English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / For richer

For richer Çeviri Türkçe

223 parallel translation
In the light of day and the dark of night for richer, for poorer, for better, for worse in sickness and in health, and...
Gün ışığında ve gece karanlığında zenginlikte, fakirlikte, iyi günde, kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ve...
"For better, for worse, for richer, for poorer."
"İyi günde, kötü günde, zenginlikte, fakirlikte."
- For worse. For richer or poorer, in sickness and in health.
Zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta.
For richer or for poorer, in sickness and in health...
Zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta. - Şimdiden hasta oldum.
For richer, for poorer.
Zenginlikte, yoksullukta.
For richer, for poorer. For richer, for poorer. In sickness and in health.
Zenginlikte ve yoksullukta zenginlikte ve yoksullukta hastalıkta ve sağlıkta hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek ölüm bizi ayırana dek...
To be my lawful wedded wife, for better or worse, for richer or poorer...
İyi günde kötü günde, varlıkta ve yoklukta...
... for richer, for poorer, in sickness and in health for richer, for poorer, in sickness and in health...
Zenginlikte fakirlikle, hastalıkta ve sağlıkta... Zenginlikte fakirlikle, hastalıkta ve sağlıkta...
"Do you take this woman to be your wedded wife, " to have and to hold from this day forward, "for better, for worse, for richer, for poorer -"
"Bu kadını nikâhlı eşin olarak kabul ediyor ve bu günden itibaren ona sahip çıkıp, sadık kalacağına iyi günde, kötü günde zenginlikte, fakirlikte..."
"Do you take each other for better or for worse... " for richer or for poorer... " in sickness and in health, until death?
"İyi günde, kötü günde, varlıkta ve yoklukta" hastalıkta ve sağlıkta " ölüm sizi ayırana dek birlikte olmayı kabul ediyor musunuz?
For richer, for poorer....
İyi ve kötü günde...
We promised for richer, poorer, better, worse.
Zenginlikte ve yoksullukta, iyi günde ve kötü günde.
Love one another for better or worse, for richer or poorer, in sickness and in health.
İyi günde, kötü günde, zenginlikte, fakirlikte, hastalıkta, sağlıkta birbirinizi sevin.
To have and to hold from this day forward, for better, for worse, for richer or poorer, in sickness and in health.
Bu günden sonra ona sahip çıkacağıma iyi ve kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta.
For richer and for poorer... for better, for worse... in sickness and in health... to love and to cherish... till death us do part.
Gerek zenginlikte, gerek fakirlikte, gerek iyi günde, gerek kötü günde, gerek hastalıkta, gerek sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğim ve üstün tutacağım.
Do you, Richard Ernesto Gassko, take Deborah Julie Thompson as your lawful wife, to have and to hold from this day forward, for better for worse, for richer for poorer, in sickness and in health,
Sen, Richard Ernesto Gassko... Deborah Julie Thompson'u bugünden itibaren birlikte olarak iyi ya da kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte sağlıkta ve hastalıkta, ölüm sizi ayırıncaya kadar karın olarak kabul ediyor musun?
For richer, for poorer.
Zenginlikte ve fakirlikte.
For richer or poorer, in sickness and in health, till death do you part.
Zenginlikte yoksullukta, hastalıkta sağlıkta, ölüm sizi ayırıncaya dek.
- For richer for poorer
- Ölüm ayırana dek...
Arturo, do you take... Eugenia as your wife... and promise to be faithful, for richer or for poorer... in sickness and in health, until death do you part?
- Arturo, Eugenia'yı... eşin olarak alacak ve... zenginlikte, yoksullukta, hastalıkta sağlıkta ölüm sizi ayırana dek sadık kalacak mısın?
In sickness.... For richer and or poorer, till death do you part?
Hastalıkta... iyi günde, kötü günde, ölüm sizi ayırıncaya kadar?
FOR RICHER, FOR HORROR,
Zenginlikte ve katillikte.
Marian, daughter of Sir Reginald Daguerre of Westlake... do you swear before Almighty God... to take this man, Miles Folcanet, knight of Derby... as your lawful wedded husband... to have and to hold, to cleave to in the flesh... to love, honor and obey... for richer, for poorer, in sickness and in health?
Sen Marian, Westlake Sir'ü Reginals Daguerre'nin kızı Tanrı'nın huzurunda Derby Şövalyesi, Miles Folcanet'i... kocan olarak kabul ettiğine iyi günde, kötü günde.. ... sağlıkta ve hastalıkta.. ... sevip, sayacağına yemin ediyor musun?
But if I got married, you know those vows for richer or for poorer, for better or for worse.
Ama ben evlenmiş olsam, yani o yeminler hastalıkta ve sağlıkta, iyi zamanda ve kötü zamanda.
To have and to hold from this day forward, for better or for worse, for richer or for poorer, in sickness and in health, to love and to cherish until death do us part.
Bugünden itibaren Rita'yı eşim olarak kabul ediyor ve onu ömür boyu iyi günde kötü günde, zengin ve fakir günümüzde, hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek seveceğim.
