English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I agree with her

I agree with her Çeviri Türkçe

286 parallel translation
It's up to you and Dunya. Dunya has already decided, and I agree with her completely.
Dunya zaten kararını verdi ve ben de tümüyle razı oldum.
I agree with her, Jean-Luc.
Ona katılıyorum, Jean-Luc.
Well, I think, uh, I think I agree with her.
- Evet. Şey sanırım... Ona katılıyorum.
I agree with you. It'd be wise to get her away from here.
Seninle aynı fikirdeyim.Onu buradan göndermek akıllıca olur.
I agree with you. I'm as able and brilliant as ever. But having crumbled once, I might crumble again.
Katılıyorum, her zamanki kadar azimli ve zekiyim, ama bir hata yaptım...
Doctor, you know that I agree with you about the element of hope that you have for Helen but what's your reason for suddenly making her leave tonight?
Doktor, Helen için beslediğiniz umutlara katıldığımı biliyorsunuz ama onu bu gece aniden götürmek istemenizin sebebi nedir?
Listen, darling, I know that deep down you agree with me... with everything I want and hope and believe in.
Dinle sevgilim, biliyorum ki aslında benimle aynı fikirdesin... istediğim, umduğum ve inandığım her konuda.
- She felt, and I have to agree with her we'd have a better chance of getting to know each other if she weren't here.
- Düşündü ki, ki ben de katıIıyorum... ... o burada oImazsa birbirimizi daya iyi tanıyabiIiriz.
Can you assure me, Commander Montagu... as an officer and a gentleman... that this thing you are going to do is good... and worthy ofhim... that if I agree to your request... my son's body will be treated decently and with respect... and that finally he will have Christian burial?
Binbaşı Montagu, ona her ne yapacaksanız bunun iyi ve ona layık bir şey olacağına, bir subay ve bir centilmen sözü verebilir misiniz. İsteğinizi kabul edersem oğlumun bedenine nezaket ve saygıyla davranılacağına, Hıristiyan töreniyle gömüleceğine söz verebilir misiniz?
I certainly agree with you that everything has to be done to avoid another war.
Yeni bir savaşı önlemek için her şeyin yapılması konusunda sizin gibi düşünüyorum.
I'm not sure I don't agree with her.
Ona hak vermediğime emin değilim.
I certainly don't agree with you that Sharon is ruining her life.
Sharon'un yaşamını mahvettiği konusunda size hiç katılmıyorum.
I think Bly didn't agree with her anymore.
Sanırım Bly gitmesini istemiyor.
I agree with everything Mr Tate said.
Bay Tate'in dediği her şeye katılıyorum.
Much as I hate to agree with G.W. About anything, you haven't changed a bit. You're still an hysterical fool.
Her ne kadar G.W.'den nefret etme konusunda hem fikir olsak da, sen hâla gülünç aptalın tekisin.
But I think you'll agree with me... that if he hadn't told her there'd be no problem.
Kötü bir şey. Ama ona söylemeseydi sorun çıkmayacağını söylesem sen de bana hak verirsin.
I couldn't agree with you more.
Ha, size katılıyorum, Şerif. Her kelimesine.
Well, well, I agree with everything mr. Gumby says.
Bay Gumby'nin her dediğine katılıyorum.
Anyway, I thought I'd teach young master Tindle... a lesson for his presumption, test his mettle, as it were. You may not agree with this, Inspector, but take it from me :
Her neyse, genç efendi Tindle'e küstahlığı sebebiyle bir ders verebileceğimi düşünmüştüm, cesaret testi de diyebiliriz.
I've learned to agree with what my husband says, always.
Kocamın dediklerine razı olmayı öğrendim, her seferinde.
I-I agree with everything you said.
Hayır. Ben-ben söylediğiniz her şeye katılıyorum.
Yuhan, when I was seriously sick, did you say you'll agree with... whatever I do?
Yuhan, ben Çok ağır hasta iken, benim her dediğime... katılacağını söylemedin mi?
I must say that I am very much pleased to find that you entirely agree with me for her modest manner and her gentleness have won my heart and I have made up my mind to marry her, provided I find she has some dowry.
Sonunda sizinle aynı fikirde olmak beni çok rahatlattı. Çünkü bu kız dürüstlüğü ve tatlılığıyla kalbimi kazandı. Ben de şuna karar verdim.
Amelia says we're falling apart, and I'm starting to agree with her.
Amelia parçalandığımızı düşünüyor, ve ben de ona hak vermeye başlıyorum.
