Exceptionally Çeviri Türkçe
410 parallel translation
And you, Miss Mina. You're looking exceptionally...
Ve siz, Bayan Mina, olağanüstü görünüyorsunuz.
Tracy sets exceptionally high standards for herself, that's all and other people aren't always quite apt to live up to them.
Tracy kendisi için oldukça yüksek standartlar belirlemiş, o kadar ve başkaları bu standartlara her zaman ayak uyduramazlar.
I find Miss Parker exceptionally reposed.
Bayan Parker'ı fazla sakin buldum.
Children always love them and this is an exceptionally nice one.
Çocuklar her zaman bayılırlar, üstelik olağandışı güzelliği olan bir parça.
The church is exceptionally endowed also with items of architectural interest.
Kilisemiz, istisnai bir şekilde, mimari açıdan zengin öğelere de sahiptir.
" The crime was exceptionally sordid
Baudelaire. Bunun hakkında ne düşünüyorsun?
You know, some days you look exceptionally pretty.
Bazı günler çok güzel olduğunu biliyor musun?
Tracy's just exceptionally strong-minded.
Tracy sadece alışılmadık derecede bildiğini okuyan biri.
A company with an exceptionally bad conscience, it appears.
Son derece berbat bir inanca sahip şirkete.
But exceptionally heavy.
Ama oldukça ağır.
YOU WERE AN EXCEPTIONALLY BEAUTIFUL CH I LD.
Anlamıyorum. Nedir, Bayan Foley?
The law was exceptionally clear on this matter.
Kanun bu durumda olağandışı bir şekilde gayet açık.
I thought what she said was exceptionally intelligent.
Bence söyledikleri son derece doğru şeylerdi.
It's exceptionally high in minerals.
Mineral bakımından yoğundur.
Riots and unemployment notwithstanding, you're an exceptionally fine president.
Her ne kadar ayaklanmalar ve işsizlik olsada, sen iyi bir başkansın.
Captain, we're being invaded by exceptionally strong senso-probes everywhere.
Etrafımız sensörlerle kuşatıldı.
They investigated the home and discovered, unfortunately, that you were exceptionally callous at your mother's funeral.
Evi incelediler ve ne yazık ki annenin cenazesinde son derece duygusuz olduğunu ortaya çıkardılar.
For a European, you are exceptionally cultivated.
Bir Avrupalı olarak, olağanüstü kültürlüsünüz.
"Honking" means she's running exceptionally well.
Steve iyi dediyse araba süper demektir.
Exceptionally fast race.
İnanılmaz hızlı yarışıyor.
I find it exceptionally important so I can satisfy your needs, especially the financial ones.
Aslında işimi ziyadesiyle önemli buluyorum çünkü bu sayede senin ihtiyaçlarına cevap verebiliyorum, özellikle de parasal ihtiyaçlarına.
He is an exceptionally cute baby, with a sweet disposition.
Fevkalade şirin bir bebektir ve tatlı bir mizacı vardır.
Exceptionally fine shot.
Çok iyi bir atıştı.
No, I wouldn't say exceptionally odd.
Hayır. Garibi kullanmazdım.
- You're exceptionally beautiful.
- Sıradışı bir güzelliğin var.
Cuihong, you're exceptionally nice to him
Cuihong, lütfen ona karşı çok korumacısın, bırakın içsin..
The camellia here is growing well It looks exceptionally beautiful today
Bu bahar kamellyalar güzel büyüdüler özellikle bugün ayrı bir güzellikteler
Your skin is exceptionally beautiful.
Tenin harikulade görünüyor.
You look exceptionally lovely tonight.
Bu gece, son derece güzel görünüyorsun.
And Registrar of Voters, Roger Neufeld, is predicting a 72 % % % voter turnout which is exceptionally high for an off-year election.
Ve seçim kurulu başkanı Roger Neufeld, % 72 seçmenin katılacağı tahmininde bulunuyor. Bu oran seçim yılı olmamasına karşın son derecede yüksek.
The Orange County vote looks to be exceptionally high with over 50 % % % of registered voters having cast their ballots so far.
Orange bölgesinde oy vermenin oyların % 50'sinin şu ana değin kullanılmış olmasıyla son derecede yüksek olduğu anlaşılıyor.
Yes, let's say that on this occasion you've had exceptionally bad luck.
Paranın benim için önemi yok ama yine de prensiplerime sonuna kadar bağlıyım.
We will be exceptionally gifted and remain true to each other.
Herkesten farklı olacağız ve birbirimize bağlı kalacağız.
His Highness has had exceptionally good luck today
Ekselansları bugün çok şanslı!
I would be exceptionally glad if you heard me - consider yourself invited.
Beni izlemenizden fazlasıyla mutlu olurdum, dilediğiniz zaman buyurun.
You said it exceptionally well the other night.
- Bu gece her zamankinden farklı olarak iyi olduğunu söylemiştin.
You said it exceptionally well the other night, Milena.
Geçen gece zaten muhteşem şekilde söylemiştin, Milena.
I have an exceptionally large mind.
İnanılmaz derecede geniş bir zihnim var.
You represent an exceptionally deceitful institution.
Son derece hilekâr bir kurumu temsil ediyorsun.
And instead of the exceptionally harsh climate of minus degrees, after the correction of the Earth's axis of rotation, there would reign eternal day in an eternal spring.
Ardından yerkürenin dönüş eksenine de etki yapılarak eksi dereceler tamamen ortadan kaldırılabilir ve ebedi gündüze ve bahara kavuşulur.
Mr. Striker performed exceptionally The passengers were very concerned
Bay Striker olağanüstüydü yolcular endişeliydi...
Those three are exceptionally skilled,... you are no match for them.
O üçünün sıradışı bir kung fu'su vardır,... sen onların dengi olamazsın
I decide to exceptionally initiate Fu Yu Xue as our student.
Bence... Fu Yu Xue'u öğrencim yapabilirim!
Exceptionally gifted.
İstisnai bir yetenek.
Because you are an exceptionally and uniquely equipped human being... not to mention that you are a good actress.
Çünkü sen istisnai ve benzersiz şekilde donanımlı bir insansın,... ayrıca iyi bir oyuncu da olduğunu söylememe gerek olmamalı.
Even an exceptionally large and cunning beast couldn't have dragged the boy?
Böylesine istisnai iri ve kurnaz bir canavar çocuğu sürükleyip götürmüş olamaz mı?
My own nervous system is an exceptionally sensitive one.
Çok aşırı derecede hassas bir sinir sistemine sahibim.
That troup is exceptionally good, superb acting.
Bizim Tiyatro'nun gerçekten iyi bir kadrosu var.
On this exceptionally clear night... a group of enthusiasts are commemorating Dr. Edmund Hailey's great prediction... by holding an outdoor watching from his original observatory at Greenwich.
Bu gece hava son derece açık Dr. Edmund Halley'in bir grup hayranı onun sıradışı keşiflerini yaptığı Greenwich gözlemevinde adına bir anma merasimi düzenleyecekler.
That's an exceptionally heavy transport.
İnsanla dolu elli yük vagonu. Son derece büyük bir nakliyat bu.
Exceptionally strong contact.
Olağan dışı güçte bir kontak.
except 945
except me 168
except you 292
exceptional 32
except for you 175
except one 86
except for us 19
except for me 72
except for her 17
except for 89
except me 168
except you 292
exceptional 32
except for you 175
except one 86
except for us 19
except for me 72
except for her 17
except for 89