To have and to hold from this day forward, for better or for worse, for richer or for poorer,
Bugünden itibaren iyi günde kötü günde, zenginlikte, fakirlikte- - - Hastalıkta.
When I married you it was for richer or poorer.
Seninle evlendiğimde yoksullukta ve zenginlikte dedik.
Esteban Trueba, take Clara del Valle, to be your lawful wedded wife, to have and to hold, in sickness and in health, for richer or poorer, till death do you part?
Esteban Trueba Clara Del Valle'yi hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm sizi ayırana dek sevip koruyacağınıza... yemin eder misiniz?
And wilt thou, Clara del Valle, take Esteban Trueba, to be your lawful wedded husband, to have and to hold, in sickness and in health, for richer or poorer, till death do you part?
Ve siz, Clara del Valle Esteben Truebe'yı hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm sizi ayırana dek sevip koruyacağınıza... yemin eder misiniz?
To have and to hold... for better, for worse... for richer, for poorer... in sickness and in health... till death do us part.
Korumak ve kollamak için... iyi günde ve kötü günde... varlıkta ve yoklukta... hastalıkta ve sağlıkta... ölüm bizi ayırana dek.
" for richer, for poorer...
" varlıkta ve yoklukta...
"... for better, for worse, for richer, for poorer... "
"... iyi günde ve kötü günde, varlıkta ve yoklukta... "
For richer, for poorer.
Zenginlikte, fakirlikte.
Rita Robbins, do you take Ernest Bilko to love, honour and cherish for richer or poorer...
Rita Robbins, Ernest Bilko'yu sevecek onurlandıracak hastalıkta sağlıkta...
To have and to hold, to love and to cherish in sickness and in health, for richer, for poorer....
Ondan ayrılmayacağına, sevip sayacağına hastalıkta ve sağlıkta, zenginlikte, yoksullukta...
A time for finding yourself a year older and not an hour richer.
Bir yıl daha yaşlandığın ama bir saat bile zenginleşmediğin bir gün.
Your wisdom should show itself richer to signify this to the doctor, for for me to put him to his purgation would perhaps plunge him into more choler.
O zaman bunu hekimine söylemeniz daha doğru olurdu. Çünkü ben kan almaya falan kalkarsam, büsbütün azar öfkesi.
In God's good time, nature's own energies will come to humankind for a better and a richer life.
Gel buraya, zeki çoçuğum. - Bugün günlük işlerime yardım eder misin?
Mr. Wilson left Belsize Park owing 1 6 weeks'rent and somewhat richer for a brief encounter with a Miss Wallace.
Bay Wilson, Belsize Park'tan 16 haftalık kira borcuyla ayrıldı. Bayan Wallace adında biriyle tanışmıştı.
And also again, he brought many captives for is it not by slaves that one becomes even richer and then has more power?
ve ayrıca, yine birçok esir getirdi fakat bunlar birini daha da zenginleştirecek ve sonra daha da çok güce sahip kılacak kölelerden değil miydi?
I want to do what has been forbidden for centuries and what the youths of my province, richer than me, have done for centuries.
asırlar boyunca bana yasaklandığı şeyler yapmak istiyorum ve benden daha zengin olan gençler eyaletimde asırlar boyunca onu yaparlardı.
For I have promised them a richer prize.
Çünkü onlara daha büyük bir ödül vaat ettim!
I wouldn't be any the richer for killing him.
Onu öldürürsem bu beni yalnızca daha zengin yapar.
A fraction richer in oxygen than usual for us, but otherwise normal.
Bizim için normalden çok oksijen var. Fakat yine de normal.
Look here, man, if they heard me play like this up north, you know I'd be richer than the man I sharecrop for!
Böyle çaldığımı kuzeyde duysalardı tarlasını kiraladığım adamdan daha zengin olurdum!
Sail for Rhodes or Tripoli, you'll find richer cargo there.
Rodos'a ya da Trablus'a gidin, oralarda ticaret yapabilirsiniz.
Fred, I know you're nervous... but if you can hold them burger bits down for one more lap... me and you gonna be $ 20,000 richer!
Gergin olduğunu biliyorum Fred. Ama onları bir tur daha arkada tutabilirsek, 20,000 dolar fazla zengin olacağız.
We'll be poorer for her absence but richer when the cheque comes.
Onun yokluğunda fakiriz ama hesap gelince daha zenginiz.
Time for finding yourself a year older, not an hour richer.
Kendini bir yıl daha yaşlanmış ama hiç zenginleşmemiş bulduğun bir zaman.
Lambrusco, Frascati, Lacrima Cristi..... wine from the Veneto, wine from Sicily..... but for the discerning..... stronger than the sun in July, richer than the Vatican..... We have the establishment's own, vino del Moro.
Lambrusco, Frascati, Lacrima Cristi... Veneto'dan şaraplar! Sicilya'dan şaraplar...
For 20 years I've watched Wesley get richer while everybody else got poorer.
20 yıI boyunca herkes fakirleşirken Wesley'in zenginleşmesini izledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]