City police Çeviri Türkçe
666 parallel translation
Neither can city police.
Kasabadakilerde öyle.
The dad-blasted, goldinged city police.
Kahrolası, aşağılık şehir polisi.
I've read of things little short of miraculous by the city police, as well as the FBI, from a piece of cloth or even a button. 1 : 15.
Şehir polisinin ve FBI'ın bir parça bez hatta bir düğmeden mucize işler başardığını okumuştum.
I'm sure the Bay City police would frown upon us disturbing him over such a trifle.
Eminim ki Bay City polisi Lavery'i böyle önemsiz bir konuda rahatsız ettiğimiz için bize sert çıkacaktır.
I was too much for any big-city police force to handle.
Ben büyük şehir polislerine bile fazla geldim.
Mr Southstreet, it is Lieutenant Brannigan of the New York City Police Department.
Bay Southstreet, New York Şehri Emniyet Müdürlüğü'nden Müfettiş Brannigan.
You will be the head of the City Police under my supervision.
Denetimim altında Şehir Polisinin başına geçeceksiniz.
This concerns the City Police.
Konu Şehir Polisini ilgilendirir.
But this is Detective Sergeant Lowther of the city police.
Fakat bu, şehir polisinden Dedektif Çavuş Lowther. O tutuklayabilir.
the city police are guilty of rioting!
İsyanın suçlusu şehir polisidir.
I'll augment your force with the city police.
Emrinize şehir polisini de vereceğim.
The pursuit force will consist of a unit of the National Guard part of the tactical riot squad of a city police department and three federal marshals
Ulusal Güvenlik Güçlerinden gelen bir ekip,... çevik kuvvet ekipleri ve üç polis şefinden oluşmakta
He was found dead after falling from the 14th floor of the building of the New York City Police Department!
New York Polis Karakolunun 14. katında düştükten sonra ölü bulundu.
There is still no confirmation by Montreal City Police concerning alleged reports of a city wide wave of violent sexual assaults.
Şehirdeki, şiddet içeren, cinsel saldırılar hakkındaki haberleri Montreal Şehir Polisi hâlâ doğrulamış değil.
Reports of the attacks have been termed irresponsible and hysterical by a Montreal City Police spokesman.
Montreal Şehir Polisi yetkilisi ; haberleri ; histerik ve sorumsuzca olarak niteledi.
So does his father, Matty... who retired from the New York City Police Department to oversee Lou's training.
New York Polis Departmanından emekli babası Matty, Lou'nun antremanını izliyor.
The Chief Inspector of Police of our own city wanted to know who wrote it.
Kendi şehrimizin polis başmüfettişi bunu kimin yazdığını bilmek istiyordu.
The city was under martial law, and i was the head of the military police.
Şehirde sıkıyönetim vardı ; ben de Askeri İnzibatın kumandanıydım.
And still the phone rang with ever-increasing frequency... at police headquarters, and still the prowl cars... doggedly ran down every lead, streaking across the city... in search of a furtive figure seen here, another seen there.
Ve yine de polis merkezindeki telefon artarak çaldı ve yine de polis arabaları, orada burada görülen başka bir kişiyi araştırmak için şehrin genelinde çırpınarak her ipucuna azimle koştu.
The case is still open on the police books of a Connecticut city... and it may interest you to know that there are those... who still believe the accused man was guilty.
Dava Connecticut şehri polis dosyalarında hala açıktır ve sanığın suçlu olduğuna hala inananların olduğunu bilmek ilginizi çekebilir.
We're going to take you into the City Hall, where police headquarters are located.
Şimdi sizi karakolların bulunduğu City Hall'a götürüyoruz.
Correspondence Bureau, Police Department, New York City. "
"Yazışma : Bureau, Polis Departmanı, New York City arasında."
We'd have to get an OK from the Police Commission, and the Bureau of Budget and Efficiency, and if the lake management raised enough of a hassle, we might even have to go to the City Council.
Polis Komisyonu ve Bütçe Verimlilik Bürosu'ndan izin almamız gerek. Göl yönetimiyle papaz olursak da Şehir Meclisi'ne gitmemiz icap eder.
Because this morning, right here in the city, your police found the body of a man who was infected with this disease.
Çünkü bu sabah, bu şehirde polisiniz bu hastalığa yakalanmış bir erkek cesedi buldu.
The city spent hundreds of thousands of dollars, tied up the whole police force.
Şehir bu iş için yüz binlerce dolar harcadı. Bütün polis gücünü bu işe bağladı.
Young lady, I happen to be the police commissioner of this city.
Genç bayan, ben bu kentin polis görevlisi oluyorum.
Mr. Keller, may I ask you how long you've served the Police Department of the City of New York as a specialist in ballistics?
Bay Keller, New York kenti Polis kuvvetlerinde bir balistik uzmanı olarak ne kadar hizmet ettiğinizi sorabilir miyim?
May all the police in the city Have a stroke
Bu şehrin polisleri, hepsinin elleri kırılsın.
Now, in time of desperate trouble for him, a stopping place within a city of danger. A city of danger because here also is the headquarters of police Lieutenant Philip Gerard.
