English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ J ] / Just a man

Just a man Çeviri Türkçe

6,339 parallel translation
You're just a man-child with jam on your fingers!
Parmakları reçele bulanmış koca bir bebeksin sadece!
He's just a man.
Sadece bir adam.
Hey, I'm just a man, doc.
Ben sadece bir insanım, doktor.
That he'd torn up. What if he was just a man trying to escape his past?
Ya sadece geçmişinden kaçmak isteyen bir adamsa?
I thought it was pretty cool that your old man drove across the bay just to bring you a box of twizzlers.
Koyun karşısına kadar arabayla sana bir kutu Twizzlers getiren adamın süper bir baba olduğunu düşünüyordum.
Who are you? Just a grown man with a pet hermit crab.
Evcil hayvanı keşiş yengeci olan yetişkin biriyim sadece.
There was a man just in here in tears, but I had to revoke his bail because he went to his child's birthday.
Az önce burada göz yaşları içinde bir adam vardı, ama kefaletini iptal etmek zorunda kaldım çünkü çocuğunun doğum günü partisine gitmişti.
There's a man here who looks just like AJ.
Burada AJ'ye tıpatıp benzeyen bir adam var.
You don't think it's a tiny bit convenient that just now he remembers a man?
Şu anda bir adam hatırlıyor olmasının uygun olduğunu düşünmüyor musun?
I just wanted to be a better man for you, Swan.
Sırf senin için iyi bir adam olmak istemiştim, Swan.
But you're just a pathetic little man who's gonna die in prison.
Ama hapishanede ölecek bir zavallısın.
it's a little awkward working for a man whose marriage proposal I just turned down.
Oh, Şekerin şurup ile flörtü gibi. Kusmak istimeme neden... Ellerim havada ve Jack-Melanie için çok mutluyum.
it's just how a man acts, Joy, especially when he's packing heat. Oh, my God. is that a taser? Give me that.
Victoria, paleo votka olarak bizim sözcümüz olmandan çok heyecanlandık.
You just spent the day convincing a man he was brainwashed.
Sen tüm gününü bir adamı beyninin yıkandığına ikna etmeye çalıştın.
And, for some reason, I just don't feel like celebrating an imaginary fat man in a red suit.
Her nedense kırmızı elbise giymiş şişman bir hayali adamı kutlamak hiç içimden gelmiyor.
I just need you to pretend like, uh, you're in a relationship with this grown man that I know.
Yetişkin bir adamla bir ilişki içindeymişsiniz gibi davranmanız gerekiyor.
From a personality standpoint, he displayed just moderate empathy for someone who just lost a dog.
Kişilik açısından bakacak olursak, kısa zaman önce köpeğini kaybetmiş biri olarak ılıman bir eş duyum gösterdi.
They just want to turn you into a robot, get you to work for the man.
Onlara çalışman için seni bir robota çevirmek istiyorlar.
Rather than just arrest this man and give him his day in court, this cop threw him out a window.
adamı tutuklamak yetmedi hakim gibi karar verdi ve pencereden aşağı attı.
I was just carving up the corpse of a man I recently murdered.
Az önce öldürdüğüm cesedi parçalıyordum da.
I think it unlikely that a recovering addict would send another troubled soul to rot in prison, just to have the satisfaction of putting away his man.
- Öyle olabilir. İyileşmiş bir bağımlının diğerini hapiste çürümeye göndermesini olası bulmuyorum. O adamın kefaretini almak.
- Just a friend, man.
- Bir arkadaşımla adamım.
You just arrested a federal agent who's done more for this country than any man I know.
Bu ülke için herkesten çok fayda sağlamış birini tutukladınız.
The first time Stevie Ray did the show he was just a sweaty mess on the stage and he kept leaving the stage and going off thinking, you know, " Man, I...
Stevie Ray programa ilk çıktığında, sahnede terden sırılsıklam olmuştu. Aralarda gidip geliyordu.
I said, "Loretta, " you will never let another woman's man just get thrown in a box. "
Ben de dedim, "Loretta başka bir kadının kocasının öylece bir kutunun içine atılmasına müsaade edemezsin." 
And you're my handsome, hardworking man and you've just bought me a minivan and I love you.
