Enjoy Çeviri Türkçe
24,272 parallel translation
Enjoy the place.
Odanın tadını çıkarın.
I want to go on this date, but when that occurs, eventually you are going, you'd better enjoy it!
Bu randevuyu ben ayarladım ama bir ihtimal benim yerime sen gidersen keyfini çıkaracaksın ona göre!
If it's as nice as your woman, I'm gonna enjoy riding that.
Karın kadar güzelse, onu kullanmak hoşuma gider kesin.
Well, I'd be able to enjoy myself a little more if, uh, we could move forward on Aleksandre Iosava.
Eğer Aleksandre losava hakkında biraz yol alabilirsek kendime biraz daha fazla keyif yaptıracağım...
You don't enjoy public speaking, whereas I do.
Hem sen topluluk önünde konuşmayı sevmezsin ama ben severim.
Did you enjoy the mining, Your Royal Highness?
Kazmak hoşunuza gitti mi Prenses Hazretleri?
All you have to do is enjoy it.
Tek yapman gereken bundan zevk almak.
But how can you enjoy yourself here?
Ama burada nasıl zevk alabiliyorsun?
Enjoy your evening, Messer Foscari.
Kalan akşamın keyfini çıkar, Bay Foscari.
The Medicis may enjoy some luxury.
Belki Mediciler biraz lüks sever.
But we enjoy God's favor too.
Ama Tanrı'nın prensipleriyle yaşar.
Well, you don't actually enjoy this, do you? Mmm.
Bundan pek zevk almıyorsun değil mi?
I just, uh, enjoy a cocktail or two at the end of a long day.
Uzun bir günde bir iki kokteyl hoşuma gidiyor sadece.
Enjoy. I will. I am.
Çıkaracağım, çıkarıyorum da.
Soon, this sanctuary will be open to the public, so that everyone can enjoy the wonders of our bird Aviary, our African Savanna,
Yakında, bu koruma alanı halka açık olacak. Böylece herkes kuşhanemizdeki harikaların, Afrika çayırlarımızın, timsah bataklıklarımızın ve büyük Maymun Krallığı'mızın keyfini çıkarabilecek.
No one wants to talk about flags, and I haven't spoken in over ten minutes, so, enjoy your new show, Internet.
Bayraklardan konuşmak isteyen de yok. 10 dakikadır ağzımdan tek söz çıkmadı. Yeni dizin hayırlı olsun İnternet.
So... did you enjoy the semifreddo?
Ee... Semifreddoyu beğendin mi?
Enjoy yourselves.
Keyfinize bakın.
We can sit here and complain, or we can go out there and enjoy ourselves.
Burada oturup sızlanabiliriz ya da gidip keyfimize bakarız.
Enjoy.
Tadını çıkar.
Try to enjoy yourself.
Geceni iyi geçirmeye çalış.
Enjoy the fucking party.
Partinin tadını çıkarın.
Enjoy the shrimp cocktail.
Karides kokteylinin tadını çıkar.
Enjoy Oz, Witch.
Oz'da iyi eğlenceler, Cadı.
Enjoy the ride, brah.
İyi yolculuklar kardeşim.
Enjoy the moment. - Savor the kill.
Anın keyfini çıkar.
I'd enjoy that.
- Güzel olur.
- that I'd actually enjoy. - Mm-hmm.
Sevdiğim işi yapabileceğim.
I didn't enjoy being a fugitive.
I a kaçak olmaktan zevk vermedi.
I want to enjoy the third-unit establishing shot of Tally's Diner.
Üçüncü ekibin Tally Restoran'daki dış çekiminin keyfini çıkarmak istiyorum.
Now, enjoy your visit, and don't worry.
Seyahatinizin keyfini çıkarın ve merak etmeyin.
Dan can't enjoy this kind of publicity.
Dan bu tanıtımı beğenmeyecektir.
Enjoy your lunch.
Afiyet olsun.
You enjoy the show?
Şovu beğendin mi?
Just remember, enjoy him but never trust him.
Unutma, onunla eğlen ama ona asla güvenme.
I'm sure I will enjoy hunting in Chambord.
Eminim Chambord'da avlanırken eğleneceğim.
- You should enjoy being a fat girl, it's not a bad thing.
Şişkoluğun tadını çıkarmalısın, kötü bir şey değil.
Enjoy the rest of your day.
İyi günler.
I enjoy marching bands and Tibetan throat singing.
Bandoları ve Tibetli gırtlaktan söylenen şarkıları severim.
So, just, please, enjoy yourselves.
- Lütfen keyfinize bakın.
Now, please, bring out more wine and enjoy this feast.
Lütfen, daha çok şarap alın ve bu ziyafetin tadını çıkarın.
- Because, well, see, you come here and you make fun of the place'cause it's an old Brooklyn dive bar, so you and your friends get to enjoy that part of it and then also you get to have a beer.
- Çünkü sen buraya geldiğinde mekânla dalga geçiyorsun. Çünkü burası eski bir Brooklyn mahalle barı yani arkadaşlarınla bunun tadını çıkarma ve ayrıca bira içme şansı buluyorsunuz.
So go and enjoy your extra leisure before the hard work begins.
Bu yüzden ağır iş başlamadan önce gidip fazladan tatilinizin tadını çıkarın.
I hope you enjoy your new window, Norma Bates.
Umarım yeni pencereni beğenirsin Norma Bates.
Trust me, she won't enjoy it.
İnan bana, beğenmeyecek.
So, enjoy.
Tadını çıkar.
I always enjoy it.
Hepsi de hoşuma gitti.
- You need to learn to enjoy things more.
- Hayattan zevk almayı öğrenmelisin.
Tomorrow's this big stress-filled party that everybody can enjoy but us.
Yarın bizim dışımızda herkesin eğleneceği, stres yumağı bir parti olacak.
Enjoy it.
Tadını çıkar.
Well... enjoy my fucking cigars.
Purolarımı afiyetle tüttür.
enjoy your coffee 17
enjoy your day 28
enjoy life 19
enjoy your stay 76
enjoy the game 20
enjoy your trip 17
enjoy it 293
enjoy it while it lasts 30
enjoy the ride 41
enjoy your night 32
enjoy your day 28
enjoy life 19
enjoy your stay 76
enjoy the game 20
enjoy your trip 17
enjoy it 293
enjoy it while it lasts 30
enjoy the ride 41
enjoy your night 32