Can we just Çeviri Türkçe
16,354 parallel translation
Can we just get those beers?
Biraları alabilir miyiz?
Can we just please give this a rest until you're fully recovered?
Sen tamamen iyileşene kadar bu meseleyi bekletsek olmuyor mu?
All right, can we just stay focused here?
Tamam, biz sadece burada odaklanmış kalabilir?
- Sadie, can we just go inside and talk?
- Sadie, sadece içeri girip konuşabilir miyiz?
Can we just... can we just...
Sadece...
Can we just all agree we're worried about Affleck?
Affleck'ten pek umudumuz olmadığını itiraf edelim mi?
Can we just get to acceptance?
Artık kabullendiğin kısma geçebilir miyiz?
- Can we just talk about...
- Acaba neden şu anda...
Can we just say it out loud so it stops being weird?
Sesi olarak söylesek de tuhaf olmaktan çıksa artık?
I just hope we can help Ruby.
Umarım Ruby'e yardım edebiliriz.
I'm just... glad to finally see you so we can talk.
Sonunda karşılaştığımıza çok sevindim. Artık konuşabiliriz.
You don't have to make love to her, just get the calf out of there so we can raise it and slaughter it.
Sevişmenize gerek yok sadece buzağıyı dışarı çıkar ki, büyütüp katledebilelim.
Why can't we just go home?
Neden eve gitmiyoruz ki?
Why can't we just use the restaurant's phone and call a cab?
Neden restoranın telefonundan taksi çağırmıyoruz?
Listen : I just gotta get in touch with HPD, and once I do, we can get off this bus.
Dinleyin, polise ulaşmam gerek.
Before we go, would you mind just writing down a phone number where we can get ahold of you in case we have any more questions?
Gitmeden önce şuraya telefon numaranızı yazar mısınız? Size başka sorular sormak isteyebiliriz.
Well, we are just dying to know how the conductor got all the way from the front to the back, kill the ambassador, and not be seen?
Kondüktörün nasıl kimseye görünmeden ön taraftan arkaya geçip büyükelçiyi öldürdüğünü öğrenmek için can atıyoruz.
We can't just sit around waiting for them to get back.
Burada boş boş oturup gelmelerini bekleyemeyiz.
It's not like we can just walk into a criminal enterprise and start looking around.
Devasa bir suç örgütünün içine elimizi kolumuzu sallayarak girip arama yapmaya başlayacak halimiz yok ya?
We can just, you know, stay here and hang out in the hot tub.
Burada kalıp jakuzide takılabiliriz.
Paternal instinct is a deadly bias that we just can't risk.
Babalık içgüdüsü riske edemeyeceğimiz kadar ölümcül bir önyargı.
- Should I be ashamed of that, or can we all just tell the truth about whether we've been to... "Shtaad."
- Bunun için utanmam mı gerekiyor yoksa Shtaad'a gidip gitmediğimiz hakkında gerçeği mi söylesek.
Now we can just put it behind us, move on, don't have to be weird.
Şimdi artık bunu arkamızda bırakıp ilerleyebiliriz, garipleşmeye gerek yok.
Riley, can we please just talk?
- Riley, lütfen bir konuşabilir miyiz?
Dean, we can't just sit around and - - and wait for a lead.
Dean öylece oturup bir ipucunun çıkmasını bekleyemeyiz.
Just stop, please, all right, we can all walk away.
Sadece dur, lütfen. Tamam mı? Hepimiz yürüp gidebiliriz.
If you just sign right there, we can get going.
Burayı imzaladığında gidebiliriz.
We can't just let him or her fly off into the sunset.
Onun günbatımına doğru uçmasına izin veremeyiz.
Uh, Professor Hawking, if you just give us one second, we'll light the candles, and we can all sing together.
Profesör Hawking, bize biraz izin verirseniz mumları yakacağız. Böylece hep birlikte şarkı söyleyebiliriz.
