Half brother Çeviri Türkçe
643 parallel translation
Jack, my half brother's son, my daughter Nelly.
Jack, üvey kardeşimin oğlu ve kızım Nelly.
My half brother's son, he's often here.
Üvey kardeşimin oğlu, sıklıkla buraya gelir de.
- His half brother.
- Öyle sayılır.
You're my half brother.
Sen benim yarı kardeşimsin.
My half brother, I should say.
- Evet. Üvey kardeşimin demeliydim.
My half brother.
Üvey kardeşim.
- Half brother.
- Üvey kardeş.
And his half brother was Avery if that is you.
Üvey kardeşi de Avery imiş. Bu da siz oluyorsunuz.
He could not be our half brother.
Üvey kardeşimiz filan değil.
You see, she had stumbled upon the knowledge that Barnsby was in truth Lord Fenley's half brother and the illegitimate father of Mr Peter Montrose, who was planning to gain control of Fenley Industries with the help of Mr Da Silva, who risked bankruptcy if the plot failed.
Kendisi, Barnsby'nin aslında Lord Fenley'in kardeşi ve bay Peter Montrose'un gayrımeşru babası olduğunu biliyordu Bay Montrose da, planın suya düşmesi halinde batmayı bile göze alan bay DaSilva'dan yardım alıyordu.
It's to do with my brother - half brother.
Konu erkek kardeşimle ilgili... Üvey kardeş...
- Do you understand "half brother"?
- Üvey kardeş nedir biliyor musun?
Your half brother... obviously suffers from an overactive imagination.
Üvey kardeşiniz - belli ki hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
How can you, who so revere fidelity, how can you marry me to your half brother, when I'm already bound by love to another man?
Sadakate böylesine saygı duyan sen, nasıl yaparsın... yarı kardeşine rağmen, nasıl benimle evlenebilirsin? Ben zaten... aşkımla başka bir erkeğe bağlıyken?
Bottom of the ninth... oops, someone's tubes come untied... and out pops my half brother Sam.
Son sanş değerlendirilir ve upps, yarı kardeşim Sam çıkagelir.
Now, it says here, Brother Hawthorne... that you owe Brother Woolridge $ 55.47 board... at the rate of a dollar and a half a week.
Hawthorne kardeş, burada yazılanlara göre Woolridge'e yarım haftalık çift sürme kirası yani dolar hesabıyla 55.47 dolar borcun varmış.
Here in the master's chair, sits the master, my half-brother, Paul Holland.
Başköşede evsahibi oturur. Yani abim Paul Holland.
I don't care if he's your half-wit brother.
Yarım akıllı kardeşin bile olsa umurumda değil.
But your brother here drank up half the whiskey.
Ama kardeşiniz yarım şişe viskiyi götürdü.
His half-brother is a Saint-Simon.
Saint-Simon'la babadan kardeş.
- I'm only half her brother.
- Aslında üvey kardeşiyim.
- I'll make my brother pay half.
- Yarısını kardeşimden alırım.
Brother Xu has left home for almost half a year
Birader Xu, neredeyse 6 aydır uzaktaydınız
Just because his mother married the half-brother of his aunt who was a first cousin of the sister of his father, who... who...
Şimdi. Çünkü anneside üvey kardeşi ile evlendi..... Kızkardeşinin amcaoğlu kimdi? , Kim..?
The son of gudleif Half-brother of thorgier, the priest of ljosa water Who took to wife thurunn, the mother of thorkel braggart
Gudleif'in oğlu, Thorgier'in üvey kardeşi Ljosa Water rahibi, Thurunn'u eş alan Thorkel Braggart'ın annesi, Güçlü Gudmund'un katili Howal'ı tanıyan, Geernon oğlu, Valdalescli Erikoğlu Arval Gristlebeard oğlu, Harken oğlu Bjortguaard'ı Norveç Sochnadale'de Cudreed'de öldüren Thorkel Long kızı, Kettle-Trout oğlu Harviyoun Half-troll'un üvey oğlu, Cesur Ingbare'in babası Kızgın Hangbard'ın kızı Gottenbergli Isenbert ile...
My half-brother.
Üvey kardeşim.
It was always you who was destined for great success... whereas I was only the poor, hard-working half-brother... whom you had to put up with.
Her zaman senin büyük başarılara erişeceğin düşünülürdü bense çok çalışan, acınası üvey kardeştim senin katlanmak zorunda kaldığın.
He thinks you're his half-brother.
Sizin üvey kardeşi olduğunuzu düşünüyor.