Şimdi ise çaresiz dertler içinde tehlikeli bir şehirde durulacak bir yer.
No, the police don't even know he's in the city.
Hayır, şerif onun kasabaya geldiğini bile bilmiyor.
The entire city was surrounded by police.
Polis bütün şehri kuşatmıştı.
Ladies and gentlemen, may I present the honorable chief of police of our great and wonderful city :
Bayanlar baylar, sizlere büyük ve güzel şehrimizin saygıdeğer polis şefini takdim etmek istiyorum :
If it hadn't been for the SS and a few military police, the city seems wide open.
S.S.'leri ve askeri polisleri saymazsak şehir tamamen açık gözüküyor.
Uniformed police, like those of Earth. A great city, like Rome, with automobiles.
Dünyadaki gibi üniformalı polisler, Roma gibi güzel otomobilli bir şehir.
I got baseball, a nervous city... plus I got chickenshit cameramen that are afraid... to go into the ghetto without police protection.
Beysbol var, gergin bir şehir burası. Ayrıca kameramanlarım polis koruması olmadan kenar mahallerine gitmeye korkuyorlar.
Two years ago I plucked him from a police beat on a second-rate paper in a third-rate city.
Bayan Shannon, görünüşe göre, hala benim senin evine bakan biri olduğumu düşünüyor. Şaşırmadım.
It was written to a girl in New York City and we contacted the police.
New York'ta bir kıza yazılmıştı,... biz de polisle bağlantı kurduk.
We'd better swamp the city with police, cars on every corner.
Şehri devriye gezsek iyi olur, her köşesini.
One years experience Homicide, two years Advanced Police School, Berkeley, returned to city Homicide, six July.
Bir yıllık Cinayet Masası deneyimi, İki yıl Polis Yüksek Okulu, Berkeley, kent Cinayet Masasına dönüş, 6 Temmuz.
Police believe the four may still be in the New York City area but expect them to try to leave the state within the next 48 hours.
Polis bu dörtlünün hala New York civarında olduğunu düşünüyor ancak eyaletten 48 saat içinde ayrılmaları bekleniyor.
Despite the recent and incredibly permissive laws... which protect the guilty man more than the innocent... the restraining measures of our police force are successful... in keeping at an acceptable minimum the outbreak of delinquency... in a city, or in a society, where protest movements, drugs... and a desire for wealth... are actually regarded as legitimate goals.
Son günlerde, kanunlara, suçluyu masumdan daha çok koruyan... kanunlara, ve polis birliklerinin yasaklama emirlerine rağmen... suç işleme oranında patlama oldu. Polis bu konuda minimum başarı sağlıyor. Bir şehirde yada bir toplumda yapılan... protesto yürüyüşleri, ilaç ve para için yapılan gösteriler... aslında kabul edilebilir hedeflerdir.
- There's a police bird and two city-owned choppers out at the community field.
- Bir polis ve iki belediye helikopteri sahada bekliyor.
In fact, the city council and the police have many interests in common.
Aslında, belediye meclisi ve polisin bir çok ortak ilgi alanı var.
If they would take all that energy, put it into straight police work, we'd have the city cleaned up in a week.
Harcadıkları tüm o enerjiyi alıp, polis meselelerine harcasalardı tüm şehri bir hafta içinde temizlerdik.
"Thursday Mayor Lindsay announced the formation of a five-man committee " to review the City procedures when investigating police corruption. "
'Perşembe günü Vali Lindsay polisler hakkında soruşturma yapılırken uygulanan prosedürleri inceleyecek beş kişilik bir komisyonun kurulacağını açıkladı.'
There are 300 police officers in the city of Kristiania,
Kristiania şehrinde 300 polis memuru bulunuyor.
Okay? We're in the middle of a city, inside a police station.
Şehrin tam ortasında, bir polis karakolu içindeyiz.
"At the lake in City Park today, police arrested a one-armed man who was bothering the other boaters by continuously rowing in a circle."
Polis bugün şehir parkındaki gölde durmadan daire çizerek diğer kayıkçılarıları rahatsız eden tek kollu bir adamı tutukladı. Şehrin işlek caddelerinden birinde bir köpek havaya uçtu.
The demonstrators marched through the city led by many... widows and mothers of police officers killed by the terrorists.
Göstericiler şehir merkezinde yürüyüş gerçekleştirdi ve aralarında teröristler tarafından katledilen polislerin eşleri ve anneleri de bulunuyordu.
I suppose getting a call at 2 : 30 in the morning from the police to the effect your husband has been found sleeping naked in the city zoo might have caused you some concern.
Sanırım, sabahın 2.30'unda polisten bir çağrı alsaydın... kocanı hayvanat bahçesinde çıplak halde... uyur bulduklarını söyleselerdi, sen de endişelenirdin.
We've had a break : A witness came forward who described the gunman : This is a police composite of that man :
Bob Atlantic City cinayetinde yeni gelişmeler var bir tanık ortaya çıkıp tetikçiyi tarif etti işte bu da polisin çizdiği robot resim.