English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But how did you

But how did you Çeviri Türkçe

1,012 parallel translation
But how did you know that?
Lakin, bunu nereden biliyorsunuz?
But how did you get it?
Peki ama nasıl anladın?
But how did you know I struck a reporter?
Peki bir muhabire vurduğumu nereden biliyorsun?
But how did you catch him?
Peki onu nasıl yakaladın, nasıl eminsin?
But how did you know I was here?
Ama burada olduğumu nereden bildin?
But how did you get onto the lake?
Peki göle nasıl geldiniz?
But how did you escape?
Ama nasıl kaçtın?
No. But how did you do it?
Ama bu parayı nasıl kazandın?
Yes, it does, but how did you know?
Evet, öyle, ama bunu nasıl biliyorsun?
But how did you break the bad news to the little woman?
Fakat küçük kadına kötü haberi nasıl çıtlattın.
But how did you do that
"Nasıl oldu bu?" diyor.
- But how did you know -
- Peki Giuliano'nun- -
- But how did you guess?
- Ama nasıl bildin?
But how did you know my nickname is Nell?
Takma adımın Nell olduğunu nasıl bildin?
I know it's none of my business, lady, but how did you happen to get three truckloads of potatoes in your backyard?
Bana düşmez ama, bayan üç kamyon dolusu patatesi bahçenize nasıl yığdınız?
I know, but how did you think of it?
Biliyorum ama bunu nasıl düşündün?
But how did you find out about it?
Fakat tüm bunları nasıl öğrendiniz?
- But how did you get away?
- Nasıl oldu da canını kurtarabildin? Söylesene?
But how did you know she'd be willing?
Onun da istekli olduğunu nereden bildin?
But how did you know?
Ama nerden biliyordunuz?
But how did you find out I was here?
Ama burada olduğumu nasıl öğrendin?
Not that it matters, but how did you know about Quinlen?
Önemli değil ama, Quinlen'in ne yaptığını nasıl anladın?
- Yes, but how did you do it?
- Evet ama nasıl yaptınız?
But, how did you know I struck the fellow?
Peki, o adama vurduğumu nereden bildin?
Yes, I did but how did you know?
Evet, koymuştum. Peki nereden biliyorsun?
But how did I dream about you?
Fakat nasıl oldu da sizi gördüm?
Well, if it was nothing but a blooming torso how did you know you got the right man?
Lanet olası gövdeden başka bir şey kalmamışsa, doğru kişiyi bulduğunuzu nasıI öğrendiniz? Çok basit, Lestrade.
I am sorry I did it like this, but I didn't know how to tell you.
Böyle yaptığım için üzgünüm ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.
I did everything I could to make it up to him, but you see how it is.
Onunla uzlaşmak için her şeyi yaptım ama durumu görüyorsun.
Yeah, but how in the name of green apples did they ever pass you through boot camp?
Ama nasıl seni kamptan bıraktılar?
But Leela, how did you escape?
Ama Leela, sen nasıl kaçtın?
But I love you just as much as I ever did and I'm worried about you, and I don't know how to help.
Ama seni her zamanki gibi seviyorum ve nasıI yardım edeceğimi biImiyorum.
Oh, man of dark deed, how did you find the heart to blind yourself... but deliver to all?
Ey, karanlık işlerin adamı, seni kör eden ama başkalarını es geçen o yüreği nereden buldun?
Yes, but how did he learn that you were here - and so quickly?
İyi de burada olduğunu nereden öğrendi, hem de bu kadar çabuk?
But tell me, how did you know about tonight?
Ama söyleyin, bu geceyi nereden öğrendiniz?
Well, she did her best to make it, but you know how these things are.
Elinden geleni yaptı ama bu işleri bilirsin Dave.
I don't know how, I don't know why. But I did love you.
Nasıl ya da nende olduğunu bilmiyorum ama seni sevdim.
I don't know how the word got out that I'd sent for you but somehow it did.
Nasıl oldu bilmiyorum ama seni çağırdığım duyuldu.
Yes anyway, I don't have the money for two. Let's go. - But, how did you find my address?
Olur zaten ikimiz için param yok.
I thought so too... but how did he know I called you?
Ben de öyle sanmıştım ama seni aradığımı nasıl bilsin?
But tell me, how did you manage to take Peggy's body to Morelli's house?
Ama söyle bana, Peggy'nin cesedini Morelli'nin evine taşımayı nasıl becerdin?
Hindenburg did not want to appoint Hitler, but two billion marks... You will see now how he parts with twenty pfennig and understand what two billion marks meant to him.
Hindenburg istemiyordu,... ama iki milyar... 20 pfennig vermeye kıyamayışına bakarsanız.
But then, you see, I began to ask myself, how did they find out that I had been to a farm?
O zaman ben de kendime şunu sordum. O çiftliğe gittiğimi nereden öğrenmişlerdi?
But, how did you get my address?
- Adresimi nasıl buldun?
Excuse me, but how much did he give you?
Afedersin ama, sana ne kadar verdi?
But we went over it How many times did I tell you?
Fakat biz üstünden bir kaç kez geçmiştik. Sana kaç kez söyledim? Üzgünüm.
You've probably heard this so often that it's boring but I had to say how much I enjoyed what you did.
Sıkıcı gelecek, çünkü çok duymuşsunuzdur ama şovunuzdan çok zevk aldım.
But how did you find me?
Senin için ne yaptım ki?
But these friends of yours how many did you say there are?
Bahsettiğin bu arkadaşlarının tam olarak kaç kişi olduğunu söylemiştin?
But tell me, how did you ever climb from the kitchen maid's daughter to Lady Moorepark?
Ama söyleyin, mutfak hizmetçisinin kızı iken nasıl Leydi Moorepark'lığa yükseldiniz?
You will think that we ought to have been very happy and we were but we did not know how happy till the pretty life at Edgecombe Villa was over and done with and we had to live a very different life indeed.
Çok mutlu olmamız gerektiğini düşüneceksiniz. Mutluyduk. Ama ne kadar mutlu olduğumuzun Edgecombe Villası'ndaki tatlı hayatımız sone erene ve tamamen farklı bir hayata başlayana kadar farkında değildik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]