For everyone's sake Çeviri Türkçe
71 parallel translation
I beg of you, Roberto, you must be careful for everyone's sake!
Sana yalvarıyorum Roberto, herkesin hatırı için dikkatli olmalısın!
Hurry, for God's sake, everyone!
Acele edin, Tanrı aşkına!
I don't know if Hartmann is still alive, but if he is, for his sake, for everyone's sake, I implore you, help me.
Hartmann yaşıyor mu bilmiyorum ama eğer yaşıyorsa, onun ve herkesin iyiliği için yalvarırım bana yardım edin.
And everyone who has left houses or brothers or sisters, or fathers or mothers or children, or fields, for the sake of Our Heavenly Father, will receive a hundred times more in the life to come. Cover him!
Tanrı adına, bir yerlerde evler, erkek kardeşler, kız kardeşler, babalar, anneler, çocuklar, ya da tarlalar bırakmış herkes, bu hayatta bıraktıklarının yüz katına kavuşurlar.
Everyone knows that, for heaven's sake.
Bunu herkes bilir.
Donald, for everyone's sake, will you do it?
Donald, herkesin iyiliği için, yapar mısın şunu?
Not for my sake, but for everyone's sake!
Benim için değil, Herkes için!
I have to keep control of the situation... ... for your sake and for everyone's.
Ben durumun kontrolünü sağlamak zorundayım senin ve herkesin iyiliği için.
I'm sorry you have been imprisoned in India and hope this dreadful war will soon be over, for everyone's sake.
Hindistan'da tutsak olmana üzüldüm. Umarım, herkesin iyiliği için bu korkunç savaş çok yakında sona erer.
I'm gonna go with the toothpicks, just for everyone else's sake.
Herkesin iyiliği için kürdanı seçmek durumundayım.
I have to complete what I started, for everyone's sake.
Herkesin iyiliği için, Başladığım işi tamamlamak zorunda.
One that requires you to cut the ties that bind for everyone's sake.
Herkesin uğruna bağlamak bu bağları kesmek gerekir biri.
The bandits are to be sacrificed for the sake of everyone's happiness.
Haydutlar insanları sevindirici fedakarca bağışlar olacaklar.
For everyone's sake.
Herkesin iyiliği için.
So why's everyone on my back for Christ's sake!
Peki neden herkes benim peşimde Tanrı aşkına!
And I insist that we do. For everyone's sake.
ve bence bunu, herkesin iyiyliği için yapmalıyız.
Well, for everyone's sake, I hope you're right.
Güzel, herkesin hatrına, umarım doğrudur.
I hope for everyone's sake the scanners do better.
Umarım herkesin iyiliği için tarayıcılar daha iyisini becerir.
I hope not. For everyone's sake.
Herkesin iyiliği için umarım öyle olmaz.
For everyone's sake, can you please just tell me what happened?
Herkesin iyiliği için, lütfen bana neler olduğunu anlatır mısın?
for everyone's sake!
İnsanların uğruna kalmalıydın...
He says that he thinks you're wanting him to stay for your sake, not for him. And keeping him here, it's only making it harder on everyone.
Onu kendiniz için gitmesine izin vermediğinizi söylüyor onun için değil ve onu burda tutmak, sadece işleri herkes için zorlaştırmak olacaktır
You see, I convinced them it was best to act quickly to quell any fears among investors, and everyone agreed that, for the sake of continuity, the Geiss family's steady hand should remain on the wheel.
Hızlı davranmanın en iyisi olduğuna onları ikna ettim yatırımcılar arasındaki korkuyu bastırmak ve devamlıIık için herkes aynı fikirde oldu ki Geiss ailesinin elleri dümende kalmalı.
For everyone's sake...
Herkesin iyiliği için...
You need to stay away from us, for everyone's sake.
Bizden uzak durmalısın, herkesin iyiliği için.
I'm just making it clear for everyone's sake it would be better if Burrell went quietly.
Ben sadece Burrell'in sessiz sedasız gitmesinin herkesin yararına olacağını söylüyorum.
For everyone's sake.
Yoksa fena olacak.
And for everyone's sake, I think that should probably get resolved.
Herkesin hatırına, bence bu bir çözüme kavuşturulmalı.
For everyone's sake.
Herkesin iyiliği için bunu yapmalıyız.
I need to stay one step ahead of her, not only for me but for everyone else's sake.
Sadece benim değil herkesin iyiliği için ondan bir adım önde olmalıyım.
I can't keep everyone away from the sea for our son's sake.
Oğlumuz yüzünden herkesin denize gitmesini bekleyemem.
For everyone's sake.
Herkesin hatırına.
For the sake of everyone's health, you will be quarantined in this chapel under the supervision of Sister Margot.
Herkesin sağlığı için bu kilisede rahibe Margot gözetiminde karantinaya konacaksınız.
You got to go... for everyone's sake!
- Herkesin iyiliği için gitmek zorundasın!
For his sake, for everyone else's.
Kendi ve herkesin iyiliği için.
Hopefully, for his sake, he's been sealing up his house like everyone else.
İnşallah, kendi iyiliği için, diğer herkes gibi evini kapatmıştır.
And that's how we're going to keep it for everyone's sake.
Ve herbirimizin hatrına bunu saklı tutacağız.
Tell everyone for heaven's sake, to please have a little more patience.
Tanrı aşkına, herkese söyle lütfen biraz daha sabretsinler.
We trust that you will bring the murderer to justice, and for everyone's sake, with the greatest possible speed.
Katili adalete teslim edeceğinize güveniyoruz, ve hepimizin hatrı için, bunu olabildiğince hızlı yapın.
So, um, at the moment, I'm asking that everyone keep a tight lid on the information in this case, for Goldman's sake.
O yüzden, şu anda Goldman'ın iyiliği için davayla ilgili bilgileri kimseye söylememenizi istiyorum.
For heaven's sake, Frosty, not everyone sees the world through your eyes.
Tanrı aşkına Frosty, dünyayı herkes senin gözünden görmüyor.
For everyone else's sake and mine.
Benim ve diğerlerinin hatırı için.
For everyone's sake, I wish I could do it myself, but I'm the chief, it may cause problems upstairs by doing so...
Herkesin iyiliği için ben kendimi feda etmek isterdim ama ben müdürünüzüm. Bunu yapmam yukarıda bazı sorunlara yol açabilir.
This has to work, for everyone's sake.
Bu ise yaramak zorunda, herkesin iyiligi için.
For everyone's sake.
Hepimizin iyiliği için.
I hope so, for everyone's sake.
Umarım, herkesin iyiliği için.
I'll take the spears for Kaworu-kun's and everyone else's sake.
Kaworu ve herkesin iyiliği için mızrakları çekeceğim.
So I suggest, for everyone's sake, we start whipping Psycho into shape.
Herkesin iyiliği için, Sapık'ı adam etmeye başlayalım derim.
Some questions are better left unanswered, For everyone's sake.
Herkesin iyiliği için, bazı soruların cevapsız kalması daha iyidir.
Your brother's presence made this day bearable, but I came because I wanted to salvage our relationship, for everyone's sake.
Ağabeyinin varlığı bu günü katlanabilir kıldı ama herkesin iyiliği için ilişkimizi kurtarmaya geldim.
Please, for everyone's sake, mija.
Lütfen, herkesin iyiliği için kızım.
sake 100
for everyone 132
for everything 480
for example 2752
for effort 35
for either of us 19
for ever and ever 28
for every 20
for england 33
for everybody 57
for everyone 132
for everything 480
for example 2752
for effort 35
for either of us 19
for ever and ever 28
for every 20
for england 33
for everybody 57