English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He woke up

He woke up Çeviri Türkçe

942 parallel translation
What if he woke up one day, and my father took away all the automobiles he let him have to sell and said : "You're fired".
Ya günün birinde babam ona sattırdığı arabaları... elinden alır ve ona... "Kovuldun" derse?
He woke up in the middle of the night and thought he saw... a great big white hand comin'up at him over the edge of the bed.
Gecenin bir vakti uyanıp yatağının köşesinden... büyük beyaz bir elin kendisine doğru yaklaştığını zannetti.
He woke up, Doctor.
Uyandı Doktor.
I thought he was acting funny when he woke up.
Uyandığını ve bana komiklik yaptığını düşündüm.
He woke up old man Parsons.
İhtiyar Parsons'ı uyandırdı.
He woke up at three this morning and changed and brushed his teeth.
Sabahın üçünde kalktı, üzerini değişti ve dişlerini fırçaladı.
Then he woke up and nobody slept for 48 hours.
Sonra uyandı ve 48 boyunca kimse uyumadı.
The other times I smelled the gas escaping, pounded on his door until he woke up.
Daha öncekilerde gaz kaçağını hissettim, Uyanıncaya kadar kapıyı yumrukladım.
Usually when he smelled the land breeze, he woke up and dressed to go to wake the boy.
Genellikle bu kara esintisinin kokusunu aldığında uyanıp delikanlıyı uyandırmaya gitmek için giyinirdi.
He heard your storm and he woke up.
Senin fırtına sesi uyandırmış olmalı.
He woke up.
Evet öyle! Olağanüstü!
When he woke up, he made exercises.
Uyandığında, egzersiz yaptı.
He woke up at 2 : 00 in an awful mood, took his gun and went out.
Saat ikide korkunç bir ruh hali içinde uyandı ve silahını alarak dışarı çıktı.
He woke up as usual. He started driving his car.
Her zamanki gibi uyandı, dışarı çıktı ve arabasına bindi.
This morning... when he woke up, he thought we were still in the city.
Bu sabah uyandığında, hâlâ şehirdeyiz sandı.
He woke up early this morning.
Bu sabah erken kalktı.
When he woke up, he didn't know whether he was a man or a cat.
Uyandığında insan mı kedi mi olduğunu bilememiş.
When I came by, he woke up, jumped up and started firing his gun.
Ben geçerken uyandı, fırladı ve ateş etmeye başladı.
And he woke up the Borough Commander.
O da il emniyet müdürünü uyandırdı.
He woke up early and worked until 11 : 00 or 11 : 30.
Erkenden kalkar ve 11.00-11.30'a kadar çalışırdı.
He woke up yesterday and he can't see.
Dün uyandığında artık göremiyormuş.
He woke up.
- O, uyandı.
- He woke up?
- Uyandı mı?
... it started to bleed, then he passed out, but she prepared a compress to stop the blood, and then she stopped the blood, and when he woke up it was no longer bleeding.
Kanamaya başladı, sonra kendinden geçti, - - Ama o kanı durdurmak için bir tampon hazırladı, - - Ve kanı durdurdu.
Or... is he probably struck a rock during a dive was knocked unconscious, and died before he woke up.
Ya... muhtemelen dalış sırasında bir kayaya çarptı, bilincini yitirdi ve ayılamadan öldü.
He woke up this morning with no headache.
Bu sabah başağrısı ya da başka bir şikeyeti olmadan ayağa kalktı.
I don't know, he was gone when I woke up.
Ben uyandığımda gitmişti.
It was a giant and he woke me up.
Bir devdi ve beni uyandırdı.
He woke me up at three o'clock in the morning, banging on my door.
Sabaha karşı üçte kapıma vurarak beni uyandırdı.
I woke up, and he was gone.
Uyandığımda gitmişti.
When I woke up he was gone.
Uyandığım da gitmişti.
He woke me up this morning.
Bu sabah beni uyandırdı.
He woke with a jerk of his fist coming up, and the line burning out through his hand.
Elindeki ipteki şiddetli bir çekişle uyandı. Kayıp giden ip, elini yakıyordu.
Then, in the middle of the night I woke up, and there he was.
Gecenin bir yarısı uyandığımda çok korktum.
He just woke up and spoke to me.
Şimdi uyandı ve benimle konuştu.
He woke up!
Beyefendi uyandı...
It can't be. He woke me up.
Uyandırdığına göre mümkün değil.
- Well that's not fair, he might have waited will I woke up to begin his joke.
- Bu adil değil ama, şakasını yapmak için uyanmamı bekleyebilirdi.
I woke up twice during the night, but I thought he was just restless.
Gece iki kez uyandım ama sadece huzursuzlandığını düşündüm.
He was gone when I woke up, along with the other guard and Mr. O'Neil.
Uyandığımda gitmişti, Bay O'Neil ve diğer koruma görevlisiyle.
He just woke up, tried to choke me, then went back to sleep again as if nothing had happened.
Uyandı, beni boğmaya çalıştı ve sonra hiçbir şey olmamış gibi uyumaya devam etti.
Frosty wanted to get as far away as he could before Hinkle woke up.
Frosty, Hinkle kendine gelmeden ondan olabildiğince uzaklaşmak istedi.
Then he suddenly woke up... and said,
Sonra aniden uyanıp kısık bir sesle şöyle dedi :
When I woke up, he was lying next to me.
Uyandığımda yanımda yatıyordu.
I woke up late and I looked for Quentin and he wasn't there. So I went up to the tower.
Ben de kuleye çıktım.
Gringo son of a bitch woke us up. He don't give a damn!
Bu belalı yüzünden uyandık, ama onun umrunda bile değil bu!
All I know is that somebody woke me up at 6 : 00 yesterday morning... saying he was the British ambassador.
Tek bildiğim, birinin beni sabah 6'da uyandırdığı ve İngiliz Konsolosluğu'ndan aradığı.
God, the way he's breathing, it woke me up!
Tanrım, nefes alışı uykumdan uyandırdı!
He woke me up and said "I'm gonna make you the grooviest chick in this town."
Uyandırıp dedi ki : "Seni bu şehrin en havalı fıstığı yapacağım."
After I took sleeping pills, I went to sleep and then... he woke me up...
Uyku hapımı içip tam uyuyacaktım ki, birden bire... Beni kaldırdı...
Every time I woke up he was in there.
Her uyandığımda o oradaydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]