English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / In case you're interested

In case you're interested Çeviri Türkçe

97 parallel translation
I'm meeting her at the corner of Vermont and Franklin, the northwest corner... in case you're interested, and I'm late already.
Merak ediyorsanız Vermont ve Franklin'in kuzeybatı köşesinde buluşacağız. Geç bile kaldım.Umarım yeterince açıktır.Baba.
In that case, you'd be interested in a crazy quilt. We're raffling it off.
Alacalı yorgan için düzenlediğimiz piyangoyla ilgilenirsiniz sanırım?
In case you're interested there's someone at the front door.
Belki ilgilenirsiniz ön kapıda biri var.
The time of her death, in case you're interested... was between 2 : 30 and 4 : 00 in the afternoon.
kızın ölüm zamanı... akşam üzeri saat 2 : 30 ile 4 : 00 arasındaydı.
- Six days longer, in case you're interested.
- Umrundaysa, fazladan 6 gün demek.
In case you're interested, Coley will live.
Bilmek istersen, Coley yaşayacak.
Case you're interested, we're having a game here tonight in Smitty's backroom.
İlginizi çekerse bu akşam burada, Smitty's'in arka odasında oyun oynayacağız.
In case you're interested, I have.
Merak ediyorsan söyleyeyim, ben unuttum.
Well, in case you're interested, he just knocked off.
İlgini çekiyorsa, biraz önce işi bitti.
In case you're interested, I was pushed into that fountain.
Şayet ilgileniyorsan, o havuza itildim ben.
You know, those is just the names in case you're interested.
Adları buydu. İlgilenirseniz diye söylüyorum, o kadar.
Okay, but in case you're interested, your husband was murdered.
Pekala, eger bilmek istiyorsanz, kocanz öldürüldü.
MRS. SCHMAUSS : Just in case you're interested, Mrs. Andrews.
Bunun sadece kestirilemez bir kaza olduğunu bir türlü kabul etmek istemedi.
In any case... when you see a man you're interested in... with someone else, you want him even more.
İnsan ilgi duyduğu bir erkeği başkasıyla beraber görünce daha çok istiyor. Bunu net bir biçimde anlatabildim mi bilmiyorum.
A tool and die maker. I'm single in case you're interested.
İlgileniyorsan, bekarım.
Oh, and by the way, in case you're interested... when I interviewed Otis, he was with your spouse.
Bu arada, eğer ilgini çekiyorsa Otis'le konuşurken, eşin ile birlikteydi.
I know I'm lost as to why you're so interested in this missing persons case.
Kaybolacağımızı biliyordum. Bir kayıp şahıs vakasına neden böyle ilgilisin?
There's not a problem, unless she's falling in love with you and you're only interested in her as a case study.
Ama o sana âşık oluyor da.. .... sen. ona sadece bir vaka olarak yaklaşıyorsan iş değişir tabii.
By the way, his testicle retrieval operation went quite well, in case you're interested.
Bu arada, belki bilmek istersin, testislerinden olduğu ameliyat gayet başarılı geçti.
In case you're interested.
Tabii ilgilenirsen.
They saved his SAT scores, too, in case you're interested.
Lise notlarını da saklamışlar, belki ilgini çeker.
You gave a very nice one, in case you're interested.
İlgini çektiyse söyleyeyim, sen çok güzel bir bağış yaptın.
Oh, in case you're interested,
Davayla ilgilenen sensin
IT'S OVER THERE, IN CASE YOU'RE INTERESTED.
O tarafta ilgilenmek istersen.
Listen, in case you're interested, pal we won.
Eğer ilgileniyorsan ahbap kazandık.
I'VE HAD A COUPLE OF GLASSES OF WINE AND A VERY NICE TIME, IN CASE YOU'RE INTERESTED.
Sadece birkaç kadeh şarap içtim ve umurundaysa, oldukça iyi vakit geçirdim.
And in case you're interested, my Iife sucks.
İlgilenirsen diye söylüyorum, hayatım berbat.
And I also have the widow's phone number and address just in case you're interested.
İlginizi çeker diye, dulun telefon numarasını ve adresini de aldım.
I Googled used cars with hand controls, in case you're interested.
Elle kontrol edilen arabalar hakkında Google'da araştırma yaptım. Tabi ilgilenirsen.
Dear Da, in case you're interested, the football trials are on Saturday at Boundary Park.
Sevgili Baba, eğer ilgileniyorsan.. .. futbol seçmeleri Cumartesi Boundary Parkı'nda yapılacak.
I'll leave it here, in case you're interested.
Buraya bırakacağım, ilgilendiğin kutuda.
I understand, you're interested in the child murder case. You want to follow it up.
Anlıyorum, çocuk cinayeti davasıyla ilgileniyor ve tamamlamak istiyorsun.
Unless, of course, you're interested in which case you could...
Tabii ilgilenirsen o başka, o zaman...
Anyway, in case you're interested, he says the name Kelevra is Hebrew.
Her neyse, belki ilgini çeker, Kelevra'nın İbrani dilinde olduğunu söyledi.
I've got a case of it in the car, if you're interested.
Arabada birkaç tane olacaktı. Eğer ilgileniyorsan.
It's called "decomp", in case you're interested.
Eğer ilgileniyorsan söylemek istediğin şeye "korkunç" diyorlar.
Okay, well, you know what? These cupcakes are homemade in case you're interested in that, but you're not.
Bu kağıtlı pastalar ev yapımıdır ama sanırım pek ilginizi çekmedi.
In case you're interested, I found the doctor.
Eğer ilgileniyorsan, doktoru buldum.
In case you're interested, Mary is doing stand-up tonight at the Comedy Corral.
Mary bu akşam Comedy Corral'da stand-up gösterisi yapacak.
In case you're interested.
İlgini çekerse...
In case you're interested, tests show your lungs aren't expanding properly.
Fibrotik hale gelmiş. Sanırım mentol kullanacağım.
I know it's not what you wanted from your life but in case you're interested, there is room for one more.
Hayatının böyle olmasını istemediğini... ... biliyorum, ama ilgilenirsen bir kişilik yerimiz daha var.
Drea Smalls, by the way, just in case you're interested.
Drea Smalls, ilgilenirsin belki.
Are you aware of why we're interested in this case?
Bu olayla niye ilgileniyoruz farkında mısın?
You're only interested in this case because you're
Bu davayla ilgileniyorsun, çünkü benim çöplüğüme...
I don't know why you're interested in this particular case.
Neden bu davayla ilgileniyorsunuz bilmiyorum.
I can't believe you're not interested in the sweet flip switch I've installed in case the first feed goes down.
İlk sinyalin kaybolması durumunda kullanacağımız şu muhteşem değiştirme anahtarıyla ilgilenmediğine inanamıyorum.
I suffered my whole life because of your poems and I've forgiven you everything, in case you're interested.
Tüm hayatım boyunca çok acılar çektim, senin şiirlerin olmasa seni affetmezdim ama durumun çok ilgimi çekti.
I admit that it is wrong, but I have an idea in case you're be interested. Put your name and address in the suitcase with three DVDs that you like the most, and turn in it.
Valize, ismin ve adresinle birlikte üç favori DVD'ni koy ve onu teslim et.
We also import souls from Russia... in case you're interested in a Russian soul.
Ayrıca Rus ruhuyla ilgilenirseniz diye Rusya'dan ruh ithal ettik.
If you're genuinely interested in the case, come to office hours and I'll fill you in.
Eğer gerçekten konuyla ilgileniyorsanız, ofis saatinde gelin ve sizi bilgilendiriyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]