I met Çeviri Türkçe
30,473 parallel translation
Oh, the birthday boy and I met at Burt Reynolds'acting camp in Jupiter, Florida.
Doğumgünü çocuğuyla ben Jupiter Florida'daki Burt Reynolds sanat kampında tanışmıştık.
Why did I just blow up my whole life for a girl I met at a diner?
Neden lokantada tanıştığım bir kız için bütün hayatımı mahvettim?
I never cared what happened to me before I met you.
Seninle tanışmadan önce bana ne olacağını umursamazdım.
And then I met Molly... and she was from a different country, too.
Sonra Molly ile tanıştım... O da başka bir ülkeden gelmişti.
I'm sorry I hooked up with Danny in high school, but you have been a bitch to me ever since the day I met you.
Lisede Danny ile yattığım için üzgünüm ama seninle tanıştığımdan beri bana kötü davrandın.
Look, man, I'd help you out, but I met the lovely Miss Jimenez in the teacher's lounge, and I offered to help grade some of her students'Spanish homework.
Bak, sana yardım ederdim ama öğretmenler odasında sevimli Bayan Jimenez'le tanıştım ve bazı öğrencilerinin İspanyolca ödevlerini kontrol edebileceğimi söyledim.
'Cause when I met you, you didn't know a damn thing.
Çünkü seninle karşılaştığımda, bir halt bilmiyordun.
But let's be honest. You were using way before I met you.
Seninle tanışmamdan çok önce de kullanıyordun.
You're beautiful and good and I haven't stopped thinking about you since I met you.
Çok güzelsin ve iyi kalplisin tanıştığımız andan beri seni düşünmeden duramıyorum.
I met this woman at a show last night.
Teşekkürler.
I met him.
Onunla tanıştım.
The moment I met you, I knew you were destined for greatness.
Seninle tanıştığım anda geleceğinde önemli şeyler olacağını anlamıştım.
I met with an Oakland ADA, and, uh, we were doing some cases for them pro bono for one reason.
Oakland Savcılığı'ndan birisiyle tanıştım. Bir sebepten ötürü bazı dosyalar üzerinde çalışmalar yaptık.
I met with Leonard Bailey yesterday.
- Dün Leonar Bailey ile görüştüm.
Well, that wasn't made clear to me when I met your boss.
Patronunla konuştuğumda bu konuda bir şey söylenmedi.
But then I met you, and here we are.
Ama sonra seninle tanıştım, şimdi buradayız.
The most amazing girl I've ever met leaves on a plane in five minutes.
Bugüne kadar tanıdığım en muhteşem kız 5 dakika içinde uçağa biniyor.
Probably some dog neither you or I have ever met.
Muhtemelen ne senin ne benim daha önceden hiç görmediğimiz bir köpektir.
That's how we met. I was his student.
Bu şekilde tanıştık, öğrencisiydim.
Well, we met yesterday. I barely know her.
Dün tanıştık, zar zor tanıyorum.
And I know we just met on this bus ten minutes ago, but he seemed nice.
Daha yeni otobüste tanışmıştık belki ama gerçekten iyi biriydi.
You are the most self-obsessed person I have ever met.
Sen tanıdığın en bencil insansın.
But... but you were sitting there talking about Gabriel, and I realized... You're the only person I've ever met... The only other person I've met who...
Orada Gabriel'le oturup konuşuyordun ve fark ettim ki tanıştığım tek insan yani sevdiği birinin ölümünü izlemiş tanıdığım tek insan sensin.
I bet she's looking down right now, relieved that you didn't tell the whole world you guys met when you stopped her from walking across campus with her skirt tucked into her underwear.
Bahse girerim şu anda yukarıdan bakıp, eteği iç çamaşırına takılmış biçimde kampüse doğru yürürken onu durdurduğunda tanıştığınızı tüm dünyaya söylemediğin için... rahatlıyordur.
Oh, I've met Ken?
Ken'le tanıştım mı?