Ve sen benim çalışan yakışıklı kocamsın ve bana bir miniven almışsın, seni seviyorum.
Oh, you're just trying to push me into a fight with an old man so I look like a fool.
Beni aptal gibi görüneyim diye yaşlı bir adamla kavgaya sokuyorsun.
No disrespect, man, but I just don't see how a pet store could run out of dogs.
Saygısızlık etmek istemem ama pet dükkanında köpeklerin nasıl bittiğine anlam veremiyorum.
Kissing a man you've just met? I knew you wouldn't understand.
Anlamayacağını biliyordum.
No, I'm just curious why a man who can create something like this would want to fix roofs.
- Yok sadece merak ettim. Böyle şeyler yaratabilen birisi neden çatı tamir etmek istesin ki?
It's just a myth. - I like the way you think, kid. - Owen, leave the poor man alone.
Owen, rahat bırak adamcağızı.
Was there a reason you had a fake blood pack and retractable knife just lying around?
Yanında sahte kan torbası ve içeri kaçan bıçak taşımanın bir sebebi var mı?
I will be Vaughn Tom Tucker, a gruff, spitting, punch-you-in-the-gut sailor man who's taking a little break on dry land, but just until my girlfriend, Cangela, gets out of lady jail.
Ben aksi, sürekli tüküren, gördüğünü yumruklayan denizci Vaughn Tom Tucker. Sevgilisi, Cangela hapisten çıkana kadar karada biraz zaman geçiriyorum.
You're just a dangerous man.
Sadece tehlikeli bir adamsın.
You know, if you're not careful, she's gonna end up a mathlete just like her old man.
Dikkat etmezsen, babası gibi "Matlet" olacak.
No, no, I'm just saying, now that Mouch is a taken man, he's like catnip to other women. - What?
- Ne?
You son of a bitch! Hey. Hey, just... come on, man.
Seni orospu çocuğu!
Just tell us why you're dressed like a jazz man.
Sadece neden cazcı gibi giyindiğini anlat.
It's just so nice to sit next to a man who's cute and decent.
Şirin ve saygılı bir adamın yanına oturmak gerçekten güzel.
When a person commits an act of goodwill, it does not just create more goodwill, it transforms into something better, into a gift for their fellow man.
Bir insan ne zaman iyi niyetle hareket etse, o sadece daha fazla iyi niyet yaratmaz. İnsanlar için daha iyi bir şeye, bir hediyeye dönüşür.
Also. He isn't someone you can criticize by just calling him a man.
Ayrıca o kişi o şekilde sınıflandırabileceğin tarzda biri değil.
You're a grown man... and if you want me to stay, you can just tell him.
Sen yetişkin bir insansın. Eğer kalmamı istiyorsan onlara bunu söyleyebilirsin.
I just killed a man!
Az önce bir adam öldürdüm.
A Virginia man's remains left undiscovered for 18 days after he suffers a catastrophic medical condition just one week into his solo trek.
Virginialı bir adam, yürüyüşünün bitmesine sadece 1 hafta kala ağır sağlık sorunlarıyla karşılaşmış ve 18 gün boyunca bulunamamış.
As John Muir once said, " Sometimes a man just has to
John Muir dediği gibi, "Bazen bir somun ekmek kapıp..."
We've all seen the pictures of Los Angeles police officers beating a man they had just pulled over.
Polislerin, Los Angeles'ta arabasını kenara çektikleri bir vatandaşı nasıl dövdüğünü hepimiz gördük.
Anything to survive. When a bear like that encounters man for the first time, he just looks at him as a predator he's gotta get rid of,'fore it gets rid of him.
Şey hayatta kalmak için.
Just one man can't construct such a powerful bomb
Tesiri bu kadar kuvvetli bir bombayı insan tek başına yapamaz.
- I'm just saying he's not a man!
- Ben sadece o değil bir adam söylüyorum!
I'm a broken man, and I just... I hope you won't be like me.
Bitmiş bir adamım ve umarım benim gibi olmazsın.
I got a... a night man who just had a stroke, and he was cleaning this whole place up.
Gece bekçilerimden biri felç geçirdi ve adamın görevi her yeri temizlemekti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]