English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I agree with you

I agree with you Çeviri Türkçe

1,913 parallel translation
I agree with you.
Bence haklısın.
You're assuming that I agree with you.
Seninle aynı fikirde olduğumu düşünüyorsun.
My sister personally I agree with you.
Kardeşim... kişisel olarak seninle hemfikirim.
And honestly, I agree with you, but, well, we ran a little test, and the results were very enlightening.
Size tamamen katılıyorum. Ancak, küçük bir test yaptık ve sonuç bizi haklı çıkardı.
Honey, I agree with you.
Tatlım, sana katılıyorum.
Yeah, I do, I agree with you.
Evet, sana katılıyorum.
Hey, look, I agree with you, Paul.
Sana katılıyorum Paul.
No, I agree with you, Mom.
Hayır, sana katılıyorum anne.
Vice, I mean, you know I agree with you on this.
Yardımcım, yani, bu konuda seninle hemfikirim biliyorsun.
No, Gretta, I agree with you.
- Hayır, Gretta, sana katılıyorum.
Every time I agree with you, you find a new argument.
Seninle her aynı fikirde olduğumda yeni bir tartışma yaratıyorsun.
I agree with you.
Sana katılıyorum.
No, I agree with you.
Hayır, sana katılıyorum.
- Nah, well, I agree with you, but, shit, I don't know how to tell this to Katya.
Haklısın, seninle aynı fikirdeyim ama Katya'ya nasıl söyleyeceğiz hiçbir fikrim yok.
- I agree with you, Sheriff.
- Sana katılıyorum, Şerif.
And I believe there's much better ways to get payback than to sucker an FBI agent into watching you kill your target. Yeah, I agree with you.
Ve intikam almanın, Enayi bir FBI ajanını sen hedefi öldürürken peşine takmaktan daha iyi yolları olduğuna inanıyorum.
And now that I'm hearing it, I agree with you.
Şimdi anlıyorum, sen haklıydın.
On one hand I agree with you, Your Honour.
Bir yandan size katılıyorum, Sayın Yargıç.
- I could not agree with you more, Lori.
- Seninle aynı fikirdeyim, Lori.
LORl. ; I couldn't agree with you more.
Seninle aynı fikirdeyim.
Hey, listen, you might not agree with Michael but you and I both know he's the real deal.
Dinle, Michael'a katılmıyor olabilirsin ama ikimizde farkındayız, adam işini biliyor.
I agree with you.
Katılıyorum.
Uh, ned, I take it you don't agree with, uh, britfan20-12 who describes lucy as, quote, "satan's deadly girl pawn?"
O zaman bunu kabul etmiyorsundur çünkü... Burda Lucy'yi Şeytanın Ölümcül Askeri diye tanımlamışlar.
- Well, God forbid... I should say anything you agree with, Gina, no matter how clearly I lay it out.
- Tanri korusun senin önünde her seyi açiklasam da seninle hemfikir hiçbir sey söylemem Gina.
So, wait, wait. Now you're saying that you agree with Daniel, that I've gone crazy or something?
Yani Daniel'le aynı fikirde olduğunu mu söylüyorsun?
How would you feel if I did agree with Daniel?
Eğer öyle deseydim nasıl hissederdin?
Well, i don't agree with you.
Seninle aynı fikirde değilim.
'Cause I gotta tell you, I'm not getting off this chair until you agree to have dinner with me.
Çünkü şunu söyleyeyim, benimle akşam yemeği yemeyi kabul edene dek buradan kalkmam.
I agree that she's beautiful but you, with a taxi driver?
Onun güzel olduğuna inanıyorum bide kendine baksana, bir taksi şoförüyle?
Well, I figured since you and daniel just started dating, he didn't need to know how much red peppers don't agree with you.
Daniel'la yeni çıkmaya başladınız acı biberin midene iyi gelmediğini bilmesi gerekmez.
Listen, I don't agree with Casey that you would be a liability on this mission.
Dinle. Bu görevde bize yük olacağın konusunda Casey'ye katılmıyorum.
I totally agree with you.
Size tamamen katılıyorum.
If by stickler, you mean a guy who doesn't have any snacks, I agree with that.
Titiz adam derken, yiyecek bir kırıntısı bile olmayan adamı kastediyorsan. Ben de aynı fikirdeyim.
Do you want to see the tape again, or should I just see if the police agree with me?
Bantı tekrar görmek ister misin, veya polisin fikrini mi almalıyım?
I know what you're trying to say, but I still don't agree with it.
Ne demek istediğini biliyorum, ama hâlâ ona katılmıyorum.
Well, Mr. Hall, I hope you understand, I couldn't agree with you more.
Mr. Hall, umarım sizinle daha fazla aynı görüşte olamayacağımı anlarsınız.
I guess burying your brother didn't agree with you.
Sanırım ağabeyini gömmek sana iyi gelmemiş.
Well, I donít have to agree with you, Sam, in order to say that itís a very good thing youíre saying that sort of thing, because it shows that, as you say, religion is not
Çünkü dinin, maneviyat konusunda senin söylediğin gibi, tek alan olmadığını fark etmemizi sağlıyor.
But I think I sort of do agree with you.
Bir anlamda sana katılıyorum. Ama katılmasam bile buna sahip olmanın değerli olduğunu düşünüyorum.
Well, fine, I Ö I could not possibly agree with you more.
Tamamen katılıyorum.
I see you agree with me. Good.
Görüyorum ki anlaştık.
I can't say I always agree with your tactics or your choice of targets, but you've been a real credit to the manhattan office.
Taktiklerini ve seçtiğin hedefleri her zaman uygun gördüğümü söyleyemem ama Manhattan bürosu için gerçek bir itibar oldun.
Oh, actually, I agree with both of you.
Aslında, her ikinizle de aynı fikirdeyim.
Not that I expect you to agree with me.
Zaten senin bana katılmanı beklemiyordum.
I'm not sure Colonel Sheppard would agree with you.
Yarbay Sheppard'ın seninle aynı fikirde olacağını sanmıyorum.
Well now, most days I might agree with you, but unless I'm missing something here, we started out with no leads.
Genelde ben de öyle düşünürüm, ama bildiğim kadarıyla ipucu olmadan başladık.
I know you didn't agree with some of his choices...
Bak, bazı seçimlerini uygun bulmadığını biliyorum.
You know, when it comes to religion, I tend to agree with Clarence Darrow.
Konu din olunca Clarence Darrow'un fikirlerine katılıyorum.
I suggest you have a look at selling off some of your titles. Finally, an idea I can agree with.
Mode'a daha fazla para aktarmak istiyorsanız bazı isim haklarınızı satmanızı öneririm.
Well, you lost me with Washington, but the rest I agree with, so let's eat a piece of this white guy.
Washington konusunu anlamadım ama diğer konuda sana katılıyorum, hadi yiyelim şunu.
I'm gonna meet shapiro, and i know you don't agree with me writing a story about chuck and his mother... i don't believe in using other people to get what you want.
Shapiro'yla buluşmam gerekiyor. Chuck ve annesiyle ilgili bu hikayeyi yazmamı istemediğini biliyorum. Ben insanların istediklerini elde etmek için diğer insanları kullanmasını istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]