English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It figures

It figures Çeviri Türkçe

623 parallel translation
Nobody saw it, but that's how it figures.
Gören yok, ama anlasilan böyle olmus.
- They want all we've got. - Yeah, it figures.
- Elimizdekilerin hepsini istiyorlar.
It figures.
Böyledir.
We own three swimming pools and a private lake. It figures.
Üç yüzme havuzumuz bize ait bir de gölümüz var.
- It figures.
- Anlıyorum.
So, it figures, if they knew where to find the gent that was after them, before he found them, they'd stand a whole lot better chance of getting to spend it.
Yani o soyguncuları bulmadan önce onlar kendilerini arayan adamın nerede olduğunu bilirlerse parayı harcamak için daha iyi bir şansları olur.
Then it figures I'd do the same to you, if I get the chance.
O zaman elimde olsa sana da sana da aynısını yapardım.
Yeah, well, it figures, I suppose.
Evet, sanırım oldukça mantıklı.
It figures.
Öyle görünüyor.
It figures.
Olacak gibi.
It figures.
Elbette, durum anlaşılıyor.
It figures.
Belli.
It figures.
Anlamıştım.
- It figures.
- Düşünsem, bulurum.
- Well, it figures.
Çok normal.
It figures.
Galiba öyle.
- No, it figures. I'm right, as usual
- Hayır, her şey beni haklı çıkarıyor.
- It figures.
- Belli oluyor.
So I talked to some folks, and it figures out we can get some used rowboats, build a dock, and have a real fishing place for about $ 2,000.
Anlaşılan, söyleneni yapmamak epey karlı bir şey baba. Evet bayım. Teddy, Eddy bundan ders alın.
It figures.
Şimdi anlaşıldı.
It figures.
Belli oluyor.
The way 1 figures it, hunting for gold's a fuli-time job.
Altın aramaya başladın mı, aynı anda başka bir iş yapmayacaksın.
Figures maybe it's a bear.
Bu görüntü, bir ayıya ait olabilirdi.
And nobody figures it better than Kyle Sackett.
Hiç kimse bu işi Kyle Sackett'ten daha iyi kotaramaz.
I'm good at figures, Charlie... it'll add up to a fortune.
Rakamlarla aram iyidir Charlie. Sonunda bir servet kazanacaksın.
- It may be, if the figures say what we want.
- Olabilir, ama rakamlar istediklerimizle uyuşursa.
Would you be happy to see it accepted in its present form... on those figures?
Silahın, son rakamlar dahilinde şu anki haliyle kabul edilmesinden memnun olur musunuz?
- I'm just guessing, but maybe he figures it was either him or them.
- Ben sadece tahmin ediyorum. Belki O bu durumu O veya diğerleri olarak görüyordur.
Nothing but international figures, it's a hit, the company is formed!
Uluslararası şahıslar, tam isabet, kumpanya oluşturuldu!
There it is, lads, in round figures : 150,000 florin.
İşte, arkadaşlar, yuvarlak hesap :
- Who else figures in it besides me?
- Bu işte benden başka kim var?
I don't see how it can miss. I must say you're persuasive, and your figures seem to make sense.
Gayet ikna edici olduğunuzu söyleyebilirim ve çizimleriniz de gayet güzel.
Well, it seems the figures are against it.
Şey, sayılar bunu doğurmuş görünüyor.
It's a little different when you start putting it into figures, isn't it?
Hesaba vurunca işler değişiyor, değil mi?
He says that seeing as how you had all them other boyfriends before me seeing as I never even had one single gal friend before you he figures that between the two of us it kind of averages out to things being proper and right.
Benden önceki tüm o erkek arkadaşlarını göz önüne alırsak senden önce hiç kız arkadaşım olmadığını da göz önüne alırsak ikimiz arasında her şeyin hemen hemen uygun bir hale döndüğünü sanıyormuş.
That figures,'cause you're too far away from it.
Bu normal, çünkü çok uzaktasın.
This guy figures it might be worth something to the title contender everybody thinks is a big hero that no one should know he was kicked out of the Army.
Adam, herkesin büyük bir kahraman sandığı şampiyon adayının ordudan atıldığının duyulmamasının bir bedeli olacağını söylüyor.
According to Mr. Sumner's figures, it will save, in this department alone, 6,240 man-hours a year.
Bay Sumner'ın hesaplarına bakılırsa sırf bu bölümde bize bir yılda 6,240 çalışma saati kazandıracak.
It's loaded with facts and figures.
Gerçek olaylar, kişiler.
Because if the police don't believe it's murder, they won't be able to change the figures.
Çünkü polis cinayet olduğuna inanmazsa, rakamları değiştirmesi mümkün olmayacak.
Look, I've got the figures right here to prove it.
Bak, onu kanıtlayacak rakamlar tam burada.
But if he figures you're trying to untie me. that will be the end of it.
Eğer beni çözmeye çalıştığını anlarsa bu herşeyin sonu olur.
Figures you have it easy under my command.
Komutam altında daha rahat olduğunun farkında.
According to my figures, and Fedderson checked it...
Rakamları kontrol ettim. Fedderson da kontrol etti.
Could be he figures it'd make it just that much harder on us.
Bunun bizi çok zor bir duruma sokacağını düşünüyor olabilir.
He figures if he says he does know, you might panic and you might admit it. That's all.
Size haberi olduğunu söyleyince, paniğe kapılıp itiraf edebileceğinizi düşündü.
This fellow figures that he's got a plan so clever... that it doesn't make any difference what you do.
Bu adam planının çok zekice olduğunu düşünüyor. Yaptığınızın hiçbir fark yaratmayacağı bir plan yani.
I mean, the way you keep changing the figures on me all the time, it makes me look like some kind of a nut, like...
Yani, sayıları sürekli değiştirip durman bir tür kaçık gibi... aptal gibi görünmeme yol açıyor.
Because the combination is twelve figures... it will take them two or three minutes to open it and get the dough out.
12 haneli bir şifresi var. İki-üç dakika içinde açıp parayı dışarı çıkarmamız gerekecek.
It is our mothers, our children and grand-children, our old parents, identical figures
bizim annelerimiz, çocuklarımız, torunlarımız, yaşlı baba annelerimiz, şu özdeş insanlar,
- He figures it's easy money.
- Bunun kolay para olduğunu biliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]