Is that a crime Çeviri Türkçe
740 parallel translation
- Is that a crime?
- Suç mu?
Is that a crime?
Bu suç işlemek midir?
Is that a crime?
suç mu?
- Is that a crime?
- Bu bir suç mu?
Is that a crime in France?
Fransa'da bu bir suç mu?
Is that a crime?
Bu suç mu?
Is that a crime, to need a home?
Bir eve ihtiyacımın olması suç mu?
I like riding with you. Is that a crime?
Seninle dolaşmayı seviyorum.
Is that a crime?
Bu bir suç mu?
- Is that a crime?
- Suç mu yani?
All I want to do is spend a dollar and have some fun. Is that a crime?
Benim yapmak istediğim bir dolar harcayıp eğlenmek.
They are restoring a consecrated ruin for love. Is that a crime?
Sevgi adına, Tanrı'ya adanmış bir harabeyi tekrar kuruyorlar.
You know better than anyone else that a crime is always found out.
Başka herkesten daha iyi bilirsin ki ; bir suç her zaman ortaya çıkar.
You mean to say that you can say by looking at a man if he is capable of crime?
Yani sadece bir adamın yüzüne bakarak suça eğilimi olup olmadığını söyleyebileceğinizi mi söylemek istiyorsunuz?
My public must have details A crime is full of little details like that
Bir cinayet bunun gibi ufak detaylarla doludur.
It is a confession that on this 29th day ofJuly, 1939... you have attempted to assassinate our führer... and that you have undertaken this crime with the approval of your government.
Bu, 29 Temmuz 1939'da yapılmış bir itiraf önderimize suikasta teşebbüs ettin ve bu suça hükümetinizin isteği ile kalkıştın.
Given that Colin is innocent, the servant has an alibi and the blind man is incapable of committing a crime, I see only one possible suspect.
Colin masum olunca, hizmetçinin sağlam delilleri bulununca kör adamı hariç tutunca, tek bir suçlu kişi görüyorum.
Now we can understand this vicious persecution of a man... whose only crime is that he stands between Tolliver and that girl.
Tolliver'la bu kadının arasına giren bir adamın tek suçunun bu olduğunu şimdi anlıyoruz.
It is the judgement of this Court that the defendant, J. Huberman... having found guilty of the crime of treason against the United States... by the jury of this Court for the Southern District of florida at Miami... be committed to the custody of the United States Attorney general... for imprisonment in an institution of the penitentiary type... for a period of 20 years.
Bu mahkeme sanık, J. Huberman'ın birleşik Devletlere ihanetten FIorida Miami'deki Güney Bölge mahkememizin jürisi tarafından suçlu bulunduğu ve birleşik Devletler Genel Savcısı gözetimi altında bir cezaevi enstitüsünde 20 yıllığına hapis olmasına karar vermiştir.
Is that such a crime?
Bu bir suç mu?
- Is it a crime to have known a girl that killed herself?
- bir kızın kendini öldürmesine şahit olmak suç mu?
Because I have lunch with him, that is not a crime.
Onunla yemek yemiş olmam suç değildir.
No, I cannot slay a man whose only crime, is that he loved not too wisely but too well.
Hayır, tek suçu akıllıca değil ama gerçekten sevmek olan bir adamı öldüremem.
If your crime wasn't robbery, did you, oh, dear, what I mean is, do something of a violent nature, that is...
Eğer suçunuz hırsızlık değilse, o zaman... Oh, Tanrım, yani demek istediğim, şiddet içeren...
Is he going to sit on the bench knowing that he himself has covered up a serious crime?
Kendi suçunu örtbas ettiğini bilerek o kürsüde oturacak mı?
Why, the twins live in a home that is hardly more than a breeding ground for delinquency and crime.
- Bayan Claypoole lütfen başlayın. - Teşekkür ederim.
The State has not produced one iota... of medical evidence... that the crime Tom Robinson is charged with... ever took place.
Devlet, Tom Robinson'a atfedilen suçun... işlendiğine dair... tek bir tıbbi kanıt bile... gösteremedi.
Members of the jury, if you have been convinced by the evidence beyond all reasonable doubt, that the accused committed this heinous crime, then it is your solemn duty to return a verdict of guilty.
Sayın jüri üyeleri, sanığın bu alçakça suçu işlediğine hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde emin olduysanız o zaman suçlu kararı vermek en önemli görevinizdir.
Is it a crime that he wants the world to see it and share in his pride... this... this fresco that he's forced you to paint... come day and night to watch... defended against its critics... this work of art, which to him, has become a work of love.
Seni yapmaya zorladığı, gece gündüz gelip izlediği,.. ... tenkitlere karşı savunduğu, bir sanat eserinden çok daha öte bir sevgiyle sevdiği bu freski dünyaya göstererek gururunu paylaşmak istemesi suç mu yani?
Instead I have decided that you will go on to Hong Kong and tell Mr Dean that unless my Lissu is returned he will be apprehended and punished for his crime.