I think that you met her, you saw her, you know what she does.
Onunla tanıştın onu gördün, ne yaptığını biliyorsun.
When we met, I was CIA.
Karşılaştığımızda CIA için çalışıyordum.
You are, without a doubt, the biggest pain in the ass I've ever met.
Şüphesiz, tanıdığım en büyük belasın.
Do you know how many people he's had killed? No, I just met him.
Kaç insanı öldüğünü biliyor musun? Hayır, ben sadece tanıştım.
Who are you calling sticky-fingers, Mister I never met a conspiracy theory that I didn't believe. At least I was...
Kime kaypak elli diyorsun, inanmadığım bir komplo teorisi yok diyen adam.
And Bob Black said he needed to be on the air, and he's the most godlike guy I ever met, ever.
Ve Bob Black de yayında olmak istediğini söyledi kendisi tanıştığım en çok tanrısal insandı.
You know, after those men killed my Eddie, I heard one of them say he hadn't met the boss.
O adamlar Eddie'mi öldürdükte sonra birinin patronla tanışmadıklarını söylediğini duydum.
Well, I've never met the governors.
Ama ben hiç valiler ile tanışmadım.
When I first met you, I thought you were the coolest senior at ASU.
Tanıştığımızda seni ASU'daki en havalı son sınıf öğrencisi sanıyordum.
Well, I only met Dennis once. He seemed...
Dennis'le yalnızca bir kere tanıştım.
Uh, yes, I've met him many times.
İş Geliştirme ve Stratejik Planlama'da.
- I don't know, I've never met him.
Onunla tanıştığıma dair delil göstermeniz gerek.
I need you to show me evidence that I've ever met him.
Hayır, Nina.
I met a woman.
Bir kadınla tanıştım.
How come I never met you before?
Seninle daha önce nasıl tanışmadım?
Kate is the nicest human being I have ever met.
Kate tanıdığım en iyi insan.
I've never met a successful glass-half-full cunt.
Başarılı bir bardağın-yarısı-dolucu görmedim.
We still haven't met, probably because I don't represent lifetime 500 managers with man boobs.
Henüz tanışmadık. Çünkü erkek memesi olan kişilere hayat boyu menajerlik yapmıyorum.
Ben is probably the most reliable person I've ever met.
Ben, şimdiye dek tanıdığım muhtemelen en güvenilir kişi.
You're the most selfish woman I ever met.
Tanıdığım en bencil kadın sensin.
I'm not sure. I never met my birth parents.
Gerçek ebeveynlerimi hiç tanımadım.
I don't think we've met.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
When we last met, I was working for some very powerful people from a place called Zona.
Son görüşmemizde çok güçlü insanlar için çalışıyordum.
I don't have anything against you, but I'm not gonna cause trouble with a guy like that for someone I've never even met.
Seninle bir sorunum yok ama hiç tanımadığım biri için öyle bir adamla aramı bozamam.
If you're really gonna pick getting back at Harvey over your own freedom, you really are the sorriest son of a bitch I've ever met.
Eğer gerçekten Harvey'den intikam almayı özgürlüğünün üstünde tutacaksan tanıdığım en zavallı orospu çocuğu sensin demektir.
You are the most riveting woman I've ever met.
Tanıdığım en hayranlık uyandıran kadınsın.
i met you 52
i met someone 76
i met a girl 52
i met him 100
i met her 50
i met her once 19
i met a guy 18
i met this guy 18
i met him once 23
i met this girl 24
i met someone 76
i met a girl 52
i met him 100
i met her 50
i met her once 19
i met a guy 18
i met this guy 18
i met him once 23
i met this girl 24
mets 20
metric 18
metz 18
metin 18
metaphor 19
mette 42
meters per second 33
meters out 21
meters away 20
metaphorically 59
metric 18
metz 18
metin 18
metaphor 19
mette 42
meters per second 33
meters out 21
meters away 20
metaphorically 59