I came to you Çeviri Türkçe
10,097 parallel translation
I came to you because I want to keep my job.
- İşime devam etmek istediğim için geldim.
I came to you for help but you didn't believe me.
Yardım istemek için sana geldim ama bana inanmadın.
I came to you because this is our chance to make it right.
Sana geldim çünkü bu bizim durumu düzeltme fırsatımız.
I came to you for the same reason i went to walter gillis, To make it right.
Walter Gillis'e gittiğim aynı sebeple buraya geldim, durumu düzeltmek için.
I came to you like a man,
Bir erkek gibi sana geldim.
I got to say, I'm surprised you came back, Dr. Tyler.
Söylemem gerek, geri gelmenize şaşırdım, Dr. Tyler.
This is where you... I-I don't even know what you really do, but I am not comfortable with you here, not since you came to my house, not...
Sizin burada ne iş yaptığınızı bile bilmiyorum, ama burada olmanızdan rahatsızım evime geldiğinizden beri...
I came to see you, of course.
Seni görmek için geldim tabii ki.
I came to check on you.
Sana bakmak için değil.
I know what you came here to do.
Buraya ne için geldiğinizi.
Gibbs told me why you came to Washington, that you want to move here, and I understand.
Gibbs Washington'a neden geldiğini anlattı baba. Buraya taşınmak istemeni anlıyorum.
I just came by to make sure you're okay, and you are.
Sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim ve iyisin de.
I'm sorry, you came all the way out here and I should've waited a day to give you an answer.
Üzgünüm, bütün bu yolu geldin ve sana cevap vermek için bir gün beklememeliydim.
I used to be like you, when I first came here.
İlk geldiğimde ben de sizin gibiydim.
I came to find you.
Seni bulmaya geldim.
I can't begin to tell you what it means to me that you came today.
Bugün gelmenin benim için ne ifade ettiğini anlatamam.
I saw the invite, came to apologize for walking out on you.
Daveti görüp seni terk ettiğim için özür dilemeye geldim.
The other night, before you got arrested, I heard that you came to the airport to tell me not to leave.
Evvelsi gece tutuklanmadan önce, beni durdurmak için alana geldiğini duydum.
I came a long way to see you.
Seni görmek için uzun yoldan geldim.
You didn't come along to back me up... you came along to get rid of it, so I couldn't...
Bana arka çıkmak için gelmedin bundan kurtulmak için geldin, bu yüzden ben...
No, actually. I came to talk to you.
Hayır, seninle konuşmaya geldim.
I came down here to tell you the truth... that the man who killed your brother is dead, and Ezera Tyler is willing to end this if you are.
Buraya sana doğruyu söylemeye geldim. Kardeşini öldüren adam öldü ve Ezera Tyler siz de isterseniz bunu bitirmek istiyor.
All right, I came here to be nice to you, but if you're gonna be like that, I'm gonna go get Devin a burger.
Buraya sana iyilik olsun diye geldim ama bunu yapmaya devam edersen Devin'e hamburger almaya gideceğim.
No, I came out to tell you some big news.
Hayır, size büyük bir haber vermeye geldim.
When the moment came, when I had to face America again, to arrive alone and say, "Here I am. And you can throw your stones, or you can accept me again."
Amerika'yla yüzleşmek zorunda olduğum, o an geldiğinde yalnızdım ve dedim ki, "İşte buradayım isterseniz beni taşlayabilirsiniz ya da bana tekrardan kucak açabilirsiniz."
I only came to get the last of the supplies but I see you found them.
Son kalan erzakı da almaya geldim ama görüyorum ki bulmuşsun.
Gemma, actually, I wanted to say, I had an appointment but then a letter came through saying that you weren't available and I had a new doctor and then Chris heard something...
Gemma, sana gelmek için randevu almıştım ama uygun olmadığını bildiren bir mektup aldım. ... yeni bir doktorum var ve Chris bir şeyler duymuş.
