English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / Hold on to this

Hold on to this Çeviri Türkçe

567 parallel translation
Can I hold on to this while he's on his trip?
O iş gezisindeyken bunu alabilir miyim?
That'll learn you to sit up and hold on to this.
Bu, kalkıp şunu kaldırmayı sana öğretir artık.
You hold on to this end of it,
İpin bu ucundan tut.
- Here, hold on to this.
İŞte, tutun buna.
And in the second place, and hold on to this one it wasn't Paul that killed young Henry.
- İkincisi, bunu iyi dinle... -... genç Henry'yi Paul öldürmedi.
Hold on to this.
Tut şunu.
Hold on to this
Tut şunu.
To hold on to this flat.
Bu dairede tutunabilmek.
All I had to do was hold on to this lousyjob for another six months.
Bu berbat işte sadece 6 ay kalıp geri dönecektim
Hold on to this.
Bunu tutsan iyi olur.
You hold on to this.
Al bunu.
hold on to this and let me try to give bill a hand for god's sake, hurry it's past midnight
- Bunu tut. Ben de Bill'e yardım edeyim. - Tanrı aşkına acele et.
Diane, please, don't hold on to this for me.
Diane, lütfen benim için katlanma bunlara. Seni seviyorum.
Why don't I hold on to this?
Neden bunu almıyorum ben?
Now then, Mrs. Spalding... in spite of the fact that I have great doubts about... this misguided attempt of yours to hold on to this place... as a Christian and deacon of the church, it's my beholden duty to... reach out the hand of charity to a human being in need.
Sadede gelirsek Bayan Spalding bu yeri elinizde tutmakta diretmeniz konusunda büyük kuşkularım olmasına karşın iyi bir Hristiyan ve papaz yardımcısı olarak asli görevim muhtaç insanlara el uzatmak.
Meanwhile, I'll hold on to this.
Şimdilik, buna sadık kalacağım.
You hold on to this cat.
Al kedimi biraz tut.
You know what? You better hold on to this stuff.
- Bu şeyleri herkese söylemesen iyi olur.
I hope you hold on to this one.
Umarım bunu elinden kaçırmazsın.
Hold on to this.
Şunu tutun.
But it would help if I could hold on to this for a day.
Bunu bir gün daha elimde tutsaydım oldukça yardımcı olurdu.
Hold on to this while you sleep, and if you wake up and you scared...
Buna sarılıp uyu. Uyandığında korkuyorsan şöyle düşün!
Annoying thing is, why didn't they hold on to this guy when they're taking his picture?
Rahatsız edici olan şey ise, neden o fotoğrafı çekerken adamı tutmadılar?
Now, hold on to your bench because this one's gonna be a wow.
Şimdi sıkıca banka tutunun çünkü muhteşem bir şey olacak.
Look, if I give you this chain, will you hold on to it?
Bak, eğer bu zinciri sana verirsem, onu tutar mısın?
And if I give this up, could I hold on to you?
Bu işten vazgeçersem birlikte olabilir miyiz?
All right, boy, come on and get ready to plug this in while I hold this screw down. - We'll see what happens.
Pekala, delikanlı, ben şu vidayı bastırırken fişi takmaya hazır ol, ne olduğuna bakayım.
You'll have to foreclose this mortgage I hold on Tod Grinnel's ranch.
Grinnel'in çiftliğindeki ipoteği haciz etmeniz gerekecek.
All I gotta do is hold onto this hotel for a while, get my idea to Jerry Marks and I'll be on Easy Street.
Tek yapmam gereken bir süre bu oteli tutmaya çalışmak. Sonra fikrimi Jerry Marks'a anlatacağım ve Easy Street'e taşınacağım.
Just hold on to the ball this time, or I'll crown you king pinhead.
Sadece bu sefer topu sıkı tut, altın renkli tacını ben vereceğim kuş beyinli.
Thorndyke, this little car goes so fast, we need three people inside to hold it on the ground.
Thorndyke, bu küçük araba çok hızlı gidiyor, zeminde onu zaptetmek için içerde üç kişiye ihtiyacımız var.
Joseph Francis Truitt, I hold here an order for you to be put to death in the lethal gas chamber of this state on this date and at this time for the murder of one, Mary Truitt, a human being.
