Work hard Çeviri Türkçe
6,966 parallel translation
See, if you work hard enough, you can achieve anything.
Görüyorsun, yeterince sıkı çalışırsan, elde edemeyeceğin birşey yok.
I'll work hard.
Al haydi, sıkı çalışırım.
You better work hard, because Hoover's expecting big things from his favorite son.
Çok uğraşsan iyi olur. Hoover, en sevdiği çocuğundan büyük şeyler bekliyor.
You work hard, Mr. Rezendes.
Çok çalışıyorsunuz Bay Rezendes.
You're supposed to work hard at school and be 19, and that's it.
Zamanında okulda olman ve 19 yaşında olman gerekiyor, hepsi bu.
Work hard.
Sıkı çalış.
Do you work hard?
- Sıkı çalışır mısın?
Must work hard.
Sıkı çalışmaları gerekecek.
It's great, but it took a lot of hard work and unpleasant situations to get us there.
Bu harika ama çok zorluklar geçirdik ve hoş olmayan durumlar bizi bu noktaya getirdi.
It's because I work really, really hard.
Çünkü gerçekten canla başla çalışıyorum.
You work as hard as we do.
En az bizim kadar çalışıyorsun.
Congratulations on all of your hard work.
Çalışkanlığınız için hepinizi tebrik ediyorum.
I don't practice, so no witchy advantage, just a lot of hard work.
Büyü yapmıyorum. Yani cadısal bir durum yok. Sıkı çalışmanın sonucu.
Poor bastard... 8 months of hard work goes out the window.
Fakir ezik... 8 ay boyunca çalıştı.
Hey, work this thing hard.
Üzerine iyi düşün.
Is this how you repay my hard work and loyalty?
Çok çalışmamın ve sadakatimin karşılığı bu mu?
I respect how hard you work.
İşinde iyi olmana saygı duyuyorum.
- You have to promise me not to let Gloria work you too hard.
- Gloria'nın çok çalışmasına izin vermeyeceğine söz vermelisin. - Ama büyük bağışçılar burada...
Hailey, if you work as hard as you can, and you really sacrifice to be the best that you can be, you will still never have what it takes to make the big leagues.
Hailey, ne kadar çok çalışırsan çalış özveride bulun, yapabildiğinin en iyisi ol yine de büyük lige giremezsin.
Hard at work investigating, I see.
Görüyorum da soruşturma üzerinde çok yoğun çalışıyorsunuz.
The case helped me recognize all the hard, thankless work you put in over the years.
Bu olay, yıllarca yaptığın zor ve karşılıksız işleri fark etmemi sağladı.
The juvenile has done all the hard work.
İşin en zor kısmını atlattı.
Rehearsal over, their performance is the result of more than ten years'hard work.
Provaları sonucunda ortaya çıkarttıkları eser on yıldan fazla süren sıkı bir çalışmanın ürünüdür.
But the male built his nest so fast that Hugh never had time to film a top-down shot for the ultimate reveal of his hard work.
Ama erkek yuvayı çok hızlı yaptığından Hugh'ın balığın yaptığı zorlu çalışmanın ürününü ortaya çıkaracak olan üstten çekimi yapma fırsatı olmuyor.
Now the hard work really begins because the newly hatched chick needs food.
İşin zor kısmı şimdi başlıyor. Çünkü yumurtadan yeni çıkmış civcivin beslenmeye ihtiyacı var.
- Thank you for your hard work.
- Çok çalıştınız.
It's hard. Will it really work if I practice?
Gerçekten pratik yaparsam olur mu?
Baby, you work so hard.
Çok fazla çalışıyorsun hayatım.
The rest of it is just plain, old-fashioned hard work.
Geri kalanı eski usül sıkı çalışma.
- for a hard day's work, hauling hemp. - Jim. And guy, whose only other option was a nametag and $ 4.25 an hour.
Ve adamın diğer seçeneği, bir isim rozeti ve saatte 4.25 dolar kazanmaktı.
