English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It isn't much

It isn't much Çeviri Türkçe

559 parallel translation
There isn't much talk about it but do you know many grown people do it?
Bir çok yetişkin altına işiyor.
Maybe 56 bucks a week isn't much, but it's 56 bucks.
Haftalık 56 dolar çok değil belki, ama 56 dolar 56 dolardır.
What makes you think... it isn't just as much sport for the animal as it is for the man?
Hayvanın da tıpkı insan gibi spor olsun diye avlanmadığını nereden çıkarıyorsun?
If it isn't asking too much, will you please show me a little?
Çok zor değilse, biraz gösterir misin?
It isn't much bigger than a postage stamp, is it?
Posta pulundan büyük sayılmaz, değil mi?
Sleuthing isn't much fun after all, is it?
Dedektifçilik o kadar eğlenceli değil sonuçta, değil mi?
It isn't much of a likeness.
Ama pek benzetemedim.
It isn't much good in sugar or clothes.
Nakit mi? - Şeker ya da baharat, işime yaramaz.
There isn't anything I... I want as much, unless it's that you children should be healthy and happy.
Bundan daha fazla istediğim bir şey yok sizin ve çocukların mutlu ve sağIıklı olması dışında.
It isn't much, but if you insist. Here's this week's.
Çok müthiş bir şey değil, ama illa istiyorsanız, işte bu haftaki sayı.
It isn't much, but it's better than nothing in this cockeyed caravan.
Fazla değil, ama bu çivisi çıkmış dünyada hiçbir şey olmamasından iyidir.
- It isn't that... but I don't believe we'd have much chance against him in the jungle.
- Konu o değil... ormanda ona karşı fazla şansımız olduğunu sanmıyorum.
Isn't it wonderful that you know so much better?
Bunları öğrenmiş olmanız ne güzel, değil mi?
Don't worry about the dishes. It isn't much washing they'll be needing.
Merak etmeyin çok da fazla bir işi yok.
That's very much like justice, isn't it?
Bu da bir çeşit şiirsel adalet demektir, değil mi?
So much the better for you, isn't it?
Sizin için daha iyi, değil mi?
I think maybe it isn't going to be as much of a cinch as we figured on.
Zannetiğimiz gibi basit bir görev olmayacakmış gibi.
It isn't very much out of my way. Thank you.
Yolumdan çok uzakta değil.
My businesslike air isn't fooling you much, is it?
Seni kandıramıyorum, değil mi?
I hope it isn't done too much.
Umarım yanmamıştır.
- Yes, it isn't really much.
- Evet, çok birşey değil aslında.
Course, it isn't much, and I'm not begging you to take it, but it's a job.
Tabii pek paralı değil, kabul et diye de sana yalvarmıyorum ama iş iştir.
If it isn't too much trouble.
Zahmet olmazsa.
Pay isn't much to start with, but it's more than I'm getting here, so I...
Ücret başta çok fazla değil ama burada aldığımdan daha fazla. O yüzden...
YOU CAN SPARE $ 100. IT ISN'T MUCH COMPARED TO WHAT
Kendine 100 Dolar ayırabilirsin.
It isn't easy to leave a town like our town... to tear myself away from you three dear, dear friends who have meant so much to me.
Kasabamız gibi bir kasabayı terk etmek ve kendimi benim için çok şey ifade eden siz çok sevgili üç arkadaşımdan koparmak kolay değil.
Good as it ever was, which isn't saying much.
Her zamanki gibi iyi, çok şey anlatmasa da.
Maybe a trumpet player isn't much to be but it's what Art Hazzard was, and that's what I am.
Bir trompetçi çok değerli olmayabilir ama Art Hazzard trompetçiydi, ben de öyleyim.
There isn't much left of it to see, less it's still burning.
Halen yanıyor olmasından başka görülecek bir şeyi kalmadı ki.
It isn't very much.
Yeterli gelmez.
It isn't much... but here's some warm sake to comfort you.
Çok değil ama rahatlaman için biraz sake getirdim.
It isn't that much. A few hours might give you a whole night.
Birkaç saat senin için yeterli değildi, sana tüm geceyi vermeliydi.
That isn't much, is it?
Fazla bir şey istemiyor?
- It's much nicer out here, isn't it?
- Dışarısı çok daha iyi, değil mi? - Evet.
We want to buy some clothes, if it isn't too much trouble.
Birkaç kıyafet almak istiyoruz, eğer sizin için sorun değilse.
And there isn't much to tell you about it.
Ve bunun hakkında size söylenecek fazla bir şey yok.
That isn't very much of a reduction, is it?
Bu pek de büyük bir indirim sayılmaz ama, değil mi?
It isn't much, $ 50, $ 55.
Çok değil, 50-55 dolar.
That's pretty much an actor's dream, isn't it?
Bu oldukça fazla bir oyuncunun rüyasıdır, değil mi?
It isn't that you've seen too much.
Bu çok fazla gördüklerimden değilsin.
That's much better, isn't it?
Bu çok daha iyi, değil mi?
I realize it isn't much but the lions are a great deal cheaper than the string quartet we had last year.
Çok şey olmadığını kavrıyorum fakat aslanlar geçen yıl getirttiğimiz yaylı sazlar dörtlüsünden çok daha ucuza geliyor.
It isn't much, but please have it.
Gerçi çok fazla değil ama buyurun.
This isn't much, but please have it.
Ufak bir şey ama lütfen kabul edin.
It's customary, of course, to have someone in between and ask for your permission, but there isn't much time.
Adetler gereği sizden izin almamız gerekiyor, ancak çok da vaktimiz yok.
It isn't much.
Abartılacak bir meblağ değil.
If it isn't too much trouble, would you mind telling me where you're going?
Sıkıntı olmayacaksa, nereye gittiğini öğrenebilir miyim acaba?
That's much better, isn't it?
Çok daha iyi, öyle değil mi?
Oh I don't like it, but I guess there isn't much I can do about it.
Bu hiç hoşuma gitmiyor, ama elimden gelen bir şey yok.
I don't know much about medicine but if that leg isn't set properly, it'll knit the way it is.
Tıptan pek anlamam... ... ama bu bacak düzgün yerleştirilmezse böyle kaynar.
Too much of that, isn't it?
Buna başlaman kadar eski mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]