English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I trusted him

I trusted him Çeviri Türkçe

317 parallel translation
Anna, I trusted him so completely.
Anna, Stiva'ya öyle güveniyordum ki.
Batala had me sign a paper I trusted him
Batala bana bir evrak imzalatmıştı, ona güvenmiştim.
I trusted him.
Ona güvenmiştim.
- He's me best mate, and I trusted him.
- O benim dostumdu, ona güvenmiştim.
I trusted him.
Ona güvendim.
You tell this man I trusted him as a gentleman.
Bu adama, bir centilmen olarak güvendiğimi söyle.
We had an agreement, and I trusted him.
Bir anlaşma yaptık ve onlara güvendim.
I trusted him.
Ona güvenim vardı.
He waited until I trusted him.
Ona güvenmemi bekledi.
I trusted him
Ben ona güvendim.
I can't believe I trusted him!
Ona güvendiğime inanamıyorum.
I trusted this business arrangement with the Archbishop. I trusted him.
Başpiskoposla yaptığımız anlaşmaya ve kendisine güvenmiştim.
I trusted him.
Ona güvendiğimi söyledim.
- I trusted him.
- Ona güvenmiştik.
But I trusted him.
Ama güveniyordum.
I trusted him and he steals the car.
ona güvendim, o arabamı çaldı.
I helped him because I trusted him.
Ona yardım ettim çünkü, ona güvendim.
Because I trusted him, the Nietzschean invasion got past my ship and the Commonwealth was destroyed.
Çünkü ona güvendim, gemimde Nietzschean istilası sürerken ve Cumhuriyet yıkılırken.
At that point I trusted him.
O noktada ona güveniyordum.
If I trusted him none of this would bother me.
Ona güvenseydim, bunların hiçbiri beni rahatsız etmezdi.
I made him my first officer because I trusted him with my ship.
Onu birinci subayım yaptım... çünkü gemimi ona emanet edebileceğime inanıyordum.
I trusted him, too.
Ben de ona güvenmiştim.
To think i trusted him like a brother.
Ona kardeşimmiş gibi güvenebileceğim sanırdım.
"l trusted him I promised him my love"
"Ona güvendim, aşkımı verdim."
I only know that he was with him for a number of years and that Uncle Homer trusted him completely.
Tek bildiğim birkaç yıldır arkadaş oldukları ve Homer Amcanın ona tamamen güvendiği.
He trusted me and now I've let him down.
O bana güvendi ve ben onu yarı yolda bıraktım.
I had to talk to him about circumstantial evidence, his past record, and because he trusted me, he admitted to everything I asked for.
Ona tali kanıtlar, geçmiş sicili konusunda konuşmak zorunda kaldım, ve bana güvendiği için, istediğim her şeyi kabul etti.
I can't understand how the Grand Prince trusted him with all this.
Büyük Prens nasıl oldu da ona güvendi anlamıyorum.
If you happen to be referring... to Sir Roger Haversham, for 20 years I've been in his trusted employ... and never once have I caught a glimpse of him... on dress rehearsal day.
Eğer kastettiğiniz Sir Roger Havesham ise, yirmi yıldır ona çalışıyorum... bir kez olsun onu son prova günü görmedim.
As much as anyone, I loved him and trusted him.
Herkesten daha fazla, onu sevdim ve ona güvendim.
And I've got something to get him there, if 007 can be trusted to look after it.
Ve elimde onu oraya getirecek bir şey var. Tabii 007'ye emanet edilebilirse.
I even trusted him.
Ben bile ona güvenmiştim.
That piece of shit up there, I never liked him, I never trusted him.
O bok herifi hiç sevmedim... ona hiç güvenmedim.
I never trusted him since he handled my divorce.
2 sene önce boşanma davamla ilgilenmesinden beri bana ters gelen bir hali vardı.
I never trusted him.
Ona hiç güvenmiyordum zaten.
I trusted a sleazeball like Sam Stone... with our life savings on a handshake deal, and then sat there and watched him take it all away from us.
Bütün tasarruflarımızı bir tokalaşmayla ona verdik ve sonra her şeyimizi alışına seyirci kaldık.
I... I... I knew we shouldn't have trusted him!
Ona güvenemeyeceğimizi biliyordum!
He trusted me, and I trust him.
O bana güvendi, ben de ona güveniyorum.
I never trusted him.
Ona hiç güvenmedim.
I should have loved him less and trusted him more.
Onu daha az sevmeli, ona daha çok güvenmeliydim.
I met him, he trusted me.
Tanıştık ve bana güvendi.
The guy didn't always know where to draw the line, but I would have trusted him with my wife.
Çizgiyi aşmaması gereken zamanı pek kestiremezdi, ama ona güvenmiştim. Karım konusunda...
I can't believe we all trusted him.
Ona güvendiğimize inanamıyorum.
Maybe I should have just trusted him, the way he said he trusted me.
Belki ona güvenmeliydim, onun bana güvendiği gibi.
I knew I shouldn't have trusted him!
Ona güvenmemem gerektiğini biliyordum!
What if I had trusted him because you brought him?
Ya güvenimizi boşuna çıkarsaydı?
I never trusted him.
Ona hiç güvenmem.
If I hadn't trusted him to make the right choice I'd have been no better than the Vulcan diplomats who held your species back because they felt you couldn't make proper decisions on your own.
Doğru seçimi yapabileceğine güvenmemiş olsaydım, türünü kontrol eden Vulkan diplomatlardan daha iyi biri olamayacaktım çünkü onlar kedini başına karar alamayacakmışsın gibi hissettirir.
I've never seen him so angry and he was angry because he was lied to by someone he trusted.
Daha önce onu bu kadar öfkeli bir halde görmemiştim ve bunun sebebi güvendiği kişinin ona yalan söylemesi yüzündendi.
I wanted him to feel that he was old enough to be trusted with it.
Ona güvenmek için yeteri kadar büyüdüğünü hissettirmek istedim.
You know, it's funny, but I never trusted him.
Zaten ona hiç güvenmemiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]