If you want to come around here, I can just take a quick picture for your profile and we'll be done.
Şuraya gelirseniz biyografiniz için bir fotoğraf çekmemden sonra işimiz biter.
Just so that we can leave this on a good note.
Günü iyi bir şekilde noktalamış olalım diye.
Just a few days, that's all I'm asking, and then we can return rested and clear-headed.
Sadece birkaç gün istiyorum. Ardından dinlenmiş ve temizlenmiş bir kafayla döneriz.
We can't just stand here and do nothing.
- Hiçbir şey yapmadan bekleyemeyiz.
Can't we just be happy together?
Beraber mutlu olamaz mıyız?
We can't just assassinate a foreign leader without consulting with the Commander in Chief.
Başkomutana danışmadan yabancı bir ülkenin liderini öldüremeyiz.
We look at so much malware every day that we can just look at the code and straightaway we can say, okay, there's something bad going on here, and I need to investigate that.
Hergün birçok zararlı yazılımı inceler ve koduna bakınca... "Tamam bu kötü ve araştırmalıyız" deriz.
And just to give you some context, we can go through and understand every line of code for the average threat in minutes.
Fikir vermesi açısından söylüyorum... Ortalama bir yazılımda kodu açıp incelememiz dakikalarımızı alır.
Look, can't we just keep the plans the same?
Bak, planlar aynı kalsa olmaz mı?
But for right now, you just need to stay calm until we can figure out what's going on here.
Şu andan itibaren biz neler olduğunu bulana kadar sakin olman lazım.
Just until we can get a handle on this.
Sadece biz bunun üstesinden gelene kadar.
It's just that I think that we can present a new Alessandra that doesn't compete with the old Alessandra, you know?
Sadece düşünüyorum da eski Alessandra'yla yarışmayan yeni bir Alessandra sunabiliriz.
We'll tell him it's nothing personal, but with such a small space, there's just no way we can make it work.
Kişisel bir şey olmadığını, mekanın küçük olduğunu ve bunun yürüyemeyeceğini söyleriz.
I'm waiting for him to finally apologize and admit that he was wrong so we can just fall back into each other's arms and go back to making other people feel bad about not being as in love as we are.
Özür dileyip hatalı olduğunu itiraf etmesini ve yeniden kol kola girip başkalarını bizim.. ... kadar aşık olamadıkları için üzmek istiyorum.
Uh, but please, if you could just grant us a brief recess, I believe we can offer you the definitive proof that you're looking for.
Ancak mahkemeye kısa bir ara verebilirsek size aradığınız kanıtları sunabileceğimize inanıyorum.
- Can't we just watch for a minute?
Bir dakika boyunca izleyemem?
Just sit tight here and we'll see if we can get to the bottom of this.
Biraz bekleyin, ben de neler olduğunu öğrenmeye çalışayım.
Can't we just go to another town and get an actual room?
Başka bir kasabaya gidip, normal bir oda bakamaz mıyız?
Look, we can fix it up in no time just the way you like.
Çarçabuk gönlüne göre yaptırabiliriz.
Can't we just revoke Winston's plus one?
Winston'ın artı birini silemez miyiz?
We can't just let the White House take an eraser to our entire domestic agenda.
Beyaz Saray'ın silgiyle siler gibi gündemi silmesine izin veremeyiz.
We just... we can't leave Will with all the packing.
Tüm toparlanma işini Will'e bırakamayız. Anlıyorum.
can we just talk 25
can we just go 46
can we just talk about this 16
can we meet 42
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we just go 46
can we just talk about this 16
can we meet 42
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we go home 29
can we see it 30
can we go now 187
can we do this later 36
can we help you 104
can we talk for a minute 25
can we talk to you 24
can we move on 42
can we please 44
can we go home 29
can we see it 30
can we go now 187
can we do this later 36
can we help you 104
can we talk for a minute 25
can we talk to you 24
can we move on 42
can we please 44