Can we come in Çeviri Türkçe
848 parallel translation
Can we come in? Thank you.
Teşekkür ederim.
- Titorelli, can we come in now?
- İçeri girebilir miyiz Titorelli? - Hayır!
Can we come in?
İçeri girebilir miyiz?
Can we come in?
Gelebilir miyiz?
Can we come in?
Binebilir miyiz?
- We have come here in the hope that you would tell us how we can do that.
Buraya, bunu nasıl başaracağımızı söylemen umuduyla geldik.
And in as much as Anita and I are planning to send Rhoda to college, now, the only thing I can suggest is that you come to live with one of us until we get ourselves straightened out.
Anita'yla ben de Rhoda'yı üniversiteye göndermeyi planladığımıza göre şu anda önerebileceğim tek şey işlerimizi yoluna koyana kadar, içimizden biriyle kalmanız olacaktır.
The point is, an enemy of the Reich has come to Casablanca and we are checking up on anyone who can be of any help.
Mesele su : Reich'in bir düşmanı Casablanca'ya gelmiş ve bu konuda yardımcı olabilecek herkesi soruşturuyoruz.
If we can't break in, he won't come out?
Zorla giremezsek, dışarı çıkmayacak mı?
I say, Holmes, can't we come back in the daytime?
şey, Holmes, gündüz vakti bir daha gelemez miyiz?
I've come to ask you how we can change over in this jungle from the murdered Norwegian people to the murdering Norwegian people.
Sizlere şunu sormaya geldim : Bu ormanda katledilen Norveç halkından katleden Norveç halkına nasıl dönüşebiliriz?
Maybe you want the law to come in here and find out what we're planning to do. So he can go back and tell Lufton.
Belki planımızı Lutfon'a anlatmak için yasal bir yol bulursun.
Oh... You can come back after we're in the air, baby face.
Havalandıktan sonra geri gelirsin, bebek yüz.
Come with me now, we can find a carriage in the square.
Gel benimle, meydanda bir araba bulabiliriz.
Come, by midday we can be at the spring of Yumis with Egypt almost in sight.
Hadi! Öğlen ırmağa varırız, Mısır neredeyse görünür oradan.
We can't let them come in here, Lorraine!
Buraya girmelerine izin veremeyiz, Lorraine!
We're going to open the doors of Skull... and ask you all to come in and eat and drink the finest food and liquor... that money can buy.
Skull Çiftligi'nin kapilarini açip... paranin satin alabilecegi en iyi yiyecek ve içecekleri sunmak üzere... sizi davet edecegiz.
Come on, maybe we can get some coffee in the mess hall.
Haydi, belki şu berbat salonda biraz kahve içeriz.
In the show, one guy's got to be at the helm... and in Jeff, we got someone we can trust to it is the Devil, come to claim the soul of the modern Faust man.
Şovda birisi dümende bulunmak zorunda Jeff güvenebileceğimiz birisi sonra Şeytan çıkagelir, modern Faust'tan ruhunu ister.
We run as far as we can but in the end we come face-to-face with ourselves.
Kaçabildiğimiz kadar kaçarız, ama sonunda kendimizle yüz yüze geliriz.
- Then we can come in and buy more.
- Sonra yine gelip alırız.
We can wait right here and get them as they come in.
Onları tam burada bekleyip içeri girerken haklayabiliriz.
We can come in as close to the shore as 50 strokes.
Kıyıya biraz daha yanaşabiliriz.
We're anxious to see old Jett come out in that suit.
Bizim Jett'in o kıyafetle çıkışını görmeye can atıyoruz.
We can talk if you'll come in here.
Şöyle gelirseniz konuşabiliriz.
We can't be certain, of course, that our connection with the disappearance of Mr. Withers will never come to the attention of the police.
Kuşkusuz, Bay Withers'in kayboluşuyla ilişkimizin asla polisin dikkatini çekmeyeceğinden emin olamayız.
Then, he'd better come along, we can talk in the car.
O zaman o da gelsin arabada konuşuruz.
Tate, he won't come out, and we can't get in there and get him without somebody getting shot up.
Tate, bu adam dışarı çıkmaz, ateş eden biri olmadan içeri girip onu çıkarmamız mümkün gözükmüyor.
Can't we come in for a moment?
İçeri girebilir miyiz?
Mother, he can't come now, we're right in the middle of grace.
Anne, şu anda gelemez, şükran duasının ortasındayız.
We just can't let people come in and out of here without knowing whose place it is.
İnsanların kimin yeri olduğunu bilmeden buraya girip çıkmasına izin veremeyiz.
The stupidest burglar in the world could come in and walk away with everything, and we can't even get out.
Bu alarm da diğer şeyler gibi işe yaramıyor. Buradan çıkamayacağız.
If we can get them on our side, they could come in handy.
Eğer onları bizim tarafımıza çekebilirsek, işe yarayabilirler.
We can accept that as a reason,... but we can't make her come here three times in a row... claiming she's getting married when she isn't.
Bunu kabul edebiliriz ancak bir genç kızı üç kez sıraya sokup o istemediği halde evlenmesini talep edemeyiz.
Only in the promise of what shall come... can we prosper.
Ancak olacakların umuduyla gelişebiliriz.
Can't we come in too?
Biz de gelemez miyiz?
Because if we fire back, we give them new propaganda to use against us, and play into the hands of Communists, who want us to start a real war so that Russia can come to China's rescue and in that way take her over.
Çünkü karşı ateş açarsak, onlara, bize karşı kullanmaları için yeni propaganda malzemesi vereceğiz ve savaş isteyen Komünistlerin ekmeğine yağ süreceğiz. Böylece Rusya, Çin'in imdadına yetişip yönetimi ele geçirebilecek.
Well, come in. We can't talk here.
İçeri gelin, orada konuşabiliriz.
I'll come back when we can discuss this in an atmosphere of mutual respect and understanding.
Sakinleştiğinizde geri dönerim ve iki yetişkin gibi konuşabiliriz o zaman. Şimdilik iyi akşamlar.
I can't add anything. We'll have to wait for Officer Levine... to come out of surgery.
Memur Levine'in ameliyattan çıkmasını beklemeliyiz.
We can stay up all night if you want, come in at dawn.
İstersen bütün gece uyanık kalır şafakla döneriz.
You can't come in here. That's all we need!
İş yaparken omzumdan bakan biri olmasına dayanamam.
Maybe you oughta come into the aft chamber... where we can discuss this in private.
Belki arka odaya gelmen iyi olurdu... o zaman bu konuyu aramızda tartışırdık.
But Caesar you do have to admit these Gaulish villages can keep... your army at bay. In my opinion it is time we come to adopt a... realistic approach to the situation.
Ama Sezar kabul etmelisin ki bu Galya köyü... ordularınızı bir körfez uzaklıkta tutabiliyor.
If we can come in....
Eğer içeri girebilirsek...
- We can't come in.
- Giremeyiz.
Why don't I come back when we can talk when I've got something in the works for you?
Sizin için bir iş bulduğumda yanınıza geri geleyim mi?
We can come in to you.
Sana gelebiliriz.
You boys, come in and take a seat so we can get started.
Siz çocuklar, gelip oturun, böylece başlayabiliriz.
- Sure we can. Come in, everybody.
- Tabii alabiliriz.
Can we come in?
Girebilir miyiz?
can we meet 42
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we just talk 25
can we go home 29
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we just talk 25
can we go home 29