English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I know it's hard

I know it's hard Çeviri Türkçe

1,915 parallel translation
Yeah, I know,.. .. but it's hard to find a really good one!
Evet, biliyorum ama orada iyi birini bulmak gerçekten zor.
How's that going? I think it's hard for him, you know?
Sanırım onun için zor oldu,
It took a lot of hard work. - You know what I'm saying? FRANKIE :
Ehlert bu haftanın sonuna kadar bir satış elemanını yollamamı istiyor.
I know it's hard, But Dave loved you more than anything, sweetheart.
Zor olduğunu biliyorum, ama Dave seni her şeyden çok severdi tatlım.
I honestly don't know how you're going to take this and it's been very hard to separate our business relationship from the rest of our life, but they should be separate.
Açıkçası, bunu nasıl karşılayacağını bilmiyorum. İş ilişkimizi hayatımızın geri kalanından ayırmak çok zor oldu, Ama böyle olması gerekiyor.
So, I think it's premature to incorporate these results as hard facts about the universe as we know it.
Sanırım, bu sonuçları, evren hakkında bildiğimiz sabit gerçekler kümesine dahil etmek erken olur.
Look, I know it's hard, Pete, but it's right there in front of us.
Dinle, zor olduğunu biliyorum Pete ama işte tam gözümüzün önünde.
Well, I don't want people to know about it because it's really hard, and I don't want them to see me fall on my face.
İnsanların bundan haberdar olmasını istemiyorum çünkü bu iş çok zor ve çuvalladığımı görmelerini istemiyorum.
- I know it's been really hard.
- Çok zor zamanlar geçirdin... - Bonnie!
I know it's hard to understand, but Stefan's different.
Biliyorum bunu anlamak zor ; ama Stefan farklı.
So if it gets slick, like say, I don't know, if you were stabbing someone, it's hard to grip.
O yüzden mesela birini bıçaklarken onu kavramak zor.
I know it's hard, but he had a good, long life.
Zor olduğunu biliyorum, ama güzel ve uzun bir hayatı oldu.
I don't know, it's hard to tell.
Bilmiyorum, anlamak çok zor.
Look, I know this is hard for you, Jules, but it's hard on all of us.
Senin için zor olduğunu biliyorum Jules,... ama bu hepimiz için zor.
Our thoughts are all with Kurt, and, uh, I know it's sort of hard to really focus on anything else...
Hepimizin kafası Kurt'da ve başka bir şeye odaklanmanız gerçekten zor biliyorum -
I know. It's really hard to make that visible.
Farkındayım, onu görmek oldukça zorlaşıyor.
I know it's really hard when you discover your dad isn't perfect.
Babanın mükemmel olmadığını öğrenmek senin için çok zor olmalı.
Go on. Ellie, you're gonna help him. I know it's hard, El, but your-your brother... does have a knack for getting into trouble.
Zor olduğunu biliyorum El ama kardeşin başını belaya sokma gibi bir hünere sahip.
It's too hard. Well, I know it's painful, goose, but you kids are at the point where you have your own homes.
Can sıkıcı bir durum olduğunu biliyorum, mankafa ama hepinizin kendi evi var artık.
- I know it's hard.
Zor olduğunu biliyorum.
I know cutting him off is hard, but it's your duty as a parent... [laughs]
Onun kaynaklarını kesmek zor bir şey ama bu ebeveyn olarak görevin.
I know it's hard to see him with somebody new, but try to find a way to be happy for him.
Onu başka biriyle görmenin zor olduğunu biliyorum, ama onun için mutlu olmaktan başka bir yol yok.
B., I know it's hard to see Chuck with someone else.
B., Chuck'ı başka birisiyle görmenin zor olduğunu biliyorum.
As hard as it's gonna be, I-I know what I have to do.
Olabildiğince, Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
I... I know it's hard for your neurotic, control-freak personality to process, But Bonnie and Elena have it.
Evhamlı ve kontrol manyağı kişiliğinin bunu kabullenmesinin zor olduğunu biliyorum ama Boonie'yle Elena her şeyi hallettiler.
And I know it's hard for her, but...
Onun için zor biliyorum, ama...
