English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I said good

I said good Çeviri Türkçe

1,774 parallel translation
You know, I was standing by waiting to say good-bye by myself. But I realize I said good-bye a long time ago.
Orada dikilip, kendi kendime güle güle demeyi bekledim, ama bunu çok uzun zaman önce söylediğimi fark ettim.
I said good day.
İyi günler dedim.
You know, I was standing by, waiting to say good-bye by myself. But I realize I said good-bye a long time ago.
Orada dikilip, kendi kendime güle güle demeyi bekledim, ama bunu çok uzun zaman önce söylediğimi fark ettim.
This couldn't have waited until after I said good night to Jason?
Jason'a iyi geceler diyene kadar bekleyemez miydi?
- Just because I said you looked good.
- Daha bir şey görmedin.
AND YOU SAID I COULD GO'CAUSE I'VE BEEN GOOD? OH, RIGHT.
Sen de iyi davrandığım için gidebileceğimi söylemiştin?
I-I took a train heading north, and I got a room and convinced my mom that boarding school was a good idea, and... never said good-bye.
Bir trene atlayıp kuzeye gittim, bir oda tuttum ve annemi, yatılı okulun iyi bir fikir olduğuna inandırdım. Ve... Hoşçakal demedin.
Because contrary to what I might have said earlier, you are a good person who, since that night, has been living your life with care and compassion and respect for yourself and for others.
Çünkü önceki söylediklerimin aksine sen iyi birisin. O geceden beri kendine ve diğer kişilere kaygı, şefkat ve saygı duyarak yaşıyorsun.
Atkins said I'll fetch a good price.
Atkins, iyi para edeceğimi söyledi.
I said you did good.
- İyi iş çıkardığını söyledim.
I begged her to stay and say good-bye, But she said that they could still catch the flight.
Kalması ve vedalaşması için yalvardım ama uçağı yakalamaları gerektiğini söyledi.
I used to call my cat Butts but my dad said it wasn't a very good name, so I changed it.
Ben kedime Butts diyordum. Ama babam iyi bir isim olmadığını söyledi. Bu yüzden değiştirdim.
I know I said I aced it, but I just wanted to make sure we all had a good time tonight.
Biliyorum birlediğimi söyledim, ama seni temin ederimki bu akşam güzel gece geçirdik.
I called Sgt. Krulac back, and I said, "We're coming," and he said, "Well, that's good."
Çavuş Krulac'ı tekrar arayıp "Geliyoruz," dedim.
I'd call the counselor, I'd call the teachers, and everybody said, "There's no problem, the boy feels good about himself. It's just the way it is."
Danismani, ögretmenleri aradim, ve hepsi bir problem olmadigini, çocugun böyle mutlu oldugunu, bunun onun tarzi oldugunu söyledi.
- I thought you said it was good.
- iyi oldugunu söylemistin.
And he said to me that I should come here on my own, that talking does me good.
Ve bana buraya tek basima gelmem gerektigini, konusmanin bana iyi geldigini söyledi.
- I thought you said it was a good idea.
İyi bir fikir olduğunu söylediğini sanıyordum.
I finally said, "Yes, good, have an abortion."
Sonunda, "Tamam, aldırın" dedim.
I think he just came to me... said "good-bye."
Bence bana gelip veda etti.
Good people... they also said hurtful things, but out of ignorance, so I cut them some slack and they came around.
İyi insanlar... Onlar hatta incitici şeyler söylediler, fakat görmezden geldim, Gevşekliği çözdüm ve onlar doğru yola geldi.
I said that was a good man.
Ben iyi bir adam olduğumu söylemedim.
He said it was like his good luck charm, but that I was his good luck charm now, so he didn't need it anymore.
Ama artık onun iyi şansı bendim, o yüzden buna daha fazla ihtiyacı yoktu.
Good, at least you could understand what I said
İyi, sen benim en azından ne dediğimi anladın.
I meant what I said, every word of it. Good.
Polis yapanı ya da nedenini asla bulamadı.
So you don't know me, but a very good friend of mine said you might be... into what I'm into?
Beni tanımıyorsun, ama çok iyi bir arkadaşım dedi ki benim sevdiklerimi sen de severmişsin.
Yeah, I said, "We're good," as in "We're good."
Evet, "sorun yok" dedim "bir sorunumuz yok" gibisinden.
I Took Good Care Of Him Just Like You Said.
Aynen söylediğin gibi ona iyi baktım.
Doctor said I'm as good as done, but Coach thinks I should keep trying.
Doctor said I'm as good as done, but Coach thinks I should keep trying.
No I must insist, I must say a good word here for Professor Allister McGrath who, in his attack on Richard, said itís not true, as weíve always been told and most people, most Christians believe that Tertullian said ìcredo quia absurdumî, I believe it because
Kendisi Richard'a saldırırken dedi ki ; "Bize hep anlatılan doğru değil..." Birçok Hristiyan ;
I said, "Is it good, friend?"
Ve ben de ona dedim ki ; "Güzel mi?"
Kitt, I said to make it look good, not let him win.
Kitt güzel görünmesini sağla demiştim, kazanmasına izin ver değil.
And i have to admit when all is said and done... Life is good.
Sözün bittiği yerde itiraf etmeliyim ki "Hayat güzeldir."
I said they had to be good.
Kaliteli olacak demiştim.
Anyway, I said that a chair is a good way to show the other employees in the office how much those qualities are valued.
Neyse, dedim ki, bir sandalye ofisteki diğer çalışanlara, çalışmalarının nasıl ödüllendireceğini gösteren iyi bir yol olacaktır.
- Like I said, we're good.
- Dediğim gibi, biz iyiyiz.
Like I said before, she's a good girl, and I mean that.
Sanki yıkanmış gibi. Bu yüzden eve getirdim.
I said my "good nights" and hit the restroom.
İyi geceler dileyip tuvalete gittim.
like i said, this is about as good a day as we're gonna get, man.
Dediğim gibi, elde edeceğimiz güzel günlerden biri.
Like I said, two good men.
Dediğim gibi, ikisi de iyi.
I said, "Good day."
"İyi günler." dedim.
I talked to Richard, Madge, and he said that you would take good care of us.
Richard'la konuştum ben Madge bize yardımcı olacağınızı söylemişti.
Katherine and I were talking about spending Christmas in Bermuda, and she said she didn't want to go because she thinks she doesn't look good in a bathing suit, and I said she could be on the cover of Sports Illustrated,
Katherine'le, yılbaşında Bermuda'ya gitmeyi konuşuyorduk. Sonra o gitmek istemediğini söyledi çünkü bikiniyle güzel gözükmediğini düşünüyormuş.
- I said the house smells good.
- Ben, ev güzel kokuyor dedim.
You said I had small hands. Good for surgery.
Küçük ellerim olduğunu ve bunun ameliyat için iyi olduğunu söylemiştin.
Clark, if oliver said he wants to avoid all mds and hospitals, I'm sure he has a really good reason.
Clark, eğer Oliver hastaneye gitmek istemiyorsa eminim iyi bir nedeni vardır.
I never said good-bye. And she died with me hating her.
Ona hiç hoşça kal demedim ve öldüğünde ondan nefret ediyordum.
I never said good-bye.
Güle güle bile demeden.
Johnny, I thought you said he did a good job.
Johnny, iyi iş çıkardığını söylediğini sanıyordum.
I shouldn't have said anything. No, it's good.
Aslında hiçbir şey söylememeliydim.
She said that I shouldn't marry Jason, because he's no good.
Jason'la evlenmememi söyledi... Çünkü iyi biri değildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]