I am nothing Çeviri Türkçe
1,141 parallel translation
I am nothing.
Hiçbir şey değilim.
As you said, I am nothing if not imaginative.
Senin de dediğin gibi, ben, hiçbir şey değilsem bile, yaratıcıyım.
That was something. People treat me like I'm nothing because I am nothing.
Bu çok önemli ; çünkü insanlar bana bir hiçmişim gibi davranıyorlar çünkü ben bir hiçim!
I AM NOTHING LIKE THAT WOMAN.
O kadına hiç de benzemiyorum.
While I, I love nothing, I am nothing.
Bu arada ben, hiçbir şeyi sevmiyorum, ben bir hiçim.
I am nothing but a poor thief while he is an important political prisoner.
Ben aciz bir hırsızdan başka bir şey değilim,... o ise, önemli bir politik mahkum.
I am nothing.
Ben, hiçbir şeyim.
- Well, the truth is that I am nothing imagine when you stop.
Doğrusunu istersen, ben sadece hayal edildiğim zamanlarda varım.
Without these things, I am nothing.
Bunlar olmazsa, ben bir hiçim.
Without them, I am nothing.
Onlar olmadan, ben bir hiçim.
I am nothing.
Ben bir hiçim.
I am nothing.
# Bir hiçim.
I ain't interrupting nothing, am I?
İşinizi bölmüyorum ya?
I am a tough, cold career woman who has absolutely nothing in common with a veterinarian from Hadleyville.
Ben zorlu ve soğuk bir kariyer kadınıyım ve Hadleyville'li bir veterinerle ortak hiç noktam yok.
So I am not going to go along with this kind of a program in South Vietnam, at least with my vote, that in my judgment is going to kill needlessly untold numbers of American boys, and for nothing.
Yani Güney Vietnam'a bu tür bir program uygulanamaz, bunu onaylayamayız, bizim kararımız Amerikan çocuklarını, hiçbir şey için öldürmemektir.
Yes, I am a silly girl, for not having seen sooner that you are nothing but a coward with a heart full of fear.
Evet, aptal bir kızım ama senin yüreği korku dolu olan bir korkak olduğunu daha önce göremediğim için.
You know, it's taken me 16 years, but I am proud to say that Al finally has nothing.
Biliyor musun, 16 sene sürmüş olsa bile sonunda Al'ın kendine ait hiçbir şeyi olmadığını gururla söyleyebilirim.
"I am a fool, thou art nothing."
"Ben bir aptalım, sen ise bir hiç."
I am that old woman with nothing on her bones.
Ben su kemikleri sayilan yasli kadinim.
Nothing could please me more than what I am about to say.
Şimdi söyleyeceğim şey beni tahmin edemeyeceğiniz kadar memnun etti.
Nothing happens in your place that I am not in some way aware of.
Senin hakkında, çok fazla şey biliyorum.
I am only making a statement of fact which has nothing to do with you.
Size söylediklerim sizle alakası olmayan basit bir gözlem.
But I am instructing you, that in themselves... They are proof of nothing except the nature of the crime.
Ama size şunu söylemeliyim ki... aslında bu cinayetin doğasını gösteriyorlar.
I am here to make sure nothing happens to you.
Sana bir şey olmaması için ben buradayım.
I am absolutely, positively sure nothing happened but if it did, even though it didn't, I don't want any rumours getting around.
Olmadığından kesinlikle eminim, hiç şüphem yok. Olsaydı bile ki olmadı dedikodu çıkmasını istemiyorum.
You have nothing to fear, I am sure.
Korkmanıza hiç gerek yok, Bayan Lemon.
I am not sure we are out of the woods yet and that this... is nothing.
Henüz hastalığı yendiğimize ve bu tikin önemsiz olduğuna emin değilim.
"I am sure that'Stands With A Fist'knows that I am holding back... " but to her credit, she says nothing. "
Bekleyen Yumruk'un bir şeyler gizlediğimi bildiğinden eminim ama beni kendine borçlu bırakarak, hiçbir şey söylemiyor. "
Claire... I'm more afraid of being nothing than I am of being hurt.
Claire canımın yanmasından daha çok bir şeyi becerememekten korkuyorum.
To blush when I am praised and, to say like you : "it is nothing".
Övüldüğümde kızarıp senin gibi "Lafı bile olmaz." mı diyeyim?
Am I truly nothing?
Ben gerçek bir hiç miyim?
I am not authorized saying to him more nothing, M. Poirot.
Fazlasını söylemeye yetkili değilim, Bay Poirot.
No, ma'am. I don't know nothing about that.
Hayır, ben hiçbir şey bilmiyorum.
I am... nothing.
Ben... hiçbirşeyim.
You see, pal... that's who I am, and you're nothing.
Gördün mü, dostum... işte bu benim, ve sen bir hiçsin.
It had nothing to do with me. I mean, why am I cheering for my team? It doesn't make any sense.
Devlet denetimindeki kurumlar, hükümetler genellikle şiddet içeren yerel güç mekanizmasını temsil eder.
I am not a Nazi. How would you describe yourself politically? Nothing.
Nispeten ayrıcalıklı seyircileri başka işletmelere satan.
Am I truly nothing?
Ben gerçekten bir hiç miyim?
Sir, Because I am a quiet man That has nothing to reproach, my colleagues elected me.
Sayın müdür, sakin ve herkesçe sevilen biri olduğum için, beni seçtiler.
In any case... I am about to empty this large glass of beer in one breath... and even if I die on the spot... there is nothing to worry about.
Her hâlükârda bu koca bardaktaki birayı bir dikişte içeceğim.
I am unhappy because I... want you because my mind has seized on you and can think of nothing else.
Mutsuzum çünkü ben... Seni istiyorum çünkü aklım sana tutuldu ve başka hiçbir şey düşünemiyor.
There is nothing wrong with what I am.
Olduğum şeyde bir yanlışlık yok.
I admit I am finding it difficult to accept the possibility of a past about which I know nothing.
Hakkında hiçbir şey bilmediğim bir geçmiş ihtimalini kabullenmeyi zor bulduğumu itiraf etmeliyim.
It's a goddamn crime, and I am going to forget precisely nothing...
Bu kesinlikle bir suç ve ben hiçbir şeyi unutmayacağım.
Nothing Mrs. Tülay. I am just worried.
Bir şey yok Tülay Hanım, endişelendim biraz.
There is nothing here of the woman I am privileged to know.
Tanıma şansına ulaştığım kadına ait hiç birşey yok burada.
I am glad my good friend, Commandant Lassard, knew nothing about this.
Dostum Komutan Lassard'ın bunu duymadığına seviniyorum.
What am I supposed to tell him now that we've called him here for nothing?
Ona ne diyeceğim? Adamı boş yere çağırdık.
If you are suggesting that I am not sensitive to the situation, nothing could be further from the truth.
Eğer bana şu anki durumu sezemediğimi söylüyorsan bu pek doğru olmayacaktır.
Only that I am not guilty of any crime and that I hold this entire procedure with nothing but contempt.
Sadece hiçbir suçum olmadığı. ve bütün bu işlemler sonunda ben hor görülüyorum.
But that changes nothing between us. When I am strong enough, you will see me again.
Gücümü topladığımda, yeniden görüşeceğiz.
i am nothing like you 27
i am 12154
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am a doctor 102
i am done 94
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am 12154
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am a doctor 102
i am done 94
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am very busy 19
i am trying 78
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am so sorry 2194
i am hungry 77
i am your father 86
i am very busy 19
i am trying 78
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am so sorry 2194
i am hungry 77
i am your father 86