How you Çeviri Türkçe
393,820 parallel translation
So that's how you feel?
- Böyle mi düşünüyorsun?
If it's not the cat, I'm gonna be really upset about how you're teasing this out.
Kediye değilse, bunu açıklama şekline çok kızacağım.
You mean like how you fired her without talking to me?
Benimle konuşmadan onu kovduğun gibi mi yani?
Ahh! And that is how you do that.
Bu da böyle yapılır işte.
Well, to show you how not needy I am, I... will pack your bag for you.
Sana ne kadar aciz olmadığımı göstermek için bavulunu ben hazırlayacağım.
Until you learn how to confront her yourself, you're never gonna get the respect from her that you clearly crave.
Ona nasıl karşı duracağını öğrenmedikçe ondan, o çok istediğin saygıyı asla göremeyeceksin.
How are you feeling?
Nasılsın?
I mean, how many months along are you?
Kaç aylıksın peki?
You don't even know how to read.
Okumayı bilmiyorsun bile.
- How'd you know
- Nereden anladın?
Dad, I was thinking about the Pig Moon funeral tonight and how important Lily was to you.
Baba, bu akşamki Domuz Ayı cenazesini ve Lily'nin senin için ne kadar önemli olduğunu düşünüyordum.
Hey, hey! Um, how would you feel about asking Cam to use his connections to get two Gloria Estefan tickets for tonight and then secretly giving them to me?
Cam'den, bu akşamki Gloria Estefan konserine iki bilet alması için bağlantılarını kullanmasını isteyip o biletleri gizlice bana vermeye ne dersin?
How do you have a license?
Ehliyeti nasıl aldın sen? !
That one. - How'd you do it?
- Nasıl yapıyorsun?
How many parking tickets do you have?
Kaç tane park cezan var ki?
How backwards do you think Grasshopper, Missouri is?
Grasshopper, Missouri'yi ne kadar geri bir yer sanıyorsun sen?
But do you see what he just did, how he solved everybody's problems like that?
Ama biraz önce yaptıklarını gördün mü? Herkesin sorunlarını nasıl da çözdü.
I don't really know how to line dance, and that's why those cowboys laughed at you when you did what I taught you.
Bu yüzden sana öğrettiğim gibi dans ettiğinde o kovboylar gülmüştü.
I mean, how would you feel if...
Siz bizim yerimizde olsanız...
How on Earth did you know that?
- Sen bunu nereden biliyorsun be?
Gloria, I can't believe you don't know how to change a tire.
Gloria, lastik değiştirmeyi bilmediğine inanamıyorum.
- How do you turn this thing off?
- Bu şey nasıl kapanıyor?
- How will you top it next year?
- Gelecek sene daha iyisini nasıl yaparsın sonra?
Do you know how long it took him to memorize the last one?
Son numarasını ezberlemesi ne kadar uzun sürmüştü biliyor musunuz? !
How long you been sitting out here?
Ne zamandır burada duruyorsun?
You know how important this is for him?
Bu onun için ne kadar değerli biliyor musun?
Yeah, well, he would be if I wasn't out here asking him so many questions about, you know, how to... how to patch a tire, but... like he said, the directions are written clearly down
Ben buraya gelip ona bir sürü soru sormasaydım bitirmek üzere olurdu. Lastik nasıl tamir edilir mesela. Ama onun da dediği gibi, yapılacak her şey tamir kitinin içinde açıkça yazıyor.
Maybe next week you could teach me how to street punch?
Haftaya da sokak kavgasını öğretirsin belki.
How do you know Dave?
Dave'i nereden tanıyorsunuz?
- How would you feel... if I ask the questions?
- Nasıl olurdu sence soruları ben sorsaydım?
So, how long have you and Ange been married?
Senle Ange ne kadar zamandır evlisiniz?
Well, how well do you know her, Dave?
Peki, onu ne kadar iyi tanıyorsun, Dave?
How many fourth-graders you think you could take at once?
Tek seferde kaç 4. sınıf'a gidenle başa çıkablirsin?
Yeah, how could you just ditch us?
Evet, böyle bir şeyi nasıl yaparsın?
How did you get here?
Nasıl geldin buraya?
How do you do it, Dad?
Nasıl başarıyorsun, baba?
How did you get here?
Buraya nasıl geldin?
It's what banished the Black Fairy to the realm she was trapped in. Well, how did you get your hands on it?
Kara Periyi hapsolduğu diyara gönderen de buydu.
How I wish you weren't.
Keşke olmasaydın.
How do you know that?
Kanca'ya açılan bir kapı yaratabilir.
How did you figure it out?
Hep böyle akıllı bir çocuktun.
How'd you find it?
Burayı nereden buldun?
Do you see how beautiful my spaghetti is?
Spagettinin güzelliğine bakar mısın?
How do you call somebody with your butt?
Birini kıçınla nasıl arayabilirsin ki?
How can you say that?
- Bunu nasıl söylersin?
Okay. How much time did you spend on that?
O şeye ne kadar zaman harcadın?
You remember how to pilot it?
Nasıl kullanıldığını hatırlıyor musun?
And how do you handle a responsibility like that?
Böyle bir şeyin sorumluluğuyla nasıl başa çıkarsın ki?
- How about you do me a favor, and the next time you and your dad are at a barbecue, you tell him it'd be super great if he didn't kill my family!
Biyolojik babam. Bana bir iyilik yap da bir dahaki sefere babanla barbekü yaparken ona ailemi öldürmezse bunun süper olacağını söyle.
I know how you feel.
Nasıl hissettiğini biliyorum.
Look, I get how you must feel.
Bakın nasıl hissettiğinizi anlıyorum.
how you doing 4787
how you doin 691
how you doing today 66
how you been 322
how you guys doing 70
how you feeling 834
how you've changed 16
how you've grown 36
how you like that 16
how you going 21
how you doin 691
how you doing today 66
how you been 322
how you guys doing 70
how you feeling 834
how you've changed 16
how you've grown 36
how you like that 16
how you going 21