Is up Çeviri Türkçe
55,817 parallel translation
He will suspect something is up.
Yoksa bir şeylerden şüphelenecektir.
I've just been at this so long, I don't know which way is up.
O kadar uzun zaman oldu ki ne yapacağımı şaşırdım.
He locked us down here because he is up to something up there, and I can't do anything about it.
Bizi buraya kilitledi çünkü kendisi yukarıda başka bir şeyin peşinde ve ben engellemek için hiçbir şey yapamıyorum.
But the worst pain is up here, locked away deep inside.
Ama ıstırabın en kötüsü işte buradadır derinlerinde gizlenmiştir.
How you choose to spend that time is up to you.
Bu vakti nasıl geçireceğin sana bağlı.
- Now, which way is up on this thing?
- Bu şeyin neresi yukarı?
This place is up in flames any second.
Burası alevler içinde kalmak üzere.
If that's what you're gonna do to me, you'll need to come up with something better than whatever this is.
Bana bunu yapacaksan karşıma bundan daha iyi bir planla çıkman lazım.
You're upset because Argus is locking people up without due process when you and Oliver and your team of masked recruits has been playing judge and jury for years now.
Sen, Oliver ve maskeli elemanlardan kurulu ekibiniz senelerdir hakim ve jüri rolünü oynarken, Argus yasal süreç olmadan insanları tutsak olarak tutuyor diye kızıyorsun.
Because your operating theater is now lit, and of all the things that we need to do to get ourselves out of this hermetically sealed bunker, stitching up a wound from a fall that I totally predicted isn't one of them.
Çünkü ameliyat masan artık aydınlatıldı ve kendimizi bu hava geçirmez sığınaktan kurtarmak için yapmamız gereken şeyler arasında, bir düşüş sebebiyle ortaya çıkan yaraya dikiş atmayı hesaba hiç ama hiç katmamıştım.
Ok. So... This is just a chin-up.
Bu alt tarafı bir düz barfiks.
And Adrian Chase is warming up a cell at Argus as we speak.
Ve biz konuşurken Adrian Chase Argus'ta bir hücreyi ısıtıyor.
Ok, Chase has worked with evil Laurel before, but she's currently locked up at Argus, and there is no way that Evelyn is doing this all by herself.
Pekala, Chase daha önce kötü Laurel'le çalışmıştı ama o şu an Argus'ta kilit altında. - Evelyn'in de bunu tek başına yapmasına imkan yok.
I had to wake you up, open your eyes, make you see the pain you suffer is still with you.
Seni uyandırmam gerekti. Gözlerini açıp çektiğin ıstırabın hala içinde olduğunu görmeni sağlamalıydım.
One of the people we are up against is your sister.
Peşinde olduğumuz insanlardan birinin kız kardeşiniz olduğundan.
I love that face. But this is like the fourth morning in a row that I've woken up to an empty bed.
Yüz ifadeni seviyorum.Ama bu ay dördüncü kez yanımda sen olmadan uyanıyorum.
The only time he was ever fingerprinted is when he signed up to coach Little League.
Parmak izini verdiği tek zaman, Küçükler Ligi'nde koç olmak içindi.
Loyal guests is how she worded it when I brought up the same concern.
Aynı endişeyi dile getirdiğimde'sadık misafirler'olarak adlandırdı.
All I know is Jason and I ended up with less than £ 30,000.
Jason ve ben elde 30 binle kalakaldık.
I apologised on your behalf and told him that it must have been an oversight and that it would straight back up first thing tomorrow.
Senin adına özür diledim. Ona yanlışlık olduğunu yarın ilk iş tekrar asacağımızı söyledim.
- who thinks blowing up kids is - -
-... düşünen biriyle yatıyordun...
99 is like a 69, except you shove a flake up your...
99 sanki 69 gibi, birbirine değil de...
Colin is clearly somehow connected to him, but just..... join the suspects up, I'm sure that...
Colin belli ki adamla bağlantılı ama sadece şüphelilere katılıyor bundan eminim...
And he came in when my lights were out and he knelt by my bedside and he said that I was growing up now, becoming a young woman, and that soon I'd have boyfriends and he wanted me to be prepared for that.
Işıklarım kapalıyken odama geldi yatağıma oturdu bana artık büyüdüğümü genç bir kadın olduğumu yakında sevgililerim olacağını ve bunun için beni hazırlamak istediğini söyledi.
What I have to do now is clean up his mess.
- Şu anda yapmam gereken onun pisliğini temizlemek.
The one thing we do understand is that Eros was a wake-up call.
Anladığımız tek şey Eros'un uyanma çağrısı mı olduğunu.
