamla başa çıkamayacak kadar beceriksiz miyiz?
It's beneath us to come after a blind man, but it's another story if you're really Zatoichi.
Kör bir adamın peşinden gitmek bize yakışmaz, ancak Zatoichi isen işler değişir.
Blind man, who are you?
Kör adam, kimsin sen?
It was just a blind man they went after.
Peşinden gittikleri sadece kör bir adamdı.
A man's heart can be blind, son.
- İnsanın kalbi kör olabilir oğlum.
What have you done? I ask mercy for a blind and helpless man.
Kör ve çaresiz bir adam için merhamet istiyorum ben!
Take that, bloody blind man!
Al bakalım, lanet kör herif!
A man can stare at one of his canvases and go blind with the light.
Resmine bakan kişiler, ışık yüzünden kör olduklarını sanıyor.
Oh, man of dark deed, how did you find the heart to blind yourself... but deliver to all?
Ey, karanlık işlerin adamı, seni kör eden ama başkalarını es geçen o yüreği nereden buldun?
Blind man!
Kör!
It goes beyond blind obedience... and depends on- - on a man's faith... in his knowledge of what is right.
Veya kör bir itaatsizliğe... veya neyin doğru olduğunu... kendi bilgilerine göre değerlendirmesine dayanabilir.
I hope you're proud of yourself, shooting a half-blind, old man.
- Umarım yarı kör ve ihtiyar bir adamı vurarak,.. ... kendinle gurur duyuyorsundur.
Not to shoot it out with an old man half-blind.
Yaşlı ve yarı kör bir adamı öldürmek değildi.
This ain't blind man's bluff, boy.
- 130, Otis Amca.
This man is blind.
Bu adam kör.
And Roberto was a blind pickup man for his own sister.
Ve Roberto kendi kızkardeşi için kör bir pezevenkti.