English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I agree with him

I agree with him Çeviri Türkçe

223 parallel translation
Dr. Murchison always argued we did not do enough in that direction, and I agree with him.
Dr. Mercheson'ın da hep söylediği gibi o yönde fazla çalışmamız olmadı.
I agree with him.
Ona katılıyorum.
Anyway, I agree with him.
Zaten, ona katılıyorum.
I agree with him.
Onunla aynı fikirdeyim.
I agree with him!
- Onunla aynı fikirdeyim.
The captain is right. I agree with him.
Kaptan haklı. Ona katılıyorum.
I agree with him.
Katılıyorum.
Hey, I agree with him.
Ben ona katılıyorum.
I agree with him.
- Onunla aynı fikirdeyim.
For what it is worth, I agree with him
Ne pahasına olursa olsun, onunla aynı fikirdeyim.
Look, I'm not saying that I agree with him, okay?
Ona hak verdiğimi söyleyemem.
Well, tune back into this one because I agree with him.
İyi, bunu geri ayarla çünkü onunla anlaşıyordum.
Well, at the risk of also sounding biased, I agree with him.
6 çok iyi bir sonuç olur. Güven bana. - Kim için?
- And I agree with him.
- Ve ona katılıyorum.
- I agree with him.
- Ona katılıyorum.
Yeah, he's right, I agree with him about that
Düşünsene. Evet haklı. Bu konuda ona katılıyorum.
- To be honest, I agree with him. - What?
- Çok cesurca, onu destekliyorum.
I agree with him.
Onunla ayrı fikirdeyim.
Well, I do agree with him that Dr. Vollin is a little mad.
Dr. Vollin'in bir parça kaçık olduğu konusunda ona katılıyorum.
It was a nice gift, but Charles didn't think he ought to take such an expensive present, and I'm inclined to agree with him.
Güzel bir hediye, ama Charles böyle pahalı bir hediyeyi... almaması gerektiğini düşünmüş, ben de aynı fikirdeyim.
- Yeah, I agree with him.
- Evet, katılıyorum.
My fiancé that was, that is he thinks we better call it a day, and I quite agree with him.
Yani eski nişanlım düğünü yapmamamız gerektiğini düşünüyor, ben de ona katılıyorum.
I agree with him.
Charles, bu konuda kocamın durumu çok zor.
Your brother didn't agree with me, but I managed to convince him.
Kardeşin benimle aynı fikirde değildi, ama onu ikna ettim.
Well, my fiancé that was... Well, he thinks we ought to call it a day, and I quite agree with him.
Nişanlım bugünün burada bitmesi gerektiğini düşünüyor.
- May your name be exalted on Earth, o'conqueror, even as the sun is exalted in the heavens. - I agree with him.
Ona katılıyorum.
I'm forced to agree with him.
Onunla aynı fikirde olmaya mecbur kaldım.
I do not agree with him.
Onunla aynı kanıda değilim.
I couldn't agree with him more.
Tamamen aynı fikirdeyim.
Well, for once, I'd agree with him Barbara.
Bu sefer, sana katılıyorum Barbara.
And I suppose you agree with him?
Ve ben buna katıldığını umuyorum.
- I don't agree with him at all.
Çocuksu. Onu hiç tutmam.
I don't mind telling him nothing if you agree to stay here until I've had the time to clear some matters with him.
Dinleyin küçükhanım. Kimseye bir şey söylemem, ama bir şartla... Onunla bir iş anlaşması ayarlayana kadar buradan çıkmayacaksınız.
- I have to agree with him.
Ona katılmak zorundayım.
I'm glad to know you agree with him.
Onunla aynı fikirde olduğunu bilmekten memnunum.
I know you are good friends with Xiaoli, but... since we've decided to leave the martial arts world, won't you agree that we should stay away from him?
Üstad Li ile iyi dost olduğunuzu biliyorum, ama... Dövüş sanatları dünyasından ayrıldığımız için, Ondan uzak durmalıyız, değil mi?
I never do agree with Col. Smith... but your little protection scam cuts about as much ice with me as it does with him.
Albay Smith ile asla aynı fikirde olmam ama ama şu kestiğin haraçlar beni de onun kadar rahatsız ediyor.
Well, I have to agree with him there. Hmm?
Evet ona katılmalıyım.
On the other hand, the court is not satisfied that the opinions expressed by Dr. Morrison are completely persuasive, although I do agree with him that Mrs. Draper does need some kind of help.
Diğer yandan mahkeme Dr. Morrison'ın ifadesini tamamen ikna edici bulmadı. Bayan Draper'ın yardıma ihtiyacı olduğuna katılıyorum.
I'll catch him and return him to is post if you agree to let Deianeira return with me to the living.
- Onu yakalayıp nöbet yerine geri getireceğim... Eğer Deianeira'nın benimle canlı olarak dönmesine izin verirsen.
I sort of agree with him.
Yarın sabah. Ama Ally, ben de Richard'a katılıyorum galiba.
Will you agree to live with him... in a place that I choose?
Onunla birlikte seçtiğim yerde yaşamayı kabul ediyor musun?
You know, I usually don't agree with him, Gary, but for once, he's right.
Kulağa ne kadar aptalca geldiğini biliyor musunuz? Genelde onunla aynı fikirde olmam Gary, ama bu sefer haklı.
'He says he's going to haunt me until I agree'to go back to New York with him.'
Onunla New York'a dönmeye razı olana kadar peşimi bırakmayacağını söylüyor.
Fine, I gotta agree with him.
İyi, onun fikrine katılırım.
I happen to agree with him- -
- Ona katılıyorum.
I DID. MAYBE THAT NEW FORMULA DOESN'T AGREE WITH HIM.
Evet, ama belki de yeni formül işe yaramadı.
I don't think they agree with him anymore.
Sanırım artık onlar işe yaramıyor.
Yeah, well, I didn't agree with him.
Evet, onunla pek anlaşamadık.
- Well, I tend to agree with him.
- Şey, onunla aynı fikri paylaşıyor gibiyim.
"I don't agree with that in the workplace." I did him as famous people.
'İş yerinde bunu tasvip etmiyorum.'Bunu ünlülere uyarladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]