I really like him Çeviri Türkçe
688 parallel translation
Pity is, I really like him, and now he'll probably never want to see me again.
Yazık, ondan cidden hoşlanıyorum, ama şimdi muhtemelen beni asla görmek istemez.
I really like him.
Onu gerçekten seviyorum.
I really like him
Onu gerçekten seviyorum.
Go see him and tell him I really like him and that the dinner is okay with me.
Gidip onu gör ve ondan gerçekten hoşlandığımı ve yemeğin benim için sorun olmadığını söyle.
See, sometimes I really like him.
Bazen ondan gerçekten hoşlanıyorum.
I really like him.
Onu gerçekten çok severim.
And I really like him a lot.
Ondan gerçekten hoşlanmıştım.
You know, I really like him.
- Ondan gerçekten hoşlanıyorum.
I don't know. I mean, I really like him, even though he's not so smart.
Yani pek akıllı olmasa bile ondan gerçekten hoşlanıyorum.
I know he's just a guy, but I really like him.
Sadece bir adam olduğunu biliyorum, ama ondan gerçekten hoşlanıyorum.
Maybe because I was really starting to like him... That's why I did it.
Ona gerçek hisler beslemeye başladım.
I met him yesterday and he looks like a wolf he's really someone to be sorry for
Eziğin teki. Zavallı biri.
- I'd like to really upset him.
- Onu gerçekten üzmek isterim.
I didn't really like him.
Onu gerçekten sevmemiştim.
I like him, really, but sometimes I feel he rejects me and that does something to me.
Ondan hoşlanıyorum ama bazen beni istemediğini düşünüyorum ve bu beni çok yıpratıyor.
Sometimes I felt like a child with Gordon... but I thought I really loved him then.
Bazen Gordon'un yanındayken kendimi çocukmuşum gibi hissederdim ama onu o zaman gerçekten sevdiğimi düşünüyordum.
But I'd like to look into your clever little mind and see what you really think of him.
Ama bir gün senin küçük, zeki kafana girip, onun hakkında gerçekten neler düşündüğünü görmek isterdim.
We call him the juggler. I've never really known a man like him.
Biz ona Hokkabaz deriz.
Because I really do like him.
Çünkü, onu gerçekten çok seviyorum.
I'd really like to meet him someday and let him know how much I experienced with the two of them that night.
Onunla bir gün gerçekten karşılaşmak ve o gece o ikisiyle neler yaşadığımı bilmesini istiyorum.
If someone like you were to come along and carry me off and he really loved me, I think I'd go with him.
Eğer karşıma sizin gibi biri çıkıp beni alıp götürseydi ve beni gerçekten sevseydi sanırım onunla giderdim.
'Cause I really don't want... I feel like I got him sick because I kept thinking and worrying about he was gonna get sick.
Çünkü gerçekten onu hasta ettiğimi düşünüyorum çünkü sürekli hastalanacak diye düşünüp endişeleniyorum.
I'm really scared. I've never seen him like this.
Çok korktum, onu daha önce bu halde görmemiştim.
I told this record producer there was this fantastic... guitar player, singer, man... playing in the Village, and would he come listen to him... because he's really going to like this.
O prodüktörle konuştum. Village'da gitar çalıp şarkı söyleyen... müthiş biri olduğunu, gelip dinlemesini... çünkü çok beğeneceğini söyledim.
I don't like to use it on him, really.
Aslında, bunu onda uygulamak istemiyorum.
I really like him!
Oska!
I found him... he didn't like Margaret at all... not really.
Onu ben buldum... Margaret'ten hiç hoşlanmadı... gerçekten hoşlanmadı.
I'd really like to talk to him.
Onunla konuşmak istiyordum.
There's something'bout him I don't really like
Onda hoşuma gitmeyen bir şeyler var. Ne dersin doğru olur mu?
Rambler is a good man lt's not easy to find someone like him, don't give up I really don't understand you men
Serseri aslında çok iy biri! Haklısın! Onun gibi birini bir daha bulamazsın
And I really don't like him.
Aslında ondan hoşlanmıyorum.
But I was really beginning to like him.
