English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Didn't work

Didn't work Çeviri Türkçe

6,856 parallel translation
The plunger didn't work? Stolen.
- Açıcı işe yaramadı mı?
It didn't work out, and you run off, and you screw the nearest...
İyi gitmedi, ve sende gidip en yakın kişiyi becerdin...
The pregnancy didn't not work out.
Hamilelik iyi gitmedi diye birşey yok.
With Sandpiper Crossing, things didn't work out.
Sandpiper Crossing davası. İşler istediğimiz gibi gitmedi.
The sabotage didn't work!
Sabotaj işe yaramamış!
You watch it work and then tell me it didn't.
İşe yaradığını gör ve sonra bana yaramadığını söyle.
Didn't seem to work.
Iş değildi.
It didn't work.
It işe yaramadı.
I thought that didn't work.
I işe yaramadı düşündüm.
I didn't work last night, but I heard it's pretty shitty.
Dün gece çalışmadım, ama çok kötü olduğunu duydum.
I didn't think that would work.
İşe yarayacağını düşünmemiştim.
So I guess Daddy's treatment didn't work out so great.
Sanırım Baba'nın tedavisi çok da işe yaramamış.
She didn't want to work with me.
Benimle birlikte çalışmak istemiyordu.
Your blood work shows you didn't have a heart attack.
Kan tahliliniz kalp krizi geçirmediğinizi gösteriyor.
That report is bullshit, because I'm telling you, those sensors didn't work, and that was the cause of that accident.
Bu rapor saçmalık, çünkü sana söylüyorum, sensörler bozuktu kazanin sebebi de buydu
I should have told you the truth but it's over and it didn't work out.
Bu konuda çok üzgünüm. Sana gerçeği söylemeliydim. Ama artık bitti ve bu yürümedi.
Didn't work out too well by the looks of it.
Görünen o ki egzersiz yapmak pek işe yaramadı.
No, it... I didn't work with the spices.
- Hayır, ben baharatlarla ilgilenmiyordum.
And I'd be lying if I said her cutthroat spirit didn't keep everyone around here on their toes, striving to work harder and be better.
Zalim kişiliğinin etrafındaki herkesi canlandırdığını, çalışmaya ittiğini ve daha iyi olmaya ittiğini söylesem yalan olur.
This kind of thing didn't work in Westerns and it's not gonna work tonight.
Bu ayaklar Batılılarda işe yaramamıştı bu gece de işe yaramayacak.
I thought Marcel and I had a thing, but that didn't work out.
Ama yürümedi.
My last attempt to do so didn't exactly work out.
Benim son öldürme girişimim pek başarılı olmadı.
It didn't work.
İşe yaramadı.
At least now that it didn't work, I get a chance to tell both of you how sorry I am.
İşe yaramadığı için ikinize de ne kadar üzgün olduğumu söyleme şansım var.
I'm sorry, I didn't have time to consult you, but things were moving very fast and I had to improvise, which is my strength, but it's going to work, because we are the righteous and we are the good.
Üzgünüm, size danışacak zamanım olmadı ama işler çok hızlı gelişti ve doğaçlama yapmam gerekti ki bunda çok iyiyimdir. İşe yarayacak çünkü biz haklıyız, iyiyiz.
Yes, he said I needed to make it... And to call my mom if it didn't work.
Evet, bunu yapmam gerektiğini ve çalışmazsa annemi aramamı söyledi.
And when that card didn't work, our guy knew he needed to find any card to open that door.
Kart çalışmayınca da kapıyı açan herhangi bir kart bulması gerekti.
Think for a second what you'd do to get into a skull if you didn't work here.
Burada çalışmasaydın kafataslarını kesmek için neler kullanabileceğini bir aklına getir.
It didn't work.
- İşe yaramadı.
Well, I didn't just work there.
Sadece çalışmadım.
You know, I was gonna be a cop when I was younger, but sadly, that didn't work out.
Gençken bende polis olacaktım, ama ne yazık ki, olmadı.
Even though you didn't work there anymore?
Artık orada çalışmasanız bile mi?
Yeah, well, they were supposed to be a wake-up call, which didn't work, obviously.
Evet, bunun bir uyandırma servisi olması gerekiyordu, tabi ki işe yaramadı.
The system didn't work.
Sistem işe yaramadı.
Didn't exactly work for either of us, did it?
İkimizin de tam olarak ne işine yaradı?
We have our answer. It didn't work.
- Cevabımızı aldık, işe yaramadı.
I didn't have time after work to pick any up.
İşten sonra çıkıp almaya fırsatım olmadı.
I tried that, it didn't work.
Onu denedim. İşe yaramadı.
It didn't work though.
İşe yaramadı.
I-I spent a couple hours with him, talked about the drop, why it didn't work out.
Onunla birkaç saat geçirdim değiş tokuşun niye gerçekleşmediğini konuştuk.
The fact of the matter is, the Chernobyl radar... It didn't work, so it couldn't make any interference.
Gerçek şu ki Çernobil radarı çalışmadı, bu yüzden herhangi bir parazit yapamaz.
This antenna didn't work.
Anten işe yaramadı.
You know that the Duga didn't work very well, right?
Duga'nın çok düzgün çalışmadığını biliyorsunuz, değil mi?
It could be at the very least a motivation... for those responsible for the Duga... which cost a lot of money... and in the end didn't work.
En azından o kadar para harcanıp bir türlü çalışmayan Duga ekibi için bir çeşit motivasyon olmuş olabilir.
It didn't work because it was to someone's advantage to close it.
İşe yaramadı, çünkü kapatmak birilerinin işine geliyordu.
Maybe if something so important didn't work...
Çernobil başmühendisi.
So if it came out that it didn't work... Shamshin would have had big problems?
Yani işe yaramadığı ortaya çıksaydı Shamsin'in başı belaya girer miydi?
How did Shamshin feel during this time... realizing that the Duga didn't work?
Duga'nın istediği gibi işe yaramadığını öğrendiğinde Shimshin nasıl tepki verdi?
Going legit didn't really work out for him, so he split six months ago.
Yasalara uygun yaşamayı beceremedi o yüzden altı ay önce ortadan kayboldu.
Hey, we didn't know it'd actually work, all right?
Gercekten ise yarayacagini bilmiyorduk tamammi?
I take it Jesse didn't work out.
- Jesse uzun sürmedi sanıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]