He lied to me Çeviri Türkçe
316 parallel translation
He lied to me again.
O bana yalan söyledi.
Because he lied to me.
Çünkü bana yalan söyledi.
He lied to me.
Bana yalan söyledi.
He lied to me!
Bana yalan söyledi!
He lied to Max and he lied to me.
Max'a yalan söyledi, bana da yalan söyledi.
He lied to me, too.
O da bana yalan da söyledi.
He lied to me.
Yalan söyledi.
Now I can understand why he lied to me.
Şimdi, neden bana yalan söylediğini anlayabiliyorum.
- This man here was so anxious to have you he lied to me.
- Buradaki bu adam oyunumda oynamanız hakkında çok endişeli ve bana yalan söyledi.
He lied to me all the time, cheated on me.
Bana devamlı yalan söyler, beni aldatırdı.
- He lied to me.
- Bana yalan söyledi.
He lied to me, sir, and I don't know why.
Bana yalan söyledi ve ben, bunun nedenini bilmiyorum.
But he lied to me.
Fakat bana yalan söyledi.
He lied to me, Grandmother.
Bana yalan söyledi büyükanne.
He lied to me, Otto. He lied to me.
Bana yalan söyledi Otto, bana yalan söyledi.
He lied to me.
O da söyledi.
He lied to me.
He lied to me.
He lied to me, Tom.
O bana yalan söyledi, Tom.
He lied to me because he wanted me to feel good, and I did.
Kendimi iyi hissedeyim diye yalan söyledi ve gerçekten de öyle oldu.
He lied to me!
Bana yalan söyledi.
He lied to me?
Bana yalan mı söyledi?
- He quit his job He didn't tell me He lied to me
- İşinden ayrılmış. Bana söylemedi.
He lied to me.
- Bana yalan söyledi.
He lied to me and told me that he only had one too.
Bana bir tane kaldı diyerek yalan söyledi.
The man looked me in my eye... and he lied to me like it was nothing.
Adam gözümün içine baktı ve... sanki hiç bir şeymiş gibi bana yalan söyledi.
If he lied to me he wouldn't be my son.
Bana yalan söylemiş olsaydı... artık benim oğlum olmazdı.
For two years, he lied to me, he was sleeping with her - - and continuing to present himself as my best friend.
İki yıl boyunca, bana yalan söyledi, Karımla yatıyordu - - Ve kendisini en iyi arkadaşım olarak tanıtmaya devam etti
He lied to me.
Bana yalan söyledi!
And he lied to me.
Ve bana yalan söyledi.
He lied to me!
Ama o bana yalan söyledi!
Later. He lied to me.
Bana yalan söyledi.
He has never lied to me.
Bana asla yalan söylemez.
For some impossible reason he'd lied to me.
Bazı belirsiz sebeplerden dolayı bana yalan söylemişti.
And by the time that he asked me to marry him, I'd lied to myself inside for so long that I believed it was me he cared for and not the money.
Ve bana evlenme teklif edene kadar, onun beni önemsediğini paramı önemsemediğini inanıyor diye uzun süredir kendime yalan söylüyordum.
He's never lied to me.
Bana hiç yalan söylemedi.
He never lied to me.
- Aman ne iyi! Hiç yalan söylememiş.
He's lied to me for the past twenty-two years.
Son 22 yıldır bana yalan söyledi.
He lied about West Point so you'd wait to marry me.
Eğer evlenmezsen sana yardım edeceğini de söylemişti.
- I lied about Joel, Dad, because I figured he was the kind of guy you'd want me to go out with.
Çünkü benim birlikte olmamı istediğin türden biri.
John Berlin lied to me and, much worse, he lied to everyone in this community.
John Berlin bana yalan söyledi, daha da kötüsü herkese yalan söyledi.
He's never lied to me before.
He's never lied to me before.
He's never lied to me.
Bana asla yalan söylemedi.
- Tell the truth. - If I tell Jack that I lied to his family, he will never speak to me again.
- Eğer Jack'e ailesine yalan söylediğimi söyleyecek olursam, bir daha benimle asla konuşmaz.
- But he's lied to me before. - Don't smoke in the house. Uh-huh.
Girişteki adam, bir meteorun dün gece indiğini söylüyor ama bana daha önce de yalanlar söylediği için, doğru mu söylüyor bilmiyorum.
No, he heard what you said. They lied to me.
Bana yalan söylediler.
He's lied to me from the beginning.
Beni başından beri kandırdı.
He never lied to me.
O bana asla yalan söylemedi.
Remember the time he ate my goldfish and you lied to me and said I never had any goldfish?
Süs balığımı yediğini ve senin bana hiç süs balığım olmadı diye yalan söylediğini hatırlıyor musun?
I was too shallow and insecure to let this guy be a part of our lives... and then when he had something I wanted, I snuck around behind your back... and when you caught me, I lied like a little weasel.
Eleman hayatımızın bir parçası olduğunda çok sığ ve endişeliydim. Ardından onda benim istediğim bir şey olunca, arkandan dolap çevirdim ve beni yakaladığında küçük bir çakal gibi yalan söyledim.
I called the PI firm he worked for, lied to them, told them I was Andy's partner, and they told me what the initials on the bracelet stand for.
Çalıştığı şirketi aradım, yalan söyledim tabi, onlar Andy'nin ortağı olduğunu söyledim, ve onlarda bana künyenin üzerindeki harfleri söylediler.
Like, it's bad enough what Eric did to Mr. Bonkers... then he lied to me. I know how you feel.
Nasıl hissettiğini anlıyorum.
he lied 153
he lied to you 43
he lied to us 40
lied to me 16
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
he lives 86
he lives there 19
he lied to you 43
he lied to us 40
lied to me 16
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
he lives 86
he lives there 19
he likes you 223
he lived 21
he lives here 59
he likes me 76
he lies 39
he likes it 89
he likes her 22
he liked it 29
he likes that 24
he liked you 28
he lived 21
he lives here 59
he likes me 76
he lies 39
he likes it 89
he likes her 22
he liked it 29
he likes that 24
he liked you 28