Is this your messed up way of telling me you're sorry?
Bu üzgün olduğunuzu söylemenin berbat yoludur mu?
Give it up, Luce, it's over.
Pes et Lucy, bitti bu iş.
All we have to do is get Dolly signed up for soccer and then you'll be a real soccer mom.
Bir de Dolly'yi futbola yazdırırsak tam bir banliyö annesi olacaksın.
The reason I ask is because some anonymous tip dropped you right in our laps, boxed up with a bow.
Sormamın nedeni Çünkü bazı isimsiz ipucu Sizi kucağımıza düşürdü
Yeah, jobs are up, market's up.
İş imkânları arttı, piyasa capcanlı.
I don't know, but I know that he is involved somehow, maybe not in his death, but maybe in covering it up, making it look like a suicide.
- Bilmiyorum. Ama bir şekilde karıştığını biliyorum. Belki ölümüne değil, belki de üstünü kapatmakta.
My guess is he just made it up.
Bence yeni uydurdu.
My crimes must live up to my name, and this is no exception.
Suçlarım ismimle büyümeli ve bu da istisna değil.
Barnes, this is your last chance! Give yourself up.
Barnes, bu son şansın!
This is a mock-up of the map that Lucius made of all the Court's black sites, right?
Lucius'un haritadan yaptığı bu model, divanın bütün sığınaklarından oluşuyor, değil mi?
What's real is every time that you were sick when you were a kid... your mum used to sit up with you all night and read to you till you fell asleep.
Hayır, gerçek bu değil. Gerçek olan, çocukken her hasta olmanda annenin tüm gece oturup uyuyana kadar kitap okumasıdır. Gerçek budur.
What I'm saying is if Penguin and Fish have hooked up, things are gonna get real bad, real fast.
Demem o ki, Penguen ile Fish birlikteyse işler çok hızlıca kötüye gider.
And Hugo Strange, who designed the antidote, is setting up a lab in the GCPD, but they are missing one very, very important element.
Ve Hugo Strange, panzehiri tasarlayan kişi GCPD'de laboratuvar kuruyor. Ama çok çok önemli bir unsuru atlıyorlar.
Half the force is coming off 24hour shifts, but we could... hit the streets like a couple of old beat cops, see if we could stir up some trouble?
Polislerin yarısına 24 saat mesai düşüyor. ama biz de sokaklara eski asi polisler gibi dalabiliriz. Bela körükleyebilir miyiz bakarız ha?
- Time's up, Wells. Looks like your so-called friend is a coward after all.
Anlaşılan şu sözde arkadaşın korkağın tekiymiş.
My point is, if we're gonna save Iris from Savitar, we're gonna have to up our game.
Demek istediğim, eğer Iris'i Savitar'dan kurtaracaksak kendimizi geliştirmeliyiz.
Well... that last part is entirely up to you.
O son kısım sana bağlı.
It's supposed to simulate the stress that you're gonna feel when you finally confront Savitar, so my suggestion to you is, suck it up, buttercup!
Bu, nihayet Savitar'la karşılaştığında yaşayacağın stresin ufak bir simülasyonu. Yani sana tavsiyem şu, dayan biraz hanım evladı!
All right, uh, well, whoever he is said that this guy whammied you, and then he escaped to my Earth, he showed up at S.T.A.R. Labs,
Her kimse işte bir adamın seni bayılttığını ve benim dünyama kaçtığını söyledi.
What I don't understand is why Savitar wouldn't kill Tracy when he showed up.
Benim anlamadığım şey, neden Savitar ortaya çıkınca Tracy'yi öldürmedi?
If Savitar is a version of Barry from the future and he remembers everything that Barry does, how are we ever going to come up with a plan to stop him?
Eğer Savitar, Barry'nin gelecekteki bir versiyonuysa ve Barry'nin yaptığı her şeyi hatırlıyorsa nasıl onu durduracak bir plan bulacağız ki?
Your soul is damned anyway, so just give up, give in, and give me what I want.
Ruhun zaten lanetli, artık vazgeç, istediğim şeyi bana ver.
One day you're going to wake up and realize that... you don't even remember what happiness is.
Bir gün uyanacaksın ve mutluluğun ne olduğunu bile hatırlamayacaksın
I know how messed up everything is right now.
Her şeyin berbat bir halde olduğunu biliyorum.
Damon's humanity is on, which means that he's all emo and afraid of owning up to what he did when it was off.
Damon'un insanlığı açık, buda demek oluyor ki o bütün duyguları ve kapalıyken yaptıklarına olan korkusu onda duruyor.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87