English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But we didn't

But we didn't Çeviri Türkçe

3,706 parallel translation
Now they didn't seem to know much about what Henson had been into recently or where he'd been living, but they did know something that we didn't.
Henson'nın son zamanlarda neler yaptığını ya da nerede yaşadığına dair pek bir şey bilmiyorlar ama bizim bilmediğimiz bir şey biliyorlarmış.
I know those guys were annoying yesterday, but aren't you glad we didn't turn it into a whole big macho war thing?
Dün bize sorun çıkardıklarının farkındayım ama olayı maço bir şekilde savaşa dönüştürmediğine sevinmiyor musun şimdi?
Well, we got guys canvassing the area for witnesses, but whoever did this to Mark didn't hold back.
Hiç tanığın olmadığı bir yerde bulduk bunu Mark'a yapan her kimse bir hayli öfkeliymiş.
All right, well, we didn't get what we wanted, but maybe we can still use what we got.
İstediğimi alamamış olabiliriz ama elimizdekini kullanabiliriz.
We all wonder about the paths we didn't follow, but you could admit it.
Hepimiz, hayatta seçmediğimiz yolları merak ederiz. Kabul edebilirsin yani.
Mostly, we just waited for our time to be served, but some didn't take kindly to waiting.
Çoğumuz vaktimizin dolmasını bekliyorduk ama bazımız beklemeye dayanamıyordu.
But we didn't do it for just us.
Ama bunu sadece kendimiz için yapmadık.
It's something I've been thinking a lot about lately, but I realized that me and my ex-wife- - we- - we didn't care enough.
Son zamanlarda sıklıkla düşündüğüm bir şeydi bu ama artık fark ettim de eski karımla ben, biz yeterince önemsemiyormuşuz.
What I mean is, we cared about each other, but we didn't know how to be married.
Demeye çalıştığım şu, birbirimizi önemsiyorduk ancak nasıl evli olunacağından bihaberdik.
Not cos she hated him but because she still loved him, so we didn't... talk about him.
Ondan nefret ettiği için değil, onu hala sevdiği için. O yüzden biz de... onun hakkında konuşmazdık.
Ok, we were almost out of supplies and didn't save any hostages, but, technically, our Camry was victorious.
Malzemelerimiz neredeyse bitmişti ve... hiç bir rehineyi kurtaramadık. Ama teknik olarak zafer Camry'nindi.
But we know Dr. Isles didn't do it so maybe someone set her up?
Dr. Isles'ın bunu yapmadığını biliyoruz. Belki birisi tuzak kurmuştur.
Yeah, we used to date actually, but it didn't work out because we had some compatibility issues.
Evet, eskiden çıkıyorduk aslında ama yürümedi çünkü uyum sorunlarımız vardı.
Well, they didn't know names, but thanks to Thane and Liz, we now have a map of the distribution chain.
İsimlerini bilmiyorlarmış ama Thane ve Liz sayesinde artık dağıtım zincirine dair bir haritamız var.
Not really, we didn't, but...
Gerçekten yapmadık ama...
But when we interviewed you, you said you didn't have any family.
İyi de mülâkattayken ailen olmadığını söylemiştin.
Well, we didn't find him, but we found this.
Onu bulamadık ama bunu bulduk.
Nobody likes the Shark Tours here, but we didn't kill anybody.
Burada kimse köpekbalığı turlarını sevmez ama kimseyi öldürmedik.
Well, this is impressive, but we didn't find any mole poison in Burt's trunk.
Yani, bu etkileyici, ama Burt'un bagajında hiç köstebek zehri bulamadık.
But we didn't come here to fight, your highness.
Fakat buraya savaşmaya gelmedik, ekselansları.
But we know Dr. Isles didn't do it, so maybe someone set her up.
Dr. Isles'ın bunu yapmadığını biliyoruz. Belki birisi tuzak kurmuştur.
We didn't have proof, but I was sure it was her.
Kanıtımız yoktu ama onun çaldığından emindik.
We all almost died, but we all didn't.
Hepimiz az kalsın ölüyorduk ama ölmedik.
We didn't have much, but we didn't need a lot.
Fazla eşyamız yoktu. Fazla bir ihtiyacımız da yoktu zaten.
I didn't want to, but we could have.
İstememiştim ama bir bebeğimiz olabilir.
Thanks, Sofie, but we didn't want to make a big deal, it's a soft opening.
Sağ ol Sophie ama biz öyle büyük bir şey istemiyoruz. - Ön açılış bu.
We dreamed to caress each other but didn't dare doing it.
