Can you talk Çeviri Türkçe
13,722 parallel translation
- Can you talk? - Of course.
- Konuşabilir miyiz?
Can you talk to me?
Konuşabilecek durumda mısın?
Charles, how you doing tonight? Can you talk to me? Seizure activity?
Charles, nasılsın bakalım, konuşabiliyor musun?
Well, look, you can talk to her mother and she can tell you.
Bak, onun annesi ile konuşabilirsin. Sana anlatacaktır.
Massa Waller, Massa Waller. Can I talk to you about Toby?
Sahip Waller, Sahip Waller sizinle Toby hakkında konuşabilir miyim?
You can't talk to me that way.
Benimle o şekilde konuşamazsın.
You know you can always talk to me if you need to.
İhtiyacın olursa her zaman benimle konuşabilirsin.
Sir... Can I talk to you for a second?
Efendim, biraz konuşabilir miyiz?
Jake, can I talk to you in private for a minute?
Jake, bir dakika gelir misin?
Hey, Karen, can I talk to you for a second in private?
Karen, seninle biraz özel konuşabilir miyiz?
Boyle, can I talk to you privately?
Boyle, seninle özel olarak konuşabilir miyim?
Jake, can I talk to you about my wedding for a second?
Jake, düğünüm hakkında konuşabilir miyiz?
Great, Sarge, can I just talk to you outside for one moment?
Pekala, Sarge, seninle dışarıda konuşabilir miyiz?
You can't talk to me like that.
Benimle bu şekilde konulamazsın.
You can't sleep here anymore... and just want to talk.
Artık burada uyuyamazsın... ayrıca yalnızca konuşmak istiyorum.
You can go. I need to talk.
- Sen git, ben konuşacağım!
- Can I talk to you for a second?
Seninle bir saniyeliğine konuşabilir miyim?
You can talk to him.
Onunla konuşabilirsin.
Hey, can he talk while you drink a glass of water?
Peki sen su içerken konuşmasına izin var mı?
Hey. Can I talk to you for a minute?
- Selam, bir dakikanı alabilir miyim?
Can I talk to you?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Ye can talk to a wee one in a way you canna talk to anyone else.
Küçük biriyle başka hiç kimseyle konuşamadığın şekilde konuşabilirsin.
There's nothing you can do that will make me talk.
Ne yaparsan yap beni konuşturamayacaksın.
I just feel like I can talk to you about this kind of stuff. Yeah?
Seninle bu tarz şeyleri konuşabileceğimi hissediyorum da.
can I talk to you outside for a second? Just one second.
Seninle bir saniye dışarıda konuşabilir miyim?
- You can't talk like that.
- Böyle konuşamazsın.
Yours is that you can talk your way past it.
Seninki ise konuşarak kurtulabileceğin.
They can't force her to talk to you, sir.
Onu sizinle konuşmaya zorlayamazlar efendim.
You can talk!
- Konuşabiliyorsun!
You can certainly talk to me, if you like....
- İstersen benimle konuşabilirsin.
You can always talk to me.
Benimle her zaman konuşabilirsin.
Perhaps we can talk about the period in your life before you were first incarcerated.
Belki cezaevine girmeden önceki hayatından konuşabiliriz.
Can I talk to you... alone?
Sizinle konuşabilir miyim yalnız?
We can talk whenever you like.
Ne zaman istersen konuşabiliriz.
I can talk you through where to invest your money, if you're serious.
Ciddiysen paranı nereye yatırman gerektiğiyle ilgili konuşabilirim.
Well, first, can we talk about the nature of reality, as you perceive it?
Önce sizin anlayışınıza göre gerçeklerden bahsedebilir miyiz?
This boy can hear everything you're saying, and we're trying to win his trust and talk to him.
Bu çocuk her lafınızı duyuyor olabilir. Biz burada güvenini kazanıp onunla konuşmaya çalışıyoruz.
There's only so many times I can hear you talk about the Container Store.
Birçok defa senin Container Store üstüne konuşmanı dinlerdim.
They want you to come back to the camp so they can talk to you.
Seninle konuşmak için kampa geri dönmeni istiyorlar.
I had no idea you were so ill, I'm so sorry but I can talk...
Bu kadar hasta olduğunuzu hiç bilmiyordum. Üzgünüm ama Vernon'la bir...
They can't talk to you.
Seninle konuşamazlar ki.
And I'm telling you this because you are the only person that I can fucking talk to.
Ve bunu sana anlatıyorum çünkü konuşabileceğim tek kişi sensin.
Hey, Philip, can I talk to you alone for a second?
Philip, seninle biraz başbaşa görüşebilir miyiz acaba?
If it's unfair to you of course... we can talk or think about something else
eğer adil değilse tabii ki tekrar konuşabiliriz veya başka birşey düşünebiliriz
Can I just talk to you?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Let me see if I can talk myself out of firing you.
Acaba seni de ateşe versem mi!
I bet you can talk to New York on this thing.
Eminim bununla New York'la konuşulur.
I want you to feel like you can talk to me.
Benimle konuşabileceğini bilmelisin.
You can talk to me.
Benimle konuşabilirsin.
- You can't talk to him.
- Onunla konuşamazsın.
You can talk yourself into any kind of justification.
Haklı çıkmak için kendi kendini ikna edebilirsin.
can you talk to me 19
can you talk to him 20
can you talk to her 22
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you help me 410
can you talk to him 20
can you talk to her 22
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me now 64
can you walk 167
can you see me 160
can you believe that 422
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me now 64
can you walk 167
can you see me 160
can you believe that 422
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657