- He knew how hard it would be... to get people to work together to save the species instead of themselves.
- Çünkü insanları kendilerini değil de ırkı kurtarmak için çalıştırmanın zorluğunu biliyordu.
And we have worked up a trust after years of hard work, and that trust is our foundation, Eric.
Senelerce birlikte çalıştıktan sonra aramızda güven inşâ ettik. Bu güven bizim temelimiz Eric.
Because, uh, I had to work pretty hard just to get those three.
O üçü için çok uğraşmıştım da.
After years of hard work and dedication, he will receive the highest honor of a Scout, the Condor Badge, in a ceremony at tonight's campout.
Yıllar boyu çalışkanlığı ve azmiyle bu geceki kampta yapacağımız törenle bir izcinin alabileceği en büyük onur olan Akbaba Rozeti'ne sahip olacak.
You know full well why I have to work so hard.
Neden bu kadar sıkı çalışmak zorunda olduğumu çok iyi biliyorsun.
- Hard day at work, Mike?
- İş yerinde zor bir gün müydü Mike?
Yeah, she can be hard work, but crippling herself is a bit much.
Evet, belki zor biri olabilir ama kendini sakatlaması biraz daha zorlaştırdı.
How hard are you willing to work?
Peki sen ne kadar çalışmaya isteklisin?
I was just trying to motivate some boys who didn't know the value of hard work.
Sadece zor işleri nasıl yapacaklarını bilmeyen bazı çocukları motive etmeye çalışıyordum.
That's what we try to do in our work, because if you shake something up hard enough, it gets transformed.
Bu yüzden bu çalışmayı yaptık çünkü yeterince sallarsan insanları dönüştürebilirsin.
I have never seen anyone work this hard before.
Bu kadar çok çalışanı görmedim.
I've always seen, the more hard eye work, the more luck I seem to have.
Bana ne kadar çok çalışırsam şansım o kadar artıyor gibi geliyor.
I'm gonna make sure that your hard work counts.
Emeklerinin boşa gitmemesini sağlayacağım.
You ever wonder what'd it'd be like to buckle down on some hard work, Jack?
Hiç nasıl olur diye merak ettin mi ağır bir işte sıkı çalışmayı, Jack?
Hard work and a little charm.
Çok çalışır ve biraz da cazibelidir.
I don't want to interrupt the proceedings, but I'm sure you'd all like to show your appreciation to all the ladies here for their hard day's work.
Toplantıyı bölmek istemem ama böylesine zor bir çalışma gününde buradaki tüm hanımları takdir edeceğinizden eminim.
And despite all my efforts, and my hard work, you become a good person.
bunlara rağmen, ağır şartlara rağmen sen hep iyi birisi oldun.
There's no shame in hard work.
Çalışmanın utanılacak bir yanı yok.
'The nominations reflect her talent and all the hard work everyone at the label has put in.'
"'... adaylıkları, kendi yeteneğiyle birlikte şirketteki herkesin çabalarını simgeliyor.'"
It's not the'80s. You have to work too hard these days.
Seksenlerde değiliz artık, bu günlerde çok çalışmak gerekiyor.
Without their hard work, without them saying, "We want to do this," this couldn't happen.
Onların emekleri olmasa isteklerini ifade etmeseler bunlar olmazdı.
work harder 35
hardware 22
hard 725
hardy 174
hardly 502
harder 533
hardman 24
hardcore 24
harding 62
hard pass 21
hardware 22
hard 725
hardy 174
hardly 502
harder 533
hardman 24
hardcore 24
harding 62
hard pass 21
hardison 43
hard kill 18
hard day 29
hard times 35
hardly ever 25
hard work 70
hard to tell 74
hard worker 16
hardworking 26
hard to starboard 26
hard kill 18
hard day 29
hard times 35
hardly ever 25
hard work 70
hard to tell 74
hard worker 16
hardworking 26
hard to starboard 26