Joseph Francis Truitt elimde tuttuğum bu anda ve bu saatte Mary Truitt ismindeki bir insanı öldürdüğün için devletin gaz odalarından birinde idam edilme cezan.
Victor Pietro Duchell, I hold here an order for you to be put to death in the lethal gas chamber of this state on this date and at this time for the murders of Lucien and Ellen Morgan, two human beings.
Victor Pietro Duchell elimde tuttuğum bu anda ve bu saatte Lucien ve Ellen Morgan adındaki iki insanı öldürmek suçundan devletin gaz odalarından birinde idam edilme cezan.
And if, it seemed to me, in the middle of a battle, whatever was happening, and he spied a pig, he would leap out, unscrew the great hammer you have for breaking tracks, and rush off, bash this pig on the head, drag it back, bring it in through the side pannier door, um, and get hold of these two cans of water and light up the stove, and boil the water and scrape the pig.
Ve, bana öyle gelirdi, çatışmanın ortasındaysak ne olursa olsun, bir domuzu gözetler birden dışarı fırlar, tankı durduran büyük çekicin vidalarını gevşetir aniden saldırarak domuzun kafasına vurur onu geri sürükleyerek tankın yanında bulunan kapının önüne getirir su bidonlarını alıp ocağı yakar suyu kaynatır ve domuzu temizlerdi.
To completely destroy this society, it is clearly necessary to be ready to launch against it, ten times in succession or more, assaults of an importance... comparable to that of May 1968 ; and to hold as inevitable... inconveniences a certain number of defeats and civil wars.
Mayis 1968 gibi on veya daha fazla saldiri gerçeklestirmeye hazir olmamiz gerektigi ve belirli bir sayidaki yenilgiyi ve iç savasin talihsiz degil kaçinilmaz oldugunu düsünmemiz gerektigi asikardir.
We gotta hold on long enough to turn this about.
Bunu düzeltene kadar dayanmalıyız.
And you hold on to me, this way.
Bana tutun, bu şekilde.
Now, three weeks ago... the company got enough names on this petition... to hold a decertification election.
Şimdi, üç hafta önce bir belge iptali seçimi yapmak için yeterli sayıda katılımcı bulmuş duruma geldi.
What this means is... that the National Labor Relations Board... will come in here and hold an election... where everybody votes whether to certify or decertify... the union's staying on in this plant.
Bunun anlamı Ulusal İşçi İlişkileri Kurulu buraya gelip, çalışanların, sendikanın bu tesiste kalması için gereken belgeyi onaylama ya da reddetmeleri için bir seçim düzenleyecek.
Get somebody to hold this on tight.
Biri bunu sabit tutsun.
So I took this job as state geologist and I've just managed to hold on to the house and my shares.
Devlet jeologu olarak işe başladım. Evi ve hisselerimi korumayı başardım.
And I'll hold on to this for Freddie.
Ve bu bende kalacak Freddie.
Hold this on to the wall just like that.
Bunu böylece duvara tut.
Hold on a minute. I have to take this call.
Biraz bekleyin, şu telefona bakacağım.
This is exactly what we need to get our message out to the media. Hold on, boys. I gotta make a call.
Yani, sen dün ağlamıştın.
We may be able to hold off on this First Liberty thing for a while but if you start pushing this new jobs- -
First Liberty işine bir süre engel olabilirdik... ama bu iş programında ısrar ederseniz...
Now this is your chance to hold on tight to save him.
İşte sana onu sıkıca tutup koruma şansı.
I'm afraid I'm gonna have to hold a grudge on this one, Trace.
Korkarım ki sana garezim var Tracy.
I don't want to be put on hold over a parking spot, so why don't we just try this again?
Bir park yer yüzünden.. .. beklemeye alınmayı istemiyorum. O yüzden neden bir daha tekrarlamıyoruz?
This is a low-gravity area, please hold on to the handrails.
Bu bölgede yerçekimi düşüktür. Lütfen tırabzanlara tutununuz.
And hold on to your hat, Scully, cos you're gonna love this.
Ve şimdi sıkı dur Scully, çünkü buna bayılacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]