Do anything Çeviri Türkçe
50,447 parallel translation
Well, you find out, because I can't do anything from in here.
Onu da sen bul çünkü burada hiçbir şey yapamıyorum.
Why does anyone do anything?
Neden birisi birşey yapar?
Don't do anything until I arrive.
Ben gelene kadar hiçbir şey yapma.
Why should I do anything you say?
Neden söylediğin her şeyi yapmalıyım?
I'll do anything.
Her şeyi yaparım.
I'll do anything else!
Başka ne istersen yaparım!
They'd do anything to make people like you cooperate.
Senin gibi insanlar işbirliği yapmak için her şeyi yapar.
Tomorrow can't do anything today hasn't already managed.
Bugünün yapamadığını yarın hiç yapamaz.
They'll do anything they can to keep you inside with them.
Seni onlarla birlikte içeride tutmak için ellerinden gelen yaparlar.
I didn't do anything!
- Benim, Brinn! Ben bir şey yapmadım!
I didn't do anything.
- Ben hicbir sey yapmadim.
Maybe you didn't do anything at all.
Belki hiçbir şey yapmadın.
- I'm not gonna do anything.
- Bir şey yapmayacağım.
No one wants to do anything.
Kimse bir şey yapmak istemiyor.
Look, maybe Jessica's managed to convince herself nothing happened, but if she's not gonna do anything, I will.
Bak. Jessica kendini hiçbir şey olmadığına ikna edebilmiş olabilir. Ama o bir şey yapmazsa ben yaparım.
You're not gonna do anything stupid tonight, are you?
Bu gece aptalca bir şey yapmayacaksın, değil mi?
You didn't do anything.
Sen bir şey yapmadın.
You'll do anything to keep up your perfect reputation.
Senin de mükemmel sicilini korumak için yapmayacağın şey yok.
Mom I didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmadım.
I'll do anything you want, chip.
İstediğin her şeyi yapacağım çip.
I can't imagine anything worse than being a parent and seeing your child in pain, and not being able to do anything about it.
Çocuğunun acı içinde olduğunu gören ve elinden bir şey gelmeyen bir aile olmaktan daha kötüsü nasıldır hayal bile edemiyorum.
If we don't do anything, a hell of a lot more people are gonna die, people who want to live!
Bir şey yapmazsak çok daha fazla insan ölecek zaten. Yaşamak isteyen insanlar!
Rick... can do anything.
Rick her şeyi yapabilir.
I didn't do anything.
Ben hiçbir şey yapmadım.
- You don't have to do anything.
- Bir şey yapmanıza lüzum yok.
I know you won't do anything to stop them. I know that.
Onları durdurmak için hiçbir şey yapmayacağını biliyorum.
Punishment... can't do anything without that.
Cezasız hiçbir şey olmaz.
You are not letting me do anything.
Sen hiçbir şey yapmama izin vermiyorsun.
And I don't think going to a rented office in a strip mall to listen to some agent of averageness explain which words mean which feelings has ever helped anyone do anything.
Ve bir alış veriş merkezindeki kiralık bir ofise gidip yüzeysellik abidesi birinden hangi kelimelerin hangi duyguları temsil ettiğini dinlemenin şimdiye kadar kimseye bir yardımı dokunduğunu düşünmüyorum.
Ability to do anything...
Her şeyi yapabilme gücü...
Do you remember anything from here?
Buradan bir şey hatırlıyor musun?
Do you have anything for her pain?
- Sancısı için bir şeyiniz var mı?
Do you need anything, inspector?
Bir isteğiniz var mı dedektif?
Do you remember anything else? It was 14 years ago.
- Başka bir şey hatırlıyor musunuz?
Do you... have anything to do with what's happening to those girls?
O kızlara olanlarla bir ilgin var mı?
Is there anything else we could do for you?
Senin için yapabileceğimiz başka bir şey var mı?
Anything we can do to help.
Yardımcı olmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Do you know anything about that?
Bu konuda bir şey biliyor musunuz?
What the fuck do you care about the rest of anything, anyhow?
Nasılsa, geri kalan her şey için ne kadar önemsiyorsun?
- If there is anything that you need, or anything I can do for you...
- İstediğiniz herhangi bir şey varsa sizin için seve seve yaparım.
I'm trying to do something, anything, which is more than any of you did.
Sizden farklı olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorum, ne olursa.
Do you know anything about any kids getting bullied at your school?
Okulunuzda zorbalığa uğrayan çocuklar tanıyor musun?
Do you want anything?
Bir şey ister misin?
I'm sorry, but... what makes you think our son had anything to do with this?
Pardon, neden oğlumuzla ilgisi olduğunu düşünüyorsunuz?
Don't get what my grade school diaries have to do with anything.
Günlüklerimin bununla ne ilgisi var, anlamıyorum.
Is there anything else I can do for you?
Yapabileceğim başka bir şey var mı?
And it's not that I don't have sympathy for these parents, kiddo, but you didn't have anything to do with this, and shouldn't have to be put through it.
Acılı anne babayı anlıyorum ama senin bu konuyla bir ilgin yoktu. Bunları yaşamamalısın.
They do things to girls that no one ever talks about and no one ever does anything about.
Okuldaki kızlara, kimsenin bahsetmediği ve müdahale etmediği şeyler yapıyorlar.
Uh, do you know anything about tapes that Hannah recorded about what happened to her?
Hannah'nın başına gelenlerle ilgili doldurduğu kasetler hakkında bir bilginiz var mı?
Do you have anything to say about this?
Ekleyeceğin bir şey var mı?
Could he have anything to do with the dead man?
Ölen adamla bir şey yapmış olabilir mi?
anything you want 299
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything you can do 21
anything can happen 91
anything you need 253
anything for you 105
anything goes 61
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything you can do 21
anything can happen 91
anything you need 253
anything for you 105
anything goes 61
anything you say 115
anything for me 24
anything else you need 38
anything missing 28
anything at all 445
anything else i can get you 16
anything's possible 153
anything else i should know 33
anything out of the ordinary 49
anything you want to tell me 32
anything for me 24
anything else you need 38
anything missing 28
anything at all 445
anything else i can get you 16
anything's possible 153
anything else i should know 33
anything out of the ordinary 49
anything you want to tell me 32