English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Closing time

Closing time Çeviri Türkçe

400 parallel translation
We had the books checked last night after closing time...... 2,500 francs are missing...
Dün akşam kapanış saatinden önce kayıtların tutulduğu defterleri kontrol ettirdik 2,500 frank kayıp.
Looking at the mummy, just at closing time.
Mumyaya bakıyordu. Tam kapanma saatinde.
Come along, it's closing time.
Acele edin, kapanma vakti geldi.
Five minutes to closing time.
Kapanma saatine 5 dakika var.
Five minutes closing time.
Kapanmaya 5 dakika.
- That's the 10 : 10. it's after closing time.
- Saat 10 : 10. Kapanış saatini geçti. - Öyle mi?
Five minutes to closing time gentlemen.
Kapanış saatine beş dakika kaldı, beyler.
Well, since you put it that way, Mr. Holmes, there was a gentleman came in here about an hour after closing time.
Madem ki öyle, Bay Holmes, kapanış zamanından yaklaşık bir saat sonra buraya bir beyefendi uğradı.
Like a pub after closing time.
İçki salonunun kapanış sonrası gibi.
No. Wait till closing time.
Kapanana kadar bekleyelim.
- It's half an hour till closing time.
- Kapanmana yarım saat var.
- Closing time for you right now, Mr. Rice.
- Sizin için şimdi Bay Rice.
$ 426,000 will be placed in their safe before closing time tomorrow... to be distributed to deserving employees the following morning... provided there's no unforeseen accident, of course.
Yarın paydos saatinden önce kasaya 426.000 dolar konacak. Bu paranın yarından sonra hak eden çalışanlara dağıtılması gerekiyor... beklenmedik bir kaza olmazsa tabii.
You come back tonight around closing time.
Bu gece kapanış saatine doğru yine gel.
It's closing time.
Kapatma vaktimiz geldi.
Closing time.
Kapatıyoruz.
Past closing time, madam. 6 : 30.
Kapanma saatini geçti, madam. 6 : 30.
Nearly closing time, Ben.
Neredeyse kapanış zamanı, Ben.
Oh, it's 2 : 00 a.m. closing time.
Oh, saat 2.00 a.m. Kapanış zamanı.
It's closing time.
Mesai bitti.
It will be closing time in a couple of minutes.
Burası birazdan kapanacak.
Don't pull so hard. Roland, closing time.
Roland, zaman daralıyor.
- At closing time, 6 : 00. Yeah, yeah.
- Kapatma saatinde, 6.00.
Go now. Go home. It's closing time.
Kapatma vakti.
Dad, we can hide before closing time and let them lock us in.
Baba, o zaman bizde bankaya saklanırız ve kapandıktan sonra soyarız.
It's at closing time.
Kapanış saatinde olacak.
I said it's at closing time.
Kapanış saatinde dedim.
Closing time, monsieur.
Tamam, gidiyorum.
Don't complain, it's closing time and we're still full.
Şikayet etme, kapanış saatine geldik ve hala içerisi tıklım tıklım.
Closing time.
- Saat 2.
On 15th of June just before the closing time you enter the store. You shoot without a warning.
15 temmuz günü dükkan kapanmadan önce içeri girip uyarı yapmadan ateş açtınız.
Your wife came in this afternoon 15 minutes before closing time.
Eşiniz, bu akşamüstü kapanıştan 15 dakika önce geldi.
It's past closing time.
Kapattık.
We will get the chairs at closing time.
Sandalyelere kapanış saatinde bakacağız.
Closing time.
Kapanış saati.
Closing time.
Kapanış zamanı.
Still 20 minutes to closing time next door, Joe.
Bitişik kapının kapanmasına hala 20 dakika var.
As it is, right after closing time -
- Ama kapattıktan sonra... - Burada olmayacağım!
It's closing time.
Kapanma vakti geldi.
After closing time, it's very complicated.
Kapattıktan sonra işlem çok karışık.
The place was crowded with tourists and it was nearly closing time.
Mekan turistle kaynıyordu ve neredeyse kapanış saatiydi.
She left there at 5.49, just before closing time.
Saat 17.49'da ayrıldı, kapanmadan hemen önce.
You wander the streets, you go and perch on bar-stools and there you stay, for hours, until closing time. with a beer in front of you or a black coffee or a glass of red wine.
Sokaklarda geziniyorsun gidip bar taburelerine oturuyor ve kapanana kadar, saatlerce önünde bir bardak birayla ya da koyu kahveyle ya da bir kadeh kırmızı şarapla orada duruyorsun.
- You waiting until closing time?
- Kapanışa kadar bekliyor musun?
Throughout geological time they have completely rearranged themselves, sometimes coming together and sometimes splitting apart, opening and closing oceans, reshaping the face of the Earth.
Jeolojik zamanlar boyunca, bazen birleşerek ve bazen ayrılarak ; okyanuslar açıp, kapayarak ; Dünya'nın çehresini değiştirerek kendilerini tamamen yeniden düzenlemişlerdi.
Well, it was just on closing time.
- Evet, duydum. Kapanış saatiydi, içkimi bitiriyordum.
Yes, I'm closing the house possibly for a long time.
Evet, uzun bir süre için ev kapalı kalacak.
It's closing time.
Kapatıyoruz.
Gentlemen, closing time.
Baylar, zaman daralıyor.
And, in closing, as I have to do... let me just say that in my opinion... you have coined the great motto of our time :
Ve, artık sözlerimi bitirirken, itiraf etmeliyim ki bence... çağımızın müthiş sloganını buldunuz :
Hitler reinforced Rommel's forces in Tunisia, but with the British Eighth Army closing from the east, it could only be a matter of time before the entire African coastline was in Allied hands.
Hitler, Rommel'in Tunus'taki kuvvetlerine destek yolladı ancak Sekizinci İngiliz Ordusu'nun doğudan yaklaşmasıyla tüm Afrika sahilinin Müttefiklerin eline geçmesi işten bile değildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]