Ama, ondan gerçekten hoşlanmaya başlamıştım.
Skip's a really nice guy, and I want him to like me... so I just want to make sure....
Skip gerçekten hoş çocuk ve benden hoşlanmasını istiyorum. ... yani bundan emin olmak istiyorum ki...
Well, it seems, somebody wanted to find his way to Winchester, and George, he really is such an eccentric, you might mistake him for a scarecrow, I mean, his legs are all astray, his arms always thrust out like this, his head shaved like a turnip, and on his head he wore the most extraordinary hat -
Winchester, yolunda onu görenler yardım isterdi, ve George, gerçekten, garip biriydi, korkuluğa benzediği için yanılabilirsiniz, kastettiğim, bacakları korkuluk gibi, her zaman harbe hazır, bunun gibi, tıraşlı başı şalgam gibiydi,
I didn't really like him much.
Bu adamı pek sevmiyorum.
Oh, I'd really like to get this guy Crowe and hang him by his ears for what he did to Kelly.
Oh, şu adama kelly yaptıkları için kulaklarında duvara asmak istiyorum.
If he's really bad, like all cut up with blood and shit all over him I might have nightmares.
Sahiden de kötü durumdaysa, yani her tarafı kanla ve bokla falan kaplıysa... kabuslarıma girebilir.
Well, if he can't manage and if he really is in trouble then there's a few things I'd like to tell him.
Eğer başaramazsa ve başı gerçekten dertteyse ona söylemek istediğim bazı şeyler var.
I would really like to meet him
Onu tanımaktan memnuniyet duyarım.
he's not really a bad boy well, he will be by the time I get through with him like that ( laughs ) my first audition for the show was for the character of Ryan and uh you know I read it and I was like
İşte böyle! İlk önce Ryan karakteri için seçmelere katıldım. Rolümü okuduğumda "Bu adam ben değilim, ama neyse" dedim.
- I got in a water fight with Ben which really started with sort of like sprinkling him and turned into like oh lets get the hose he soaks me with the stupid hose and then he picks me up and dumps me in a trash can
Her gün doğum günüm. 95 yaşına girmişimdir herhalde. - Hepimiz şakalardan payımızı aldık.
I think that's what the end of the season really is this like hope that she's not totally lost him forever y know for the record the boat was named after you at the end of last season Seth just takes off an he leaves her a letter
Sadece şunu bilmeni istiyorum. Bunu neden yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Teşekkürler.
I don't really have to use him like a piece of pornography...
Ben onu cinsel bir obje olarak kullanmak zorunda değilim.
I really look like him?
Gerçekten ona mı benziyorum?
Well, I've got a young pianist up mine. I'd really like him to play.
Benim de genç bir piyanistim var, çalmasını gerçekten çok istiyorum.
That fucking guy look like he knew karate to you? I really believed him. Who was he?
O kahrolası herifin karate biliyor gibi bir hali var mıydı?
But I really support him as an artist, and I feel like whatever the artist needs to do in order to get his artwork is okay.
Ama onu bir sanatçı olarak destekliyorum. Bir sanatçının eserini yaratabilmesi için neye ihtiyacı varsa yapması gerektiğini düşünürüm.
I'm really relieved now that you got here since a dangerous guy like him, he's a threat to other people.
Bu gibi tehlikeli adamlar, başkaları içinde... tehdit oluşturabileceğinden, gelmeniz beni çok rahatlattı.
- I'd really like to talk to him.
- Gerçekten iyi. - O'nunla konuşmak isterdim.
But then I found Him, and it like clicked in my head... that He loves you whether you're... like pudgy or skinny, or short or tall... or really smart or kinda stupid... or all healthy and athletic, or like Crippled.
Fakat sonra onunla tanıştım, ve kafamda bir şey çaktı ne olursan ol seni seviyor ister tombul, ister sıska, uzun ya da kısa ya da gerçekten zeki veya bir çeşit gerzek ya da tümüyle sağlıklı ve atletik, ya da belki sakat.
I didn't really like him very much.
Aslında ondan çok hoşlanmadım.
i really appreciate it 275
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369