Didn't agree with her ideas but I'm sure she was a good woman.
Eşinle aynı fikirde değilim, ancak iyi bir kadın olduğuna da eminim.
I don't know if I don't agree with her.
Annemin haklı olmadığını bile bilmiyorum.
B.A., I agree with everything you're saying, but you're the best I got, believe it or not.
B.A. söylediğin her şeye katılıyorum ama inan ya da inanma elimdekinin en iyisi sensin.
Anna is angry with me, because I don't agree with her hypothesis about Tribbo.
Anna bana Tribbo ile ilgili varsayımında hem fikir olmadığımız için kızgın.
In fact, I agree with you mademoiselle Egg, that everything that Mr. Montoya said was too convenient to convince.
Gerçekte, size pek katılmıyorum, Matmazel Egg, Senyör Montoya'nın söylediği ve yaptığı her şey ikna edici olamayacak kadar elverişli.
In this case, I entirely agree with her.
Bu durumda ona katılıyorum.
I'm bound to say, Mr. Scott Eccles, that everything you've said does agree with the facts as they've come to our notice.
Bay Scott Eccles, söylemeliyim ki gördüğümüz kadarıyla söylediğiniz her şey gerçeklerle eşleşiyor.
I agree with everything he says.
Söylediği her şeye katılıyorum.
- I agree with everything you say.
- Söylediğin her şeye katılıyorum.
I just don't agree with everything you're saying.
Sadece söylediğin her şeye katılmıyorum.
I have already informed her... I agree with you, Number One.
Ona bilgi vermiştim... Sana katılıyorum Bir Numara. Daha zamanı değil.
God knows I've tried, but I've never been able to agree with her about anything.
Tanrı biliyor, çok denedim ama onunla hiçbir şeyde uyuşamadım.
Sidney, if I listen to the woman, do I have to agree with her too?
Sidney, eğer bir kadını dinlersem, fikrini de kabul etmek zorunda mıyım?
As I agree with you, Mr Pitt, on everything.
Her şeyde olduğu gibi, yine sizinle aynı fikirdeyim Bay Pitt.
I may not always agree with your interpretations of the prophecies but I think you will make a wonderful Kai.
Kehanetler hakkındaki yorumlarına her zaman katılmayabilirim ama bence harika bir Kai olacaksın.
Now, I know the newer the teacher, the smarter she is, but I-I'm afraid you're just going to have to go along with our policies, even if you don't agree with them.
Şimdi yeni öğretmenlerin her zaman daha akıllı olduğunu bilirim ama okul politikasına uymak zorundasınız. Hoşunuza gitmese bile.
Well, I'm sure that white woman feels fairly strongly that she is, and there are a lot of people who'll agree with her.
- Beyaz kadın da öyle hissediyordur.
If I could arrange a meeting between the two of you would you at least agree to sit down and talk with her about it?
İkinizin katılacağı bir toplantı düzenleyebilirsem en azından oturup onunla konuşur musun?
I must agree with her.
Ona katılıyorum.
Well, I'm inclined to agree with her, Marty.
Şey, onunla hemfikir olmaya meyilliyim Marty.
I agree with everything she said.
Söylediği her şeye katılıyorum.
But I told her I agree with Dr. Sayers'diagnosis. Multi-infarcts dementia in co-morbidity with her depression.
Depresyonuyla karışık multi infraktlı delilik.
If I agree with you, it goes against everything I believe in, every principle I stand for.
Eğer bu düşüncene katılırsam, bu inandığım her şeye ters düşer, uğruna direndiğim her prensibe.
I need you to distort some statistics from rat tests, although I don't agree with doing it.
Sıçan testlerinden birkaç istatistiği çarpıtmanızı istiyorum, her ne kadar aynı fikirde olmasam da.
- I couldn't agree more with her.
- Ona daha fazla katılamazdım.
So everyday I can see the sun as it gives me everything I need heat, light, food, flowers in the park, reflections on the lake, an occasional skin cancer but hey at least there were no crucifixions and were not setting people on fire simply because they don't agree with us.
Yani her gün güneşi görebiliyorum ve ihtiyacım olan her şeyi veriyor ısı, ışık, yiyecek, parktaki çiçekler göldeki yansımalar bir ihtimal cilt kanseri, ama hey en azından çarmıha gerilme yok ve sırf insanlar kendisiyle aynı fikirde değil diye onları ateşe vermedi.
- I don't need you to agree with every decision I ever make.
Verdiğim her kararı kabul etmeni istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]