Bunun yerine sen, Hong Kong'a gidip Harry Dean'e benim Lissu'mu geri vermediği takdirde tutuklanacağını ve suçundan dolayı cezalandırılacağını söyleyeceksin.
Papa, I keep telling you when you sell a fake masterpiece, that is a crime.
Baba, tekrar söylüyorum sahte sanat eseri satmak suçtur.
My plan is, on the night of the crime my plan and I will be curled up in that bed with a good book.
Planım şu, suç gecesi ben ve planım, güzel bir kitapla şu yatakta uzanıyor olacağız.
And yet I must say this, the horror that even this crime inspires in my breast, is but a pale reflection of the horror inspired by the callousness of the man you see before you.
Şunu da söylemeliyim ki bu suçun bile yüreğimde uyandırdığı korku huzurlarınızda gördüğünüz bu adamın duyarsızlığının sebep olduğu korkunun soluk bir yansımasından başka bir şey değildir.
Lyonel, do you know that impersonating an officer is a crime?
Lyonel, subay taklidi yapmanın suç olduğunu biliyor musun?
Now, that is not a crime, is it?
Bu bir suç mu yani?
I think that crime definitely pays that uh, it's a great job, the hours are good and you're your own boss and you travel a lot and you get to meet interesting people.
Bence suç buna değer. Harika bir iş. Çalışma saatleri iyi ve kendi patronunuzsunuz
He has a sort oftheory that a crime is justified, ifthe final goal is beneficial.
İnsanın nihai amacı güzel bir şey ise suç işlemenin mazur görülebileceği gibisinden bir teorisi varmış.
I understand that raisin'money for the Mexican army is a crime... - So is shooting a lieutenant.
General, anladığım kadarıyla, Meksika ordusuna para sağlamak bir suç ve bir teğmeni vurmak da.
Program-shifting isn't that major a crime, is it?
Ama program değiştirmek büyük bir suç sayılmaz.
I'm going to overlook what you did this time but remember that forging evidence is a crime.
Bu yaptığını görmezden geleceğim. - Ama sahte kanıt düzenlemek bir suçtur.
The papers call her that... and she is known as that to a limited extent... in your more crime-conscious sections of the city.
Gazeteler öyle söylüyor... Şehrin suç kavramına... yeni bir bakış açısı getirmek ile biliniyor.
Zen's idea is that the criminal, not only murdered a royal officer but, also his god-brother. It's a severe crime!
General Zen'e göre suçlu sadece bir kraliyet muhafızını öldürmedi, ayrıca kendi can kardeşini de öldürdü!
Is that some sort of a crime?
Suç bunun neresinde?
And all that is considered a crime by the government of Thieu.
Ve tüm bunlar Thieu hükümeti tarafından suç olarak kabul edildi.
A crime that is punished horribly.
Korkunç bir şekilde cezalandırılan bir suç.
If a yakuza commits a very great offense, or breaks his word to his oyabun, his boss an offense so great that it demands his life be taken then the only way that he can atone for his crime is by offering his finger as a symbol of repentance.
Eğer bir yakuza büyük bir suç işlerse, yada oyabun'una, karşı sözünü bozarsa, patronu... bunu hayatını alabilecek kadar büyük bir suç olarak görür sonra suçunun tek telafisi olarak pişmanlığının bir sembolü olarak kendi parmağını kesmesini ister.
You say that you've committed a crime Yet the music you played is so melancholy
böyle müzisyen birinin suç işlemesi çok tuhaf üstelik çaldığın müzikde çok melankolikti
I remind you that placing bets is a crime.
Bahis oynamanın bir suç olduğunu hatırlatıyım size.
Every free will is a crime, remember that, Brother Mason Apprentice.
Bedava isteklerde bulunmak suçtur, bunu hatırla, Kardeş Mason Çırağı.
I now have to prove to you that crime is only a hobby of mine.
Suç işlemek, benim hobim mi sence?
From the main point, Which is that a community with a juvenile crime problem Is not a community
Ama sanırım, asıl konumuzdan uzaklaştık çocuk suçları problemi olan bir toplum yüksek değerli mülkü olmayan bir toplumdur.
is that you 2352
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that understood 245
is that your car 43
is that all you got 152
is that all you care about 23
is that a threat 163
is that your daughter 28
is that what you want 740
is that a 177
is that what this is 151
is that all you've got 42
is that your car 43
is that all you got 152
is that all you care about 23
is that a threat 163
is that your daughter 28
is that what you want 740
is that a 177
is that what this is 151
is that all you've got 42
is that clear 774
is that all 744
is that what i think it is 170
is that better 164
is that what this is about 217
is that bad 219
is that true 1272
is that him 366
is that possible 215
is that her 187
is that all 744
is that what i think it is 170
is that better 164
is that what this is about 217
is that bad 219
is that true 1272
is that him 366
is that possible 215
is that her 187