English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I guess

I guess Çeviri Türkçe

87,820 parallel translation
I guess.
Sanirim oyle.
- I guess I don't.
- Sanırım anlamıyorum.
And that's, I guess, when I knew that this kid was a creative genius.
Ve sanırım o zaman bu çocuğun yaratıcı bir dahi olduğunu anladım.
I guess I thought it was more like the plumage or something.
Sanırım ben onları kuş tüyü falan sanmıştım.
It's just something to do, I guess.
Bu yapılması gereken bir şey, sanırım.
- Yeah, sure, I guess.
- Evet, tabii. - Teşekkürler.
I guess, but a person's look isn't all who they are.
Sanırım, ama birinin görünüşü, onun her şeyi değildir.
Well, I guess I...
Sanırım ben...
But I guess I'll come to your little gathering.
Ama sanırım senin küçük partine geleceğim.
Well, I guess my drug of choice is the enjoyment of seamlessly integrating JavaScript on the client side with a Python backend framework.
Sanırım benim uyuşturucu tercihim, JavaScript ve Python uygulama sistemini kusursuzca birleştirmenin verdiği haz.
You know, I guess... not that long ago, I didn't think that I needed... anyone's help but my own.
Biliyorsunuz, yakın zaman önce kendimden başka kimseye ihtiyacım olmadığını düşünüyordum.
That's a hell of a strategy, but I guess you didn't get the memo that my co-counsel on this is Pearson Specter Litt.
İlginç bir stratejiymiş ama sanırım duymadın bu davada Pearson Specter Litt bize destek sağlayacak. - Palavra.
Then I guess I'll see you and your big law firm in court.
O halde seninle ve büyük şirketinle mahkemede görüşeceğiz.
I guess that means you're in the home stretch, huh?
- Galiba bu biraz motivasyonunu düşürdü.
I guess I just wanted to say these associates are bad ass, and I appreciate you choosing to work with someone like me over them.
Buradakilerin çok iyi olduğunu onlar yerine benim gibi birini tercih ettiğin için minnettar olduğumu söylemek istedim.
Then I guess you also don't know that Mike Ross just got an appointment with the ethics board and it's a crime to trade this for that.
- O halde Mike Ross'un etik kuruldan mülakat tarihi aldığını da bilmiyorsundur ki onun karşılığında bunu yapmak suçtur.
Routine maintenance, I guess...
Rutin bakımdır herhalde.
I guess it could give me some time to search for this Anton guy.
Hem şu Anton'ı araştırmam için zamanım da olur.
I guess they think it's the end of the day, not, you know, the end of days.
Herhalde günün sonu olduğunu düşündüklerinden, günlerin sonu değil.
- I guess.
- Sanırım.
Yeah, I guess we are.
Evet, sanırım kalacağız.
I don't know. I guess the tassel got my dad thinking.
Bilmiyorum, püskülü görünce babamın aklına geldi herhalde.
Well, I guess you can't have cake today.
O zaman bugün pasta yiyemezsin.
Claire, I guess I'm picking up the cake myself, because you didn't answer my messages.
Claire, pastayı ben alacağım çünkü mesajlarıma cevap vermedin.
I'm back! I guess I just needed to rehydrate.
Sıvı almam gerekiyormuş demek ki.
It's a real fucked situation, so I guess I'll have to miss this once-in-a-lifetime opportunity to...
Harbi sikik bir durum. Yani, sanırım hayatımın fırsatını kaçırmak zorundayım.
I mean, I guess, but... look.
Sanırım evet, ama bak...
Then I guess we're doing this.
O hâlde bunu yapıyoruz.
I guess we should be grateful.
Sanırım minnettar olmalıyız.
So I guess now I'm the team mascot.
Sanırım artık takımın maskotu oldum.
All in all, I guess I could've asked for a worse assignment.
Sonuç olarak, sanırım daha kötü bir görev de talep edebilirdim.
I must have lost it in the fall, I guess.
- Düştüğüm sırada kaybettim galiba.
I guess you don't know me at all.
Sanırım beni hiç tanımıyorsun.
I guess you finished doing your homework?
Ev ödevini bitirdin galiba sen, ha?
I guess this isn't where she's building the damn thing.
Anlaşılan o kahrolası şeyi inşa ettiği yer burası değil.
I guess I was holding out hope that Simmons was wrong... And that you'd still be the girl I knew.
Sanırım Simmons'ın yanılıyor olmasını senin de hâlâ tanıdığım kız olmanı umuyordum.
So I guess...
Sanırım...
I guess there was some good in him all along.
Sanırım onun içinde de hep biraz iyilik vardı.
I guess this means goodbye.
Sanırım bu bir veda.
I was waiting till tomorrow to tell her, but I guess I don't have to now.
Ona söylemek için yarını bekleyecektim ama artık gerek yok sanırım.
You do, I guess, right?
Sen biliyorsun sanırım, değil mi? Üzgünüm.
So, I guess you're just expecting me to fix everything?
Her şeyi benim düzeltmemi bekliyorsun sanırım.
I guess I better get to it, then.
Kolları sıvayayım öyleyse.
Okay, so, I'm not a doctor, and there's a chance I'm never gonna be one, but my best guess is that this is a baby.
Ben doktor değilim, ileride doktor olacağım da yok ama bence bu, büyük olasılıkla bir bebek.
I'd guess 3,000 to 5,000.
Sanırım 3000-5000 arası.
My first guess was coffee, but on closer inspection, I'm positive it's Coke.
İlk tahminim kahveydi ama yakından inceleyince, kola olduğuna eminim.
You know, I once went to three Guess Who shows in a weekend.
Bir defa bir hafta sonunda üç Guess Who konserine gitmiştim.
Guess I am.
- Öyle galiba.
I'm going to take a wild guess...
Kaba bir tahminde bulunacağım...
Guess we're not as close as I thought.
Sanırım düşündüğüm kadar yakın değilmişiz. Nasıl fark ettin peki?
My guess is to drive the final nail into S.H.I.E.L.D.'s coffin.
Sanırım S.H.I.E.L.D.'in tabutuna son çiviyi çakma niyetinde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]