English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He is a monster

He is a monster Çeviri Türkçe

132 parallel translation
He is a monster of depravity and should be expelled from your house this instant.
Onun içinde ahlaksız bir canavar var ve bir an önce evinizden kovulması gerekir.
Is it true, that he is a monster?
Canavar olduğu doğru mu?
Boy, he is a monster!
Evlat, o bir canavar.
He is a monster!
O bir canavar!
He is a monster.
Canavardır.
He is a monster! - Yeah!
O bir canavar!
He is a monster.
O bir cani.
I know he's your brother, but he is a monster.
Kardeşin olduğunu biliyorum, ama kendisi aynı zamanda canavar da.
If he is a monster, Mr. Harper, then he's one of British making.
Eğer o, gerçek bir caniyse, Bay Harper, Bu İngilizlerin başarısıdır.
Everyone will think that he is a monster.
Herkes onun bir cani olduğunu düşünüyor.
He's not a man, he is a monster!
* * Bu bir insan olamaz. Bir canavar o! * *
The new brain I've chosen for the monster is so simple, so pliable, he will obey you like a trained dog.
Canavar için seçtiğim yeni beyin çok basit. O kadar uysal olacak ki size eğitimli bir köpek gibi itaat edecek.
Rome is ruled by a monster, who tells you the Christians burned Rome, but he lies!
Ülke, Roma'yı Hristiyanların yaktığı söyleyen bir canavar tarafından yönetilmekte! Ama yalan söylüyor!
For one thing, he thinks JJ is some kind of a monster.
Her şeyden önce, JJ'in bir çeşit canavar olduğunu düşünüyor.
Dr. Hallen is dead, and he was killed by some sort of a monster.
Dr. Hallen öldü, Ve bir tür canavar tarafından öldürüldü...
His master is indeed, as he rightly said, a monster.
Efendisinin gerçektan haklı olarak bir canavar olduğunu söylüyordu..
Sam, this is a terrible thing to admit, but I think that one of the reasons I divorced your father was because he never believed in the closet monster.
Sam, bunu kabul etmek korkunç bir şey, ama galiba... babandan boşanmamın nedenlerinden biri de... dolaptaki canavarlara hiç inanmamış olmasıydı.
He is not a monster.
O bir canavar değil.
I was just wondering if my sweet boy is going to be a monster when he's 12.
Düşünüyordum küçük, tatlı oğlum 12 yaşına geldiğinde canavara dönüşecek mi diye.
What he meant is that Monster Island is actually a peninsula.
Demek istediği Canavar Adası'nın aslında bir yarımada oluşuydu.
Problem is... he was raised to be a monster.
Güneyli Zenciler Ve Müthiş Çöküş Tek sorun... Bir canavar oldu çıktı.
That monster custom, who all sense doth eat of habits devil, is angel yet in this that to the use of actions fair and good he likewise gives a frock or livery that aptly is put on.
Alışkanlık bir canavardır gerçi bütün duyguları yiyip bitirir, ama şu iyiliği de vardır ki onun güzel, doğru işler yapmak için de rahat giyilir bir urba bir kılık sağlar bize.
What kind of a monster is he?
Ne biçim bir canavar bu?
And at least he's not a monster, which is very reassuring, considering we share his genes.
Ve en azından canavar değil, aynı genleri paylaştığımızı düşünürsek, Bu rahatlatıcı bir şey.
Well, he may not be a monster, but he is stealing my water with his roots.
Peki ala, o bir canavar olmayabilir ama suyumu kökleriyle çalıyor.
He's a monster and the only way out is to destroy him.
O bir canavar ve tek çıkış onun yok etmek.
Is he human or a monster?
İnsan mıdır canavar mıdır bu? Kim bu Asoka?
My husband is dead, killed by my own child's hand and my willingness to believe he was a monster.
Kocam öldü onu kızım öldürdü ve kocamın bir canavar olduğuna inanmak istiyordum.
- He's not in a bad mood, Scoob he's a monster. - Why is Fred in a bad mood?
Fred niye asabi?
Yeah, he truly is a monster.
Evet, o tam bir canavar.
He was unpleasant enough as it is, so on top of that, we just instigated him into becoming a monster.
Zaten yeterince mutsuzdu, bir de bunun üzerine, biz onun canavara dönüşmesine ön ayak oluyorduk.
He enjoys killing people and is a monster that eats children.
İnsanları öldürmekten hoşlanan ve çocukları yiyen bir canavardır.
Whether he is a saint or monster,
İster aziz olsun, ister canavar.
Why, is he a monster?
Neden? O bir canavar mı?
If he had been a monster you know if he had come in there and said I did this and this to all these people and I was happy at it, he was a cool objective matter of fact, this is my war duty I did my war duty,
"Şayet bir canavar olsaydı ve içeri girip o insanlara şunu bunu yaptım..." "... ve mutluydum deseydi, insan bunu anlayabilirdi. " " Soğukkanlı ve duygusuzdu, savaştaki görevimdi ve ben de görevimi yaptım... "
That monster is a menace because he can't be controlled, but the very principles of the Super Soldier process indicate that such transmutations can be controlled.
O canavar kontrol edilemediği için bir tehdit oluşturuyor. Ama Süper Asker oluşumunun temel ilkeleri söz konusu olunca bu tarz dönüşümlerin kontrol edilebileceğini gösteriyor.
He sure is neurotic for a monster.
Canavar olduğundan dolayı sinir hastası olmuş.
The only thing you need to know about that man is he was a monster.
O adam hakkında bilmen gereken tek şey onun bir canavar olduğu.
Can't you see what a monster he is!
Nasıl bir canavar olduğunu göremiyorsun!
And so your first instinct after you found out he was killed was to sell the tape? I'm not a monster, officer.
Ve öldüğünü öğrendikten sonra ilk iş kaseti sattın.
During the day, Arut is kind and sensitive, but at night-time, he's fierce and cruel like a monster.
Aruth günışığında güçsüz ve hassastı. Geceleri ise bir canavar gibi acımasız ve saldırgan olurdu.
He is a true as day monster!
O gerçek bir canavardır!
Once he's gains their trust, perhaps even their love, he... consummates the relationship with the only thing that is real to a monster like him.
Kanları için. Hiç öldürmeden kanlarını içtiği kurbanları oldu mu?
And he's a little bit double-jointed... And his favorite animal is the Loch Ness monster.
Eklemleri biraz esnektir ve en sevdiği hayvan Ness Gölü Canavarı'dır.
The only thing you need to know about that man is : he was a monster.
Bu adamla ilgili bilmen gereken tek şey onun bir canavar olduğudur.
Drinks blood to get like he is, man, boy's a monster.
Benzemek için kan içiyor- - Onun gibi görünmek için, adamım.
You see, what the doc is... He's a freaking monster.
Doktor bir canavar.
And he's your monster now, and you wanna hurt him, and this is a way to do that.
O artık sizin canavarınız, ona zarar vermek istiyorsunuz,... bunun çaresi de bu işi yapmak.
He is what he calls himself, a'thing', that is, a monster.
Kendi kendini adlandırdığı gibi, o bir "şey". Yani bir yaratık.
All he will ever see is a monster.
Tüm göreceği bir canavar olacak.
If I'm not mistaken, it's from that chapter in the book where Odysseus is told he has to confront a monster known as Scylla.
Yanlış hatırlamıyorsam bu kısım Odise'ye Skylla adında bir yaratıkla karşılaşması gerektiği anlatılırken geçiyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]