A half-brother.
Bir üvey kardeş.
His name is Morris. He lives with his brother... about a half mile up from the beach house.
Sahil evinden yaklaşık yarım mil ötedeki kardeşiyle birlikte yaşıyor.
Our half-brother knows how to run away.. .. when he feels like it.
Üvey kardeşimiz nasıl kaçacağını iyi bilir istediği zaman.
Each will share half and half, reach out, embrace your neighbor and brother
Yaklaşın birbirinize, kucaklaşın! ... sarılın birbirinize, öpüşün ve kardeş olun!
I do not know, Anjin-san, but Lord Toranaga is meeting his half-brother,
Bilmiyorum Anjin-san, fakat Efendi Toranaga üvey kardeşiyle buluşacak,
If he's Lord Toranaga's half-brother, then it's all right.
Efendi Toranaga'nın üvey kardeşiyse, sorun olmaz.
Toranaga met his half-brother politely, apologising for the informal setting, allowing neither his inner feelings nor his thoughts to be read, even by this man he had known since childhood.
Toranaga üvey kardeşini kibarca karşıladı, gayriresmi ortam için af diledi gerçek duygularını ve düşüncelerini belli etmedi, çocukluğundan beri tanıdığı bu adama bile.
My brother is a year and a half older than I am. But we've been friends.
kardeşim benden bir buçuk yaş büyük ama biz çok iyi dosttuz.
He's my half-brother.
Benim üvey kardeşim.
the half-brother of Amilcar, born as he was of mixed Guinean and Cape Verdean blood, and like him a founding member of an unusual party, the PAIGC, which by uniting the two colonized countries in a single movement of struggle wishes to be the forerunner of a federation of the two states.
Amilcar'in üvey kardesi ; onun gibi, kani Gine ve Cape Verde karisimi ; ve onun gibi, alisilmadik bir partinin, iki sömürge ülkeyi tek bir mücadele hareketi altinda toplayarak iki devletin olusturacagi bir federasyonun önderligini yapmak isteyen, PAIGC'nin kurucu üyesi.
Second brother got cut into half.
İkinci ağabey iki parçaya ayrıldı!
Your brother, Mr. Firmin - Half.
Kardeşiniz Bay Firmin - - Üvey kardeşim, üvey.
My brother John, from whom you are all descended, was bitten on the back of his neck by something half animal, half human.
Abim John, ki hepiniz onun soyundansınız, yarı hayvan, yarı insan birşey tarafından boynunun arkasından ısırılmıştı.
I thought half of it was your brother's.
Buranın yarısının abine ait olduğunu sanıyordum.
Guys, if my brother's a vampire, believe me, he's only half.
Bakın, ağabeyim vampirse, inanın, yalnızca yarı vampirdir.
I mean, Grandma- - Grandma and Grandpa weren't half-brother and sister?
Büyükbabam ve büyükannem kardeş değillerdi, değil mi?
Vitya, stop cooling off, your brother has blown up a half of the city.
Vitya, soğutmayı kes, kardeşin şehrin yarısının nefesini kesmiş.
- I have a half-brother.
- Üvey kardeşim var.
They say he's our half-brother...
Onun bizim yarı kardeşimiz olduğunu söylüyorlar.
You know that Stoddard, his game-keeper, was his half-brother?
Arazi bekçisi Stoddard'ın onun üvey kardeşi olduğunu biliyor muydunuz?
You have a half-brother.
Senin bir üvey kardeşin var.
A half-brother?
Üvey kardeş mi?
A long-Iost half-brother.
Kayıp bir üvey kardeş.
brother 7165
brothers 633
brotherhood 38
brother and sister 38
brothers in arms 18
brothers and sisters 203
brother justin 17
brother prior 48
brother jerome 20
brother zhang 17
brothers 633
brotherhood 38
brother and sister 38
brothers in arms 18
brothers and sisters 203
brother justin 17
brother prior 48
brother jerome 20
brother zhang 17
brother cadfael 72
half past 23
half human 17
half an hour 183
half of it 18
half man 32
half a million 39
half and half 23
half an hour later 22
half an hour ago 51
half past 23
half human 17
half an hour 183
half of it 18
half man 32
half a million 39
half and half 23
half an hour later 22
half an hour ago 51
half hour 41
half the time 61
half a dozen 19
half price 22
half now 31
half a mile 17
half a day 18
half a million dollars 40
half the time 61
half a dozen 19
half price 22
half now 31
half a mile 17
half a day 18
half a million dollars 40