Birbirimizi okşamayı hayal ettik ama yapmaya cesaret edemedik.
But I didn't want to get halfway into a trip to Yellowstone before Phil discovered what malevolent hellspawn we have for children...
Fakat Phil, çocuklarımızın nasıl birer cehennem zebanisi olduğunu fark etmeden önce, Yellowstone159 yolunu yarılamak istemiyordum.
I don't know what it is, but we didn't do anything wrong.
Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama biz yanlış bir şey yapmadık.
But we didn't, not really.
Ama bunu yapamayız, gerçekten olmaz.
Well, we may have falsely accused her, but we didn't break her spirit.
Lacey'yi yanlış suçlamış olabiliriz ama tarzına zarar vermedik.
Maybe he didn't have a chance yet. Yeah, but he's got to know we saw the shooting.
- Ama olayı gördüğümüzü biliyordur.
Lee's cell phone's last known location was there, but due to network overlap, we didn't get a pinpoint location.
Lee'nin cep telefonunun bilinen son yeri orasıymış. ... fakat şebeke hatası nedeniyle, tam olarak yerini öğrenemedik.
B-But we didn't finish.
Ama bitirmemiştik.
I didn't know his face, but we all knew to stay away from that freak in the old brown truck.
Yüzünü hatırlamıyorum ama hepimizin bildiği tek şey eski kahverengi tırın içindeki kaçıktan uzak durmak.
For months we planned escape, but it didn't work out.
Ay için, kaçış planlanan ve işe yaramadı.
He didn't have documents but we hired him as a dance teacher.
Evrakları yoktu ama biz onu işe aldık bir dans eğitmeni olarak.
I can't say we didn't see it coming, but it's a sad day when anybody is fired.
Bunun bir gün olacağını tahmin edemedik diyemem ama kim kovulursa kovulsun üzücü olur.
I didn't talk to him at length about it, but, you know, we were delivering hay, and he was just broke up.
O olayla ilgili hiç konuşmadık çünkü sadece iş arkadaşıydık ve o gerçekten bunalımdaydı.
But we can't prove the notes on the holdall are from the robbery, because the bloody banks didn't keep records of most of them.
Ancak çuvaldaki banknotların soygundan olduğunu kanıtlayamıyoruz çünkü kahrolası bankalar çoğunun kayıtlarını tutmamışlar.
I take him into the paper with me every day, But I didn't have time to run him home Before we, you know, we did this,
Ben uzun lafın kısası onu her gün benimle evrak işlerine dahil etmek için getiriyorum ;
" We didn't give you the gift of life, but in our hearts we know the love we feel is deep and real, as if it had been so.
" Sizi dünyaya biz getirmedik ama kalplerimizde size duyduğumuz sevgi çok derin, gerçek ve sizi biz doğurmuşçasına.
I didn't want to worry you if it didn't happen, but it looks like we're going.
Daha gitmeden seni endişelendirmek istemedim ama anlaşılan gidiyoruz.
Yeah, well, we didn't ask for you to leave, but you did that anyway.
Gitmeyi de sen istemedin ama yine de gittin.
I understand your concerns, Dan, but until Karen took me there, we didn't know she was headquartered in Boston.
Endişelerini anlıyorum Dan. Ama Karen beni oraya götürdü. Karargâhının Bostan'da olduğunu bilmiyorduk bile.
Had he lived, I'm sure we would have resolved it, but the fact that we didn't continues to haunt me.
Yaşıyor olsa eminim çözerdik ama çözmemiş olduğumuz gerçeği beni rahatsız etmeye devam ediyor.
Forgive me, but didn't we just spend yesterday in a suite at the Ritz Carlton?
Bağışla beni ama dün günümüzü Ritz Carlton'da bir odada geçirmedik mi?
But, thanks to my expert shot, we didn't have to worry about the wand falling into anyone's hands.
Fakat benim uzman atışım sağ olsun O asanın başka ellere geçmesi hakkında endişe etmemize gerek kalmadı.
We didn't find anything in the quarry, but a deputy found this a few miles away.
Madende bir şey bulamadık ama bir memur birkaç kilometre ötede bunu bulmuş.
I didn't want to say anything, but this... everything we're going through... we've kind of been through something like this before, a lot like this.
Bir şey söylemek istemedim... Ama tüm bu olanlar daha önce yaşadığımız bir olaya benziyor. - Hem de çok.
We took those pictures, but we didn't do the other stuff.
Evet, fotoğraflar bize ait ama diğer şeyleri biz yapmadık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]