English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But he's wrong

But he's wrong Çeviri Türkçe

585 parallel translation
He may be all wrong, but I think he's all right.
O yanılıyor olabilir ama, bence bu gayet iyi.
Oh but please, he didn't do anything wrong
Lütfen, yanlış bir şey yapmadı o.
Perhaps the course he gave us was wrong, but that doesn't prove anything.
Söylediği rota yanlış olsa da neyi kanıtlar?
But then he signed the wrong name and now they've got him and we're in the soup.
Ama yanlış isimle imzaladı ve şimdi onu yakaladılar. Biz de hapı yutmuş durumdayız.
No, but i wish i had, because if he ever does you wrong, i'll kill him.
Hayır, ama keşke görebilseydim, çünkü sana karşı yanlış bir şey yaparsa, onu öldürürüm.
But I was wrong, he's a real nice father
Ama yanılmışım, o gerçekten iyi bir baba.
- But he's in the wrong department.
- Ama yanlış departmana gelmiş durumda.
Professor Kataoka just claimed that his client believes in his own innocence. But he's wrong.
Profesör Kataoka az önce müvekkilinin masum olduğuna inandığını iddia etti ama yanıldı.
But this time he's gotten into the wrong sort of cage.
Ama bu kez yanlış bir kafese girmiş.
But he's all wrong. I think...
Ama yanılıyor.
Captain Spencer has the right idea but I believe he's going about it the wrong way.
Yüzbaşı Spencer'in güzel bir fikri var fakat onu yanlış yoldan giderek uygulayacağını düşünüyorum.
Sir Brack may have been born on the wrong side of the blanket but he's a knight of the Round Table sworn to lay down his life for our king and to defend truth, the weak and the helpless.
Brack ters biri olabilir ama o bir yuvarlak Masa şövalyesi Hayatını kral Artur'a, doğrulara ve masunlara yardım etmeye adamış biri.
He may be wrong, but at least he's entitled to tell his story.
Hatalı olabilir ama kendini anlatmaya hakkı vardır.
I may be wrong, but I don't think he's tied us into it yet.
Yanılabilirim ama sanırım bizimle ilişki kuramadı daha.
- He was wrong, but please try to understand.
Yanış yaptı ama anlamaya çalışın.
He knows it's wrong, but he's young and he takes her for a ride.
Yanlış olduğunu bilir, fakat gençtir ve arabayı sürmek için alır.
He never told me what it was, but I knew from the moment I saw him, that something was wrong.
Ne olduğunu bana hiç anlatmadı, fakat onu gördüğüm anda bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim.
But, I mean, you go telling that to anybody, he's liable to get the wrong idea.
Fakat, demek istiyorum ki, gidip bunu birine söylersin, o kişi yanlış bir fikre kapılabilir.
He is wrong, but he's wrong out loud.
Hatalı birisidir, ama hatası aleni.
But that's how man is different from animal : he can suppress the wrong feelings.
Fakat insanları hayvanlardan ayıran budur. Yanlış duyguları bastırabiliriz.
Well, I guess a man generally knows when he's wrong, but I guess you're right. So I'll lay it out the best I can.
Herkes akşam saat 11'in içki içmeyi ve şamata yapmayı kesmek için iyi bir saat olduğunda hemfikir.
Sure, an immoral guy is a guy who knows he's doing wrong, but he keeps on doing it anyway.
Tabii ya, ahlâksız adam yanlış yaptığını bile bile yapmaya devam edendir.
I'd have ended this whole thing successfully if he hadn't got the wrong window, but let's be patient.
Eğer o yanlış pencereye çıkmasaydı, her şeyi başarılı bir şekilde sonuçlandırabilirdim, fakat sabırlı olalım...
But he's doing her wrong
# Ama ona yanlış yapıyor
But he done her wrong
# Ama ona yanlış yaptı
But if he's got a bill of sale, you could have the wrong man.
Ama elinde fatura varsa, yanlış adamın peşinde olabilirsin.
This abbe is an interesting man, but he sees it in the wrong light.
Bu rahip ilginç bir adam ama olayları yanlış değerlendiriyor.
What he's done may seem wrong but he is Roger Korby.
Yaptığı her ne kadar yanlış da gözükse, o Roger Korby.
- But he might get the wrong idea!
- Belki yanlış anlayabilir!
I think he's all right, but if something goes wrong, I'm counting on you, Pete.
Bence o iyi ; ama işler kötü giderse, bunları senden bilirim, Pete.
There's something wrong with his liver, but still... He's an inveterate enemy of the Reich.
Karaciğeri daha kötüye gidiyor, fakat yine de Reich'ın düşmanı olan bir bağımlı o.
But he knows now it's wrong.
Evet.
He's a very clever writer, but in Russia one dare not say anything about the rich people doing wrong or what ought to be done for the poor.
O çok iyi bir yazarmış, fakat Çar döneminde kimse Rusya'daki zenginlerin kötü şeyler yaptığını veya fakirlerin daha iyi şeyler yaptığını söyleyemezmiş.
They have shut him in prison, but he's done nothing wrong.
Babanı hiç suç işlemediği halde hapse attılar.
He called it wrong, but... that's how it stayed.
Bana sorarsan hata yaptı. Sonra buraya yerleştim.
- But he is using the wrong methods.
Ama yöntemleri yanlış.
We have no king but Caesar He's done no wrong.
O yanlış bir şey yapmadı, en ufak bir şey...
He wants to buy me but he's wrong
Beni satın almak istiyor ama yanılıyor.
But if you go out there and try to tell him he's wrong... then want to try to whoop everybody, see?
Αma οraya gidip de οna hatasιnι söylemeye çalιşsanιz... herkese yumruk atmaya başlayacak, değil mi?
He's wrong, but I understand it.
Yanılıyor, ama anlıyorum.
He is a tough guy. But he met the wrong friends.
Aslında iyi biri sayılırdı... ama yanlış dostlar edindi!
I took Sunset, thinking he might be goin to his house, but I was wrong.
Evine gittiğini düşünerek Sunset yönüne gittim, fakat yanılmışım.
I don't wish to complain, but when he does bring something, - he's got it wrong.
Şikayet etmek istemem... ama ne zaman birşey getirse, yanlış oluyor.
He loves you, but he's wrong.
Seni seviyor, ama yanlış yapıyor.
I've told Jing Wuming to kill Xiaoli, but he's killed the wrong person, that's why I want you to kill Xiaoli.
jing wuming'e xiaoli'ni öldürmesini söylemiştim, Ama o yanlış insanı öldürdüğü için, Şimdi sizden Xiaoli'i öldürmenizi isterim.
But this time he chose the wrong guy.
Ama bu defa yanlış adamı seçmişti.
He's asking me but he is wrong to ask me as well
Soruyu bana sordu ufaklık? Ama gene de yanlış kişiye sordu
He knows it's wrong, he feels terrible about it, but the desire is growing and growing.
Yanlış olduğunu biliyor, kendini çok kötü hissediyor ama arzusu büyüyor da büyüyor.
Well, a man with a woman whom he's in love with... but who has something wrong with her, like she's frigid, can get very paranoiac.
Eh, adam ve kadın bir aşk yaşayan... Ama bu kadar duygusuz biri, nasıl bu kadar paranoyak olabilir?
So am I, but do you know he's got the rigging wrong?
Ben de, biliyor musun yelkenleri yanlış yapmış?
But is it wrong for a man to believe the woman he loves will come back?
Ama sevdiği kadının geri döneceğine inanmak yanlış bir şey mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]