English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But now

But now Çeviri Türkçe

59,460 parallel translation
Yeah, and a close friend, but now you and I are starting a family.
Evet, ve iyi bir dost, ama şu an sen ve ben bir aile kuruyoruz.
-.. but now, no longer.
- Fakat artık değiller.
I've'eard tell'twas once your family home, but now's fallen into unfriendly hands.
Oranın eskiden senin ailene ait olduğunu ama şimdi düşman ellere geçtiğini duydum.
This be the path, but now it goes across private land.
Patika bu olmalı ama özel arazinin içinden geçiyor.
But now, Ross?
Ama şimdi Ross?
We were gonna be real nice to you guys, but now it's gonna get messy.
Size nazik davranacaktık ama şimdi ortalık karışacak.
But now, I... I'm the only one rattling around here, and I want a new adventure.
Fakat artık etrafta benden başka kimse yok.
But now?
Ya şimdi?
But now that she's gone, that firm is gonna turn upside down, and I don't want you there when it does.
Ama şimdi o gitti şirket altüst olacak ve bu olurken seni orada istemiyorum.
- The truth- - that it was a mix-up, but now she's got a date on the books.
Gerçeği ; bir karışıklık olmuş ama şimdi görüşmeyi ayarladılar.
But now he needs surgery, and I put in for the time off weeks ago, and I have to be there for him, but now that I'm telling you this, I'm thinking maybe I could fly back a few days early, or I could get there a day later- stop, stop, stop.
Ama şimdi ameliyata ihtiyacı var haftalar önce izin için başvurdum ve babam için orada olmalıyım ama şöyle yapabiliriz belki birkaç gün erken giderim ya da birkaç gün geç giderim -
- Relax, I handled it, but now we have a chance to get you in.
Sakin ol hallettim. Ama şimdi seni de kabul ettirmemiz için şansımız var.
Now, I believe you have the belt ere kori. And we have taken to you as a brother. But this...
Artık kalbinde Kuşak olduğuna inanıyorum ve bizler de seni kardeş olarak kabul ettik ama bu bu hâlâ içinde var olan Dünyalı.
I know that you need time to grieve, and it's too hard to think about the future now. But you could come with me.
Yas tutacak zamana ihtiyacın olduğunun ve şu anda geleceği düşünmenin daha da zor olduğunun farkındayım ama benimle gelebilirsin.
But there's nothing I can do about it right now. Look...
Ancak şu an bu konuda hiçbir şey yapamam.
Now, from appearance, you look like you're up to the mark, but it's what's underneath that concerns me.
Şimdi, görünüşe bakarsanız, işaretinize kadar varmışsınız gibi görünüyorsunuz. Ama bu beni ilgilendiren şeylerin altındadır.
She told us not to look for her, but it's been ten weeks now.
Bize onu aramamızı söylemişti ama on hafta oldu.
Now, I know it sounds ridiculous but it has something of a dark reputation amongst its patients.
Saçma göründüğünü biliyorum. Ama o yatağın hastalar arasında kötü bir ünü var.
But he did. He could be back in Scotland by now.
Ama o yaptı.Şu anda Scotland'a geri dönmüş olabilir.
Now, we don't fully understand the mechanism whereby hypoglycaemia brings on death, but the latest thinking is a fall in glucose levels causes a massive release of adrenaline, which triggers an electrical disturbance in the heart.
Şimdi, hipoglisemi nedeniyle gerçekleşen ölümlerin mekanizmasını.. .. tam anlayamıyoruz. Ama son olarak akla kalpte elektriksel tahribatını tetikleyen büyük bir adrenalin, salınımı nedeniyle glikoz seviyesinde bir düşüşü akla getiriyor.
I mean, look... look, her education is just as important to me as it is to you, but right now I have to go.
Yani, bak... Onun eğitimi, senin için olduğu kadar benim için de öenmli. Ama şimdi gitmem gerek.
I want to hug you right now, but I can't hug this.
Sana sarılmak isterim, ama bu şekilde değil.
Uh, we'll see Daddy soon, honey, but, right now, we are gonna go and live with Nick and Kelly.
Yakında göreceğiz tatlım, ama şimdi gidip Nick ve Kelly ile yaşayacağız.
Listen, you probably don't want to hear this right now, but your wife is not crazy.
Bak, şu an bunu duymak istemeyebilirsin ama, karın deli değil.
But Eve is everything to me now.
Ama Eve şimdi benim için her şeydir.
There may be a part of me that is like her, but it is not who I am now and it's not who I'm gonna be again.
Benim gibi onun gibi bir parçası olabilir, Ama şimdi kim olduğum değil Ve yine kim olacağım değil.
Now, I'm not saying the Garden of Eden, but I'm not not saying the Garden of Eden.
Şimdi, Eden Bahçesi demiyorum. Ama Eden Bahçesi demiyorum değilim.
