English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / Hop up

Hop up Çeviri Türkçe

379 parallel translation
Will you have the bellhop hop up with some hop Scotch?
Oda servisi odaya sek sek sekerek sek viski getirsin.
You watch the load, I'm gonna hop up to Barney's and phone Williams.
Yüke göz kulak ol, Barney'ye gidip Williams'ı arayayım.
Hop up on my shoulder.
Omzuma çık.
Mr Hilltop, would you hop up on your feet and stand beside this table?
Bay Hilltop, sıçrayıp, masanın yanında ayakta durur musunuz?
Hop up, young fella.
Atla bakalım, evlat.
You wanna hop up there now and show us what you're talking about?
Şuraya geçip bize bahsettiğin şeyi gösterir misin?
Hop up.
Zıpla.
Come on, hop up in front.
Hadi, öne gelin.
Come on. Hop up here. Come on.
Haydi, buraya hoplayın haydi.
Drop'em and hop up.
Paltolunu çıkar ve şunun üzerine çık.
If we can just have you come around on this side... and hop up on here and lie so your head faces that way.
Buradan. Eğer bu tarafa gelebilirseniz... ve şuraya oturursanız yüzünüz bu tarafa bakacak şekilde uzanın Iütfen.
Holling, you can drop your drawers and hop up on the table here.
Donunu indirip şu masaya geç, Holling.
Hop up.
Çık oradan.
Hop up in front.
Öne atla.
All right, now, you fellas hop right up here on the bench.
Pekala çocuklar ikiniz de banka oturun.
- Let's make this hop-up solid.
- Şu motora biraz can verelim.
Get up here. - Hop in there.
- Buraya yerleş.
On January 2nd, I'll pick you up and we're gonna hop down to Rio.
2 Ocak'ta seni alacağım ve Rio'ya kaçacağız.
"Giddy-up, horsy!" said little Claus. "Hup!"
"Deh, eşeğim!" dedi küçük Claus. "Hop!"
What's more, he could hop the car up and easily pass the truck before we get here.
Hatta, arabayı uçurup biz buraya gelmeden kamyonu geçebilir.
Hey, you kids. Get up on there and keep with the "Hop, hop, hop to Hopper's."
Hey, çocuklar, şuraya geçip "Hop, hop, hop Hopper'a buyurun" diye bağırın.
Up, up, up!
Hop! Hop!
Okay, pumpkin, let's clean all this up, and you can hop off to the supermarket.
Pekala balkabağım, haydi şunları temizleyelim ki süpermarkete gidebilesin.
- We're going up.
Haydi, hop! Hayır, aklınızı mı kaçırdınız siz?
You two just hop to it, and you get this place cleared up... and stop laughing at me.
Hemen burayı temizleyip adam edeceksiniz,.. ... gülmeyi de kesin!
Up.
Hop.
Héléne, chin up.
Hop! Helene, çeneni kaldır.
They've got the lipstick on, their courage up, and out they come... and over to the table. Boom, boom, boom.
Dudaklarda ruj, kendine güven tam, gelip... hop masanın üstüne çıkarlardı.
Today you can hop a streetcar, and in 25 minutes, you end up in the Pacific.
Bugün bir arabaya atlayp, 25 dakikada Pasifik Okyanusu'na ulasabilirsiniz.
- Giant waves came up through the walls outside.
Giden sevgilinin yenisi geldi. Hop trililaylay, laylay lilaylom. Hop trililaylay, laylay lilaylom.
Up you go.
Hadi bakalım. Hop.
Break it up!
Hop dedik!
Hop in and we'll drive up.
Binin ve gidelim.
We only have time to pack-up and, hop, we are off...
Ancak bavulları hazırlayıp çocuklara hoşça kal deriz. - Sonra da ordayız.
Heads up.
Hop!
Heads up, PhiIipp.
Hop, Philipp.
I'm here to pick you up. Hop in.
Sizi bekliyordum hoplayın
First up for the Tigers, playing shortstop, number four, Deke Davis. What an amazing hop.
Kaplanlarda ilk olarak tutucuyu oynacak oyuncu, dört numara, Deke Davis.
Up!
Hop!
So let's fill'er up and take another hop.
Doldurup uçalım.
Puts on a straight-up-guy front, and then grinds away slow with coolers and hop toads, real rip and tear kind of stuff.
O zaman dürüst pozu takınır, hapishane kuşlarından uzaklaşır. - Ufak tefek dolaplar çevirir.
Yo, what's up?
Hop, ne oluyor?
I could hop on a tour bus with the rest of the fogies, or I could see America from the ground up.
Bir tur otobüsünde geriye kalan cahillerle hizmet verecektim ya da Amerika'nın tamamını görecektim.
Hop, when you gonna wise up?
Ne zaman akıllanacaksın?
They'll be freezing dead out there, while we will hop in the fridge and lock up.
Dışarıda soğuktan ölecekler, bu arada biz de soğutucuya geçip kapıyı kilitleyeceğiz.
You keep eating that shit, you'll end up like Hop Sing over there.
Yemek sonuna dek çan çin çon gibi davranmaya devam ededurun.
All right, Lieutenant, hop on up.
Pekala, Komiser, atla.
Hey, we're up to eight syllables now, and the humanity has been squeezed completely out of the phrase, it's totally sterile now.
Hop, 8 heceye çıktık şimdi de ve insanlar suyunu çıkardı tamamen tabir dışı oldu tümüyle niteliksiz durumda şimdi.
Maybe I should just hop out up here.
En iyisi burada inmek galiba.
One, two- - - Up we go.
1, 2, hop.
- Ganshu, hop over to the store and pick up three cigarettes.
Arkaya geç de 3 tane sigara kap gel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]