Degree weather Çeviri Türkçe
31 parallel translation
SEVENTY-DEGREE WEATHER YEAR-ROUND.
Yıllık ortalama 40 derece.
I'm hungry and tired of trying to warm up one bun at a time... in 20-degree weather!
Üzgünüm, sırtım ağrıyor, acıktım ve 20 derecede avlanmaya çalışıp burada oturmaktan usandım.
- Russ? - Yes, it's the middle of December, and we still have more 60-degree weather heading our way.
- Evet, aralığın ortasındayız ve hâlâ yüksek sıcaklıklar bizi bekliyor.
I didn't know you can make a snowman in 80-degree weather.
Senin kardan adam yapabildiğini bilmiyordum. .. özellikle de sıcaklık 80F iken.
Nothing like working a 40-hour week in 115-degree weather when you're 10.
10 yaşındayken 115 derece altında haftada 40 saat çalışmak gibisi yoktur.
Gibbs, that is no weirder than a 350-pound guy with half his body painted yellow and the other half painted green, wearing nothing but shorts in 10-degree weather and a big plastic piece of cheese on his head saying, "Go, Packers!"
Gibbs, 120 kiloluk vücudunun yarısını sarıya, yarısını yeşile boyayıp sadece şort ve kafasında plastik bir peynirle ayazda sokağa çıkıp "Bastır Packers!" diye bağırmaktan farklı değil.
Most schizophrenics also aren't running around in five-degree weather...
Ayrıca çoğu şizofreni hastası, 5 derecelik havada, yanında 5 yaşında bir kız...
There's nothing like roast beef and Pilsner in 30 degree weather, know what I mean?
O sıcakta biftekli sandviçle bira gibisi yoktur. Anlarsın ya?
Look, while it might seem a little eccentric to eat ice cream in 40-degree weather...
Bak, 4 derece havada dondurma yemek biraz tuhaf görünse de...
Mom, she is sitting outside in the 40-degree weather painting moonscapes so she doesn't have to be inside with me.
Anne, içeride benimle olmamak için dışarıda 5 derecede ay manzarası çiziyor. - Nedeni bu değil.
He's out there in 67-degree weather.
O dışarıda ve hava 20 derece.
When I was in the special forces, we would do sit-ups in 115-degree weather.
Özel kuvvetteyken, mekiği 115 derecede çekiyorduk.
You think they like going for walks in 30-degree weather?
Dışarısı eksi bir dereceyken yürüyüşe çıkmayı seviyorlar mı sence?
In 460 degree weather.
460 derecelik bir havada.
It's like you're shivering in shorts in 50-degree weather, but we're at the beach.
Sanki 50 derecelik havada, şortla titriyorsun. Ama ne de olsa kumsaldayz.
Not in 110-degree weather, you don't.
- Kravatı çıkarmayacağım. Bırak bu işin peşini.
Now, look, Mr. Gardner, we're here. We're in Chicago in seven-degree weather.
Bakın, Bay Gardner buradayız, Chicago'dayız, hava - 13 derece.
I want to continue to push this three-ton hunk of metal up a hill in 95-degree weather!
36 derecede üç tonluk bu metal yığınını yokuş yukarı itmek istiyorum ben!
In this case, not having to lug film magazines up and down this ravine for days on end in 100-degree weather and being able to shoot onto a flash card and change magazines in 15 seconds.
Bu durumda, kocaman film makaralarının olmaması ve 40 derece havada dağ yollarında taşıyabiliyor oluşları, flaş DİSK'e kaydedebilmesi ve 15 saniyede bataryanın değişmesi.
Yes, these amazing young men and women are braving 36-degree weather, with the grit in their eyes of a shared cause, and all to challenge the system.
Evet bu inanılmaz genç bay ve bayanlar, soğuk havada yılmadan,... ortak bir amaç için gözlerindeki cesaretle,... sisteme meydan okuyorlar.
Eat hot food in 100-degree weather?
Hava 40 dereceyken sıcak bir şeyler yemek mi?
Hunger is.. " That, when under the blazing 48 degree weather, mothers.. ... hold protests outside school..
Açlık hava 48 dereceyken, annelerin yaz tatilinde olmalarına rağmen çocuklarını okulda tutmaya çalışmasıdır.
I don't know how they expect us to run the yellow brick road in 10-degree weather or practice sharpshooting with frostbite.
10 derece havada parkurda koşmamızı veya ayazda keskin nişan alıştırması yapmamızı nasıl bekliyorlar bilmiyorum.
Yes, because he announced outside in 12-degree weather.
Evet, çünkü kendisi dışarıda - 11 derecede duyuru yapmıştı.
Record temperatures in the New York area as 100-degree weather hits its fifth consecutive day with no end in sight.
New york bölgesinde rekor sıcaklıklar 38 derecenin üzerinde hava beşinci gününde ve bitecek gibi görünmüyor.
I'm not really dressed for 20-degree weather, and it's even colder where Alex has stopped.
20 dereceye uygun giyinmedim Alex'in olduğu yer daha da soğuk.
It was just hanging there like 90 degree weather.
Orada 90 derece havada asılı duruyordu.
The weather's killing me, if only the temperature drops to ten degree Celsius
Öldüm sıcaktan. 50 dereceden biraz inse keşke.
Soup in 100-degree weather.
Çorba.
I'm taking this course to get my degree so the men that I work with won't just look at me as some dumb blonde who's perfect for the weather.
Bu dersi diplomamı almak için alıyorum. Böylelikle birlikte çalıştığım erkekler bana her ortama uygun bir aptal sarışınmışım gibi bakmayacaklar.
I am not a roach! I'm a weather mantis and I can predict the temperature to the nearest degree.
Ben ona yardım edicem, üst derece diplomam var benim -
weather 66
weathers 62
degrees 1010
degree 28
degrees celsius 71
degrees fahrenheit 64
degrees below zero 19
degrees outside 25
degrees centigrade 29
degrees west 18
weathers 62
degrees 1010
degree 28
degrees celsius 71
degrees fahrenheit 64
degrees below zero 19
degrees outside 25
degrees centigrade 29
degrees west 18