Getting Çeviri Türkçe
137,072 parallel translation
We should be getting our first look at the ring right about... now.
Halka ilk bakışımızı yapmalıyız tam da... şimdi.
He kept you from getting answers about who your father is.
Babanın kim olduğunu sana hala söylemedi.
And getting her into a good college.
- Ve onu iyi bir üniversiteye göndermek.
I promised them a teleguidance system capable of getting past the iron dome.
Onlara, demir kubbede olandan daha iyi bir güdüm sisteminin sözünü verdim.
You should be getting to bed, don't you think?
Yatağa gitmen gerekiyor değil mi?
You know better than getting caught up with niles Gilbert.
Niles Gilbert beladan başka bir şey değil.
Getting tongue-tied.
Dil tutulması.
At getting her voice back, her whole life back.
Sesini ve bütün hayatını geri alması için de.
And you're... you're here getting drunk?
Ailesi çok mutsuz ve bunca şeyin arasında sarhoş olmaya mı karar verdin?
I'm getting medical equipment.
Tıbbi malzeme alacağım.
I learned my lesson getting too close to this one.
Buna çok yaklaşmamam gerektiğini sonunda öğrendim.
This is getting ridiculous.
Bu artık saçma geliyor.
I tried, but all of my calls keep getting routed through the same cell tower, and that narrows his location down to somewhere in this 30-mile radius.
Denedim ama tüm aramalarım aynı baz istasyonundan yönlendiriliyor ve yerini ancak 30 millik bir alan içine düşürüyor.
Weller, he's getting away.
Weller, kaçıyor.
You'll just be observing the first few days anyway, getting a sense of how it works.
İlk birkaç gün sadece gözlem yapacaksın. Nasıl bir yöntem izlediğime bakacaksın.
I was in Path. I was getting a culture.
Patolojide kültür yaptırıyordum.
What? ! You're not getting plastic surgery?
Estetik cerrahiye muayene olmayacaksın.
This is getting scary.
Gittikçe daha da korkutucu oluyor.
You just worry about getting your job back.
Sen işini geri almaya odaklan.
Getting your way.
- Çok iyi gidiyorsunuz.
She could not shut up about Grey getting suspended.
Sürekli Grey'in uzaklaştırılmasından bahsetti.
It's been off and on for the last few days, but it kept getting worse, so we just turned around and came back here.
Birkaç gündür aralıklı olarak ağrıyordu ama gittikçe kötüleşti. Dönüp geri geldik.
I had no idea he was even getting a new kidney.
Yeni bir böbrek alacağını bile bilmiyordum.
The kid is getting his dad's sleazeball kidney.
Çocuk babasının şerefsiz böbreğini alacak.
Yep, looks like they're getting their little girl back.
Küçük kızlarına kavuştular.
I'm also getting us "Hamilton" tickets.
"Hamilton" için bilet de alacağım.
The patient getting coagulopathic.
Hastada koagülopati gelişti.
I'm getting held up at the corporate level.
Kendim mi arayayım?
So when are you two getting married?
- Ne zaman evleneceksiniz?
Everyone's getting it.
Herkese söylerler.
We're getting our six mill.
6 milyonu kaptık.
Well, this is getting heated.
- Ortam kızışıyor.
No, counselor. I'm just getting some advice. My apologies.
Tavsiye istemiştim sadece, lütfen kusuruma bakmayınız.
It's getting louder, too.
- Gürültüsü de artıyor.
Oh, it's working, it's getting colder by the second.
İşe yarıyor, hızla soğuyor.
I just hope the others are getting what we need.
Umarım diğerleri ihtiyacımız olanları getiriyorlardır.
Our only chance of getting Cabe's heart beating again is the application of an electrical current.
Cabe'in kalbini tekrar çalıştırmak için tek şansımız bir elektrik akımı uygulamak. Nasıl?
No, we're just getting liquored up.
- Hayır, sadece sarhoş olduk.
Somewhere we're not getting out of without Happy.
- Happy olmadan çıkamayacağımız bir yerde.
You know, just getting the lay of the land.
Arazinin durumuna bakıyorum.
You're getting real weird, Walt.
Cidden garipleşiyorsun Walt.
It's getting closer.
Gittikçe yaklaşıyor.
Which aren't getting pumped out anymore, because the hose is crimped under the silo.
Ki artık pompalanmıyorlar çünkü hortum silonun altına sıkışmış.
Listen, bozo, you ain't getting my vote.
Dinle mankafa, oyumu alamayacaksın.
That's how we prevent the chemicals from getting into the aquifer.
Kimyasalların akifere erişmesini böyle engelleyeceğiz.
To getting rich while trying.
- Çalışmadan zengin olmaya.
You know, honey, um, I'm getting cold feet.
Hayatım, benim gözüm yememeye başladı.
Anything? Well, just that you and Amy are getting harassing calls.
Şey, Amy ile senin rahatsız edici telefonlar aldığınızdan bahsetti.
And tell me if you're getting some bad-mouthing.
Eğer hakkında kötü bir şeyler söylerse bana haber ver.
- Wha... if I'm getting...?
- Kötü şeyler alır...
He's getting impatient. Okay, I'll tell him.
Tamam söylerim ona.