Can you help him Çeviri Türkçe
934 parallel translation
But if he killed Dr. Edwardes, how can you help him?
Ama eğer Dr. Edwardes'ı öldürdüyse nasıl yardım edeceksin?
Can you help him?
Ona yardım edebilir misin?
Can you help him?
- Ona yardım edebilir misin?
- Can you help him? - It would take time.
Yardım etmesi zaman alacak.
- Can I help you bring him down?
Onu buraya getirmende yardımcı olmamı ister misin?
I can persuade him to help you.
Sana yardım etmeye ikna edebilirim onu.
Take him out, give him what help you can, but the collar mustn't be removed.
Götürün, ne gerekiyorsa yapın, ama tasması çıkarılmayacak.
You can't go and help Fry put him in a cage.
Fry'a onu kafese koyması için yardım edemezsin.
Can you help me get rid of him?
Ondan kurtulmama yardım eder misiniz?
You don't know my father... you don't know anything about him, and you can't help me.
Babamı tanımıyor onun hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz ve bana yardım edemezsin.
Lord, if you can, help him to be getting his land.
Tanrım, mümkünse araziyi alması için ona yardım et.
Can't you help him?
Yardımcı olamaz mısınız?
Even if you are close friends of Morrison's, you can't help him to hide out, so don't try.
Morrison'un yakın arkadaşı olsanız bile saklanmasına yardım edemezsiniz, bu yüzden sakın denemeyin.
Only you can help him now.
Sadece sen yardım edebilirsin artık.
Help you to take him back to the boys... so he can kill more people and defy the authorities?
Onu size vereyim de, öldürmeye ve yasaları çiğnemeye devam mı etsin?
She can't find him... so she comes to you to ask you to help her to find him.
Onu bulamıyor. Bu yüzden, ona yardım etmenizi istiyor.
Don't you think he needs me? It takes a pretty special kind of woman... in a lot of ways. Don't you think I can help him?
Bana ihtiyacı olduğunu, ona yardımcı olabileceğimi düşünmüyor musunuz?
When you put racing shoes on him, can I help you?
Yarış ayakkabılarını giydirirken sana yardım edebilir miyim?
You can't help him, Morgan.
Ona yardım edemezsin, Morgan.
We can't help him if you don't tell me.
Bana söylemezsen ona yardımcı olamayız!
Let him go. - I can't help you.
- Size yardımcı olamam.
I can even help you to win him back.
Sana onu geri kazanman için bile yardım ederim.
You can't help him now.
Onun için bir şey yapılamaz.
He's a little on the dull side, but you can't help liking him.
Biraz sıkıcı, ama insan onu sevmeden de edemiyor.
I can't help it, Tod. You know I can't stand seeing him play with a gun.
Elimde değil, onun tabancayla oynadığını görmeğe dayanamam.
Sometimes I can't help but feel that in him you see all the things I'm not.
Bazen yardım edemem ama herşeyi içimde hissederim Sen benim göremediğim şeyleri görürsün.
I can help him more than you or anyone else can.
Ona, senden veya bir başkasından daha çok yardım edebilirim.
I can help you find him.
Onu bulmanız için yardım edebilirim.
- Then why did you kill him? - l wish to help you all I can, Inspector. But I cannot answer that question.
- Size yardımcı olmak isterdim müfettiş ama bu soruya cevap veremem.
- No, you can't help him.
- Hayır, yardım edemezsin.
- Can you help me catch him?
- Yakalamama yardım eder misiniz? - Evet, tabii Madam!
I'll tell you how you can help him.
NasıI yardım edebileceğinizi söyleyeyim.
Five times only you can help him to overthrow Pelias.
Pelias'ı tahttan indirebilmek için senden beş yardım alacak.
Maybe you can help him. We can't.
Bizim ona yardımımız olmuyor, belki senin olur.
You can't help him.
Yapabileceğin bir şey yok.
Maybe it's better, so you can help him.
Böylesi daha iyi. Ona yardım edersin, hiç olmazsa.
You can't help him now.
Ona yardım edemezsin!
Help him to live if you can.
Yaşatmak için elinizden geleni yapın.
But you can't help him.
Ama ona yardım edemezsin.
No one can help him... except you.
Ona senden başka kimse yardım edemez.
If I keep him here, can't you help him?
Onu burada tutarsam, yardımcı olur musunuz?
You can help him.
Peki ya sen?
Help him if you can.
Ona yardım edebilirsen, et.
Please, please, can't you send somebody to help me find him? .
Lütfen, onu bulmama yardımcı olacak birini gönderemez misin?
Do you think you can help him?
Sizce ona yardım edebilir misiniz?
You are no match for him But if you really have to go can you allow me to go with you to offer you some help
Tek başınıza asla şansınız olmaz, ama ısrar ediyorsanız... izin verin bende sizinle geleyim ve size yardım edeyim!
Painless has a psychological problem, and you're the only person who can help him.
Ağrısızın psikolojik sorunu var ve ona yardım edebilecek tek kişi sensin.
You can help me raise him, Louis.
Onun kalkmasına yardım eder misin, Louis.
You can't help him now.
Şimdi ona yardım edemezsin.
Him can help you.
Sana yardımı dokunur.
You believe him can help you more than me?
Sana benden daha fazla yardım edebileceğini mi sanıyorsun?
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me now 64
can you walk 167
can you see me 160
can you believe that 422
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445
can you hear me now 64
can you walk 167
can you see me 160
can you believe that 422
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445