English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He lied to you

He lied to you Çeviri Türkçe

244 parallel translation
You must know why he lied to you.
Sana neden yalan söylediğini biliyorsundur sen.
But you're angry because he lied to you on the phone.
Ama size yalan söylediği için sinirlendiniz. Siz sinirlenmez miydiniz?
He lied to you, didn't he?
o sana yalanlar söyledi değil mi?
He lied to you.
O, sana yalan söyledi.
So he lied to you. He's not in Grenoble.
O zaman Grenoble'e gitmemiş, yani size yalan söyledi.
He lied to you, feigned his affections And stole your jewelry
Sana yalan söyedi, sana ihanet etti mücevherlerini çaldı
Well, about how he lied to you, cheated you.
Sana yalan söylemesi, seni aldatması.
He lied to you.
Sana yalan söylemiş.
Did you tell him that you know that he lied to you?
Onun sana yalan söylediğini bildiğini ona söyledin mi?
He lied to you, so that you would help him in his plan.
Planına yardım edin diye size yalan söyledi.
Phoebe, he lied to you.
Phoebe, sana yalan söyledi.
- He lied to you. - Used you!
Sana yalan söyledi, seni kullandı.
You are not going to take a cab all the way back to Stars Hollow. He lied to you, too, Mom.
- Sana da yalan söyledi anne.
Actually, he lied to you, Mrs. Jennings.
Bayan Jennings, eşiniz size yalan söylemiş.
So he lied to you.
- -Yani size yalan söyledi.
Judging from your conversation, I am guessing he lied to you.
Senin muhabbetinden yargılamak, sana yalan söylediğini tahmin ediyorum.
He lied to you.
Sana yalan söyledi.
Darling, he lied to you, too, so it's even.
Canım, o da sana yalan söyledi, yani ödeştiniz.
He don't like to be lied to. You know what I mean, Poldi?
Yalanı söyleyeni hiç sevmez.
- You lied to us. Who was he?
- Bize yalan söyledin.
You lied about where you were last week when you went to see uncle on the day he died.
Öldüğü gün Amcanı görmeye gittiğin halde nasıl yalan söylediysen gene öyle yalan söylüyorsun.
- This man here was so anxious to have you he lied to me.
- Buradaki bu adam oyunumda oynamanız hakkında çok endişeli ve bana yalan söyledi.
He lied about West Point so you'd wait to marry me.
Eğer evlenmezsen sana yardım edeceğini de söylemişti.
- I lied about Joel, Dad, because I figured he was the kind of guy you'd want me to go out with.
Çünkü benim birlikte olmamı istediğin türden biri.
Well, he has lied to you, by his own admission.
- Sana yalan söylediğini kendi de itiraf etti.
He lied to you.
O sana yalan söyledi.
No, Dougal, he just lied to you.
Hayır Dougal, sana yalan söylemişti.
No, he heard what you said. They lied to me.
Bana yalan söylediler.
You'll just find he's lied to you.
Sadece onun size yalan söylediğini bulacaksınız.
Remember the time he ate my goldfish and you lied to me and said I never had any goldfish?
Süs balığımı yediğini ve senin bana hiç süs balığım olmadı diye yalan söylediğini hatırlıyor musun?
He lied! No. He just doesn't want you to get hurt.
Senin incinmeni istemiyor.
I was too shallow and insecure to let this guy be a part of our lives... and then when he had something I wanted, I snuck around behind your back... and when you caught me, I lied like a little weasel.
Eleman hayatımızın bir parçası olduğunda çok sığ ve endişeliydim. Ardından onda benim istediğim bir şey olunca, arkandan dolap çevirdim ve beni yakaladığında küçük bir çakal gibi yalan söyledim.
I told you he lied to us.
- Bize yalan söyledi.
- Then he'll know you lied to him.
- Ona yalan söylediğini bilecek.
He is lying! is it not a fact that you are lying to the Tribunal about this as you lied about everything else in your testimony? That is also a lie!
ve banka bunları araştırma ihtiyacı duymaz 1939'dan önce, tam olarak kaç müşteriniz bankaya altın dişlerini yatırdı?
Like, it's bad enough what Eric did to Mr. Bonkers... then he lied to me. I know how you feel.
Nasıl hissettiğini anlıyorum.
He never lied to you?
Sana hiç yalan söylemedi mi?
He told me to tell you he lied too.
O da yalan söylemiş. Sana söylememi istedi.
Well, actually, he must have lied to you, because he does.
Size yalan söylemiş olmalı. Çünkü böyle bir şey var.
He shouldn't have lied to you
Sana yalan söylememeliydi.
Do you really want us to force your son to admit he lied to us?
Gerçekten oğlunuzun bize yalan söylediğini itiraf etmesi için zorlamamızı istiyor musunuz?
You have no idea how many times he's lied to you, undercut your authority, made you look like crap to other doctors.
Sana kaç kere yalan söylediğini, otoriteni kaç kez baltaladığını, diğer doktorların önünde kaç kez küçük düşürdüğünü bilmiyorsun bile.
What, because Casey Manning lied to you about how rich he was... you gotta rain all over Mary's love parade?
Ne yani, Casey Manning'in sana ne kadar zengin olduğu ile ilgili yalan söylemiş olması Mary'nin aşk çemberini bozmanı mı gerektirir?
Wait a minute - are you saying he lied to me?
Bir dakika - amcamın beni kandırdığını mı söylüyorsun?
you told me that he was dead Uncle Jonas... you all told me that you all lied to me
Babamın öldüğünü söylemiştin, Jonas Amca. Hepiniz öyle söylediniz.
You need to understand. I trusted Walt Cummings. But he lied to me.
Anlamalısın, Walt Cummings'e güvenmiştim ama bana yalan söyledi.
Do you think that he's never lied to you?
Sana hiç yalan söylemediğini mi sanıyorsun?
So he just lied to you and then he never called you again?
Yani sizi kandırıp bir daha da aramadı öyle mi?
What proof do you have to determine that he lied?
Yalan söylediğine dair elinizde ne kanıt var?
He has lied to you.
Size yalan söyledi.
He's gonna say you should have never lied to him, and that it can't work cause of the age difference, then he's gonna say there's no way you two can be together because he's your teacher.
Ona yalan söylememiş olman gerektiğini... ve aradaki yaş farkı yüzünden bu işin yürümeyeceğini söyleyecek. Sonra ikinizin birlikteliğinin mümkün olmadığını, çünkü senin öğretmenin olduğunu söyleyecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]