But i didn't tell you about him because my cousin came to me
Sana ondan bahsetmedim.
I appreciate you coming all the way down here, but the last time you came to me, you told me to sit tight, and that was a week ago.
Bütün o yolu geldiğiniz için teşekkür ederim ama son geldiğinde beklememi söylemiştin ve o bir hafta önceydi.
I went to a hedge fund before I even came to you.
Sana bile gelmeden önce bir koruma fonuna gitmiştim.
Harvey came to me the other night to get me to admit that I knew what you did.
Harvey, ne yaptığını bildiğimi itiraf ettirmek için dün gece geldi.
Oh, it was between you and Jack until he came to me, and I had to cover for you.
Jack'in bana gelmesi ve seni korumak zorunda kalmama kadar ikiniz arasındaydı.
I'm glad you came to me.
Bana geldiğin için mutluyum.
Yeah, I came back just in time to tell these guys how much of an asshole you are.
Evet, bu insanlara ne kadar şerefsiz olduğunu söylemek için son dakikada geldim.
- Told you I was fine. - Well, I came to make sure you were as fine as you said you were.
- Eh, dediğin kadar iyi misin bir de ben göreyim dedim.
Look, I just came here to ask you one thing.
Bak, sana sadece bir şey sormak için geldim.
I came to see if this, too, was, um, but a dream, that you would deign to marry me.
Ben görmeye geldim bu takdirde, çok oldu, um, ama bir rüya, beni evlenmek tenezzül edeceğini söyledi.
I came here... My sole desire was to kill you.
Buraya gelirken.... tek isteğim seni öldürmekti.
I just came to tell you that the owner Alicia and I are going.
Size, Sahibe Alicia ve benim gitmek üzere olduğumuzu söylemeye geldim.
I wanted to be at the funeral, but, you know. Things came up.
Cenazeye gelmek istedim ama işim çıktı.
I came all the way to Jeju Island because I believed in you.
Gelmeyecektir.
Your friend will hate me. I came to see this lady. - You should take responsibility of me.
Sana iyi davranmaya devam edeceğim.
Your father and I shared one goal... to keep you safe until the time came.
Ben ve babanın tek bir gayesi vardı o da vakit gelene kadar seni güvende tutmak.
You know, I came here to talk you into coming back to the company, but you're the most at-peace son of a bitch I've ever met, and I hired the dalai lama for a pool party.
Aslında buraya seni şirkete dönmen için ikna etmeye gelmiştim ama gördüğüm en huzurlu şerefsiz sensin. Dalai Lama'yı havuz partisi için tutmuşluğum var, düşünün artık.
Now, I haven't had the time to get everything the way that I want it, but my friend, he came, and he staged the living room and the kitchen, and if you like it, it's all ours.
Her şeyi istediğim gibi yapma fırsatım henüz olmadı. ama arkadaşım geldi. ve salonu ve mutfağı düzenledi.
I came back to you just like I promised.
Söz verdiğim gibi sana geri döndüm.
And I am deeply sorry this peril came to you.
Riske girdiğiniz için son derece üzgünüm.
Just like I know why you came to my class yesterday.
Tıpkı dünkü dersime neden geldiğini bildiğim gibi.
You came out here to make a good impression, and I have turned you into my therapist.
Buraya iyi bir izlenim bırakmak için geldin ben de seni terapistime dönüştürdüm.
You said you love me, when I rejected you came here and you are getting close to my family.
Bana sevdiğini söyledin, Seni reddedince buraya geldin. ve ailemle yakınlaşıyorsun.
I came here to discuss about what you grabbed till now
Ben buraya şu ana kadar neleri aldığınızı tartışmaya geldim.
i came here to see you 21
i came here 75
i came 136
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came here to apologize 29
i came here to help you 16
i came in 36
i came alone 37
i came here 75
i came 136
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came here to apologize 29
i came here to help you 16
i came in 36
i came alone 37