I have to say, ma'am, I-it's pretty hard to believe that you didn't know about his behavior.
Söylemem gerekir ki, kocanızın davranışından haberinizin olmayışına inanmak gerçekten çok zor.
I know it's hard to believe, but I am your friend.
İnanması zor olsa da ben senin arkadaşınım.
Now, I know it's hard, okay? But I'm going to need you to focus.
Zor olduğunu biliyorum ama dikkatini toplaman lazım.
I know... It's hard to talk about your feelings.
Duyguların hakkında konuşmakta zorlandığını biliyorum.
I tried Whisper's search engine, but it's hard to know what to input when we don't know what we're searching for.
Fısıltı'nın arama motorunu denedim ama ne aradığımızı bilmezken kullanacak girdileri bulmak da zor.
I know I need to... Get past the anger, but it's hard.
Öfkenin geçmesine ihtiyacım olduğunu biliyorum ama bu zor.
Look, I know it's hard, but she'll forgive you.
Anlıyorum, zor bir şey ama seni affedecektir.
I know it's hard foryou to believe me.
Bana inanmanızın zor olduğunu biliyorum.
I know it's very hard.
Çok zor olduğunun farkındayım.
I know it's really hard for you to lose him like this.
Onu bu şekilde kaybetmek senin için çok zor, biliyorum.
I mean, it's a little hard for us to, you know, get some action going on with the kids and Janet always around, but we pick our spots.
İyi. Sen onu demiyorsun.
Cate, I know it's hard out there,
Cate, ben orada zor biliyorum
I know it's hard to believe that the little acorn gave birth to the mighty oak, but believe me, I did.
Küçük bir palamudun meşeye dönüşmesi inanılmaz, biliyorum ama inanın, oldu.
I don't know, it's hard to decide.
Karar vermesi zor.
I know you'll all miss me and I know it's hard, but I'm old enough to know what I'm doing.
... beni özlemenizin zor olduğunu da biliyorum ama, bunu yapacak yaşa geldim.
Believe me, uh, I know I-it's hard to deal with, but, um...
İnanın kabul etmesi zor, biliyorum ama...
Look, I don't like coming down on you so hard, but I just wanted you to know, I understand why it's so easy to fall for a bad d boy like Justin, because as it turns out, wouldn't you know, I've been doing the very same thing.
Bak, senin üzerine bu kadar gelmeyi sevmiyorum ama sadece bilmeni istemiştim, Justin gibi kötü çocuğa aşık olmanın neden bu kadar kolay olduğunu anlıyorum çünkü durum gösteriyor ki ben de aynı şeyi yapıyormuşum.
You know, I've been so frazzled, it's hard for me to tell, but I have got to get going because I really, really, really want to catch that specialist.
Çok yıprandım ve bunu söylemek zor. Ama gitmem lazım çünkü o uzmanı yakalamayı gerçekten çok istiyorum.
- I know, but it's hard, okay?
- Biliyorum ama ödev zor, tamam mı?
Look, I know it's hard, but we have to resist our impulses.
Hayır. Bak, zor olduğunu biliyorum... -... ama dürtülerimize direnmeliyiz.
- She's human, so it's hard to know. But I'd say less than 12 hours.
İnsan olduğu için kesin bir şey söyleyemem ama 12 saatten az diyebilirim.
I know I should be hard on her, - But it's just so hard. - It's not that hard.
- O kadar zor değil.
I've been trying to let her know for months, but it's so hard to touch anything.
Aylardır ona ulaşmaya çalışıyorum ama bir şeye dokunmak çok zor oluyor.
I know retirement is hard to deal with, but you have got to find another way to deal with it without collecting old men like stray dogs.
Biliyorum, emeklilik olayıyla başa çıkmak zor ama bununla başa çıkmak için, yaşlı adamları eve sokak köpeği gibi tıkıştırmaktan başka bir yol bulmalısın.
I know it's in our nature to resist sacrifice, even in hard times, but if we don't, we may have to give up Christmas all together.
Fedakarlıktan kaçınmak bizim doğamızda var, en zor zamanlarımızda bile, ama eğer yapmazsak, Noeli tamamen unutmak zorunda kalacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]