My dear, nothing would gratify me more than to have you beside me at the grand opening, but our priority now must be the welfare of the Warleggan heir.
Sevgilim, hiçbir şey beni, büyük açılışta yanımda olman kadar mutlu edemez fakat önceliğimiz Warleggan varisinin sağlığı olmalı.
But since his mama's marriage, he is now my son.
Fakat annesiyle evlendiğime göre, artık benim oğlum.
Now, Ross don't want you worshipping on his land, but would this not serve?
Ross, onun topraklarında ibadet etmenizi istemiyor peki bu işinizi görmez mi?
Which she has had, but there is now more urgency.
Tanıdık da fakat durum artık daha acil.
But I fear I must now devise another escape from enemy territory.
Korkarım şimdi, düşman bölgesinden bir kaçış daha planlamalıyım.
What you did was no more lawful than breaking Jim Carter out of Bodmin, but then you were a felon. Now you're a hero.
Yaptığın şey, Jim Carter'ı Bodmin'den kaçırmandan daha yasal değildi o zaman suçlu biriydin, şimdiyse bir kahramansın.
But the smart thing to do right now is to take a beat and just cool out.
Fakat şu an yapılacak en akıllıca şey sakin olup düşünmek.
I know you're a little low on trust right now, but we are running out of time.
Şu an biraz güven sorunun var biliyorum ama zamanımız tükeniyor.
And now that he's gone, you know, it may feel like we'll never be able to say some of the things that we always wanted to say to him, but I know that, deep down... underneath it all that...
Hep ona söylemek istediklerimizi artık öldüğü için söyleyemeyeceğiz gibi gelebilir fakat derinlerde, kalben Turdhole bizi seviyordu.
Oh, I will take that under advisement. But, uh, for now, if you'll excuse me, I have a pitcher of mojitos waiting.
Bunu bir öneri olarak alıyorum ama izin verirseniz beni bekleyen kokteyller var.
We'll resume chemo as soon as she's strong enough, but right now, I want her to focus on rest and getting her strength up.
Gücünü geri kazanır kazanmaz kemoterapiye devam edeceğiz. Şu anda dinlenmekten ve güçlenmekten başka bir şey düşünmesini istemiyorum.
But for now, we keep going.
Ama şimdilik yola devam edeceğiz.
Yeah, I love the idea of sending a message, but I'm not ready to talk about hiring associates right now.
Evet, mesaj gönderme fikrini sevdim ama şuan yeni çalışan alma hakkında konuşmaya hazır değilim.
The whole world knows he's a fraud, and he may not have served his entire sentence, but he deserves a chance to lead a life now that he's out.
Bütün dünya onun sahtekar olduğunu biliyor tüm cezasını yatmamış olabilir ama yeni bir hayata başlama şansını hak ediyor.
But it's not just one person in this case, it's two, and right now you're both losing.
Ama bu olayda sadece bir değil iki kişi var ve şu anda ikisi de kaybediyor.
You can believe whatever you want, but Harvey lashed out at me, and now he's not even man enough to come to me to ask me for help himself?
Neye istiyorsan ona inan Harvey bana bağırdı çağırdı ve şimdi yardımımı kendi isteyecek kadar adam olamıyor mu?
Well, maybe you don't consider her to be your mother, but she's my wife, and if anyone else spoke to her the way you did, they'd be on the floor right now.
Onu belki annen olarak kabul etmiyorsun ama benim eşim, ve onunla bu şekilde konuşan başka biri olsaydı şimdi yerdeydi.
Now, I thought you all knew this, but it's clear to me now that you don't.
Bunu bildiğinizi sanıyordum ama şimdi anlıyorum ki bilmiyormuşsunuz.
Now, I am sorry about your client's son, but the court was very clear, and there's nothing more that I can do.
Müvekkilinin oğlu için üzgünüm ama mahkeme kararı çok açık yapabileceğim başka bir şey yok.
I'd love to chat right now, but I can't.
Şu an konuşmak isterim ama yapamam.
Now I'm sorry, but I have to go.
Üzgünüm ama gitmem lazım.
- Hey, I'm doing what I wanted, and I'm helping people, so if you wanna call me a babysitter, you go right ahead, but right now the house is on fire, the kids are in the bedroom, and I'm about to goddamn save them.
İstediğim şeyi yapıyorum ve insanlara yardım ediyorum bana bebek bakıcısı demek istiyorsan buyur de, çünkü şu an ev yanıyor çocuklar yatak odasında ben de onları kurtarmak üzereyim.
Look, I don't know exactly what he's gonna do... but that's between you and Kevin now.
Bakın, ne yapacağını tam olarak bilmiyorum ama bu mesele artık sizinle Kevin arasında.
It looks calm now, but the storm is imminent.
Şu an sakin görünse de fırtınanın eli kulağında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]