English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ J ] / Just don't move

Just don't move Çeviri Türkçe

495 parallel translation
Why don't you just move in, Johnny?
Neden buraya taşınmıyorsun ki Johnny?
Appearing Day, you don't just move in like this.
Yeni Gün, bu şekilde buraya taşınamazsın.
I don't know why he doesn't just move out and be done with it.
Neden sadece ayrılıp bu işi bitirmediğini anlamıyorum.
If it don't move you the way I think it will you're just a bunch of big-city pickle-hearts.
Ve bu, sandığım gibi kalbinize dokunmazsa... koca bir şehirli kalpsizler ordususunuz demektir.
You just don't move people like the Vidals.
Vidal'lar gibi insanlar başka odalara alınmaz.
Now, you just lie very still. Don't move.
Şimdi öylece yatmaya devam et.
Now, just stand there, don't move.
Şimdi, burada dur ve kıpırdama.
Edmundo, just a moment, don't move.
Edmundo, bir dakika, kımıldama.
Just don't move.
- Sakın kımıldama.
Why don't you just move in with her?
Neden sadece onunla birlikte yaşamıyorsun?
I assure you that if you don't take action to prevent it, the Klingons will move against you just as surely as your sun rises.
Korumak için harekete geçmezseniz, Klingonlar saldıracaklardır.
Now, just so we understand one another you make one move I don't like, and I'll kill you.
Birbirimizi anlamamız acısından hoşuma gitmeyen ilk hareketinizde sizi öldürürüm.
Why don't you just move over?
Kalın öyle.
Don't move. I want to forget you just as you are.
Seni tıpkı bu halinle unutmak istiyorum.
Just don't move.
Kımıldama yeter.
Hereafter just lie down. Don't move about heedlessly
Bundan sonra elini hiç bir şeye, sürmeyeceksin, kendine dikkat etmelisin.
But considering her fascist past... it might be good to move her just a little left of center, don't you agree?
Fakat faşist geçmişine bakılınca bu ülkeyi biraz ortanın soluna kaydırmak iyi olur, siz ne dersiniz?
Just forget the whole thing, because if you don't, if you try to move in on us the telephones are gonna start ringing again and this time, those bells are going to be heard all over the world.
Her şeyi unutun, çünkü unutmazsanız, eğer bizi yakalamaya çalışırsanız telefonlar gene çalmaya başlar ama bu sefer tüm dünya telefon sesiyle çınlar.
Just don't move.
- Sakın kıpırdama.
Just don't let him make his move yet.
Hareket etmesine izin verme.
- Why don't I just move out?
- Ben evden ayrılabilirim.
Don't even look in the rear-view mirror. Just move, move, move!
Dikiz aynana bile bakma.
Listen, This is what we'll do, lt's kind of funny, A real circus, Just don't move, okay?
Az önce yaptıklarınızı çok hoş buldum. Önceki hayatınızda bira mı yoksa sert bir içki miydiniz? Çok özür dilerim bayan, bu hayattan daha öncesi yok.
Just don't move, OK?
Sakın kıpırdama, tamam mı?
So why don't you just move along and get on the bus?
Haydi bakalım, geç ve otobüsüne bin.
Just please don't move.
Yalniz kipirdamayin lütfen.
Why don't we just move around?
Neden sadece dolanmıyoruz?
Don't just stand there gaping, move!
Öyle dikilip durmayin, kimildayin!
Don't move, don't talk, and everything will be just fine.
Kımıldama, konuşmazsan iyi olur.
No problem.Just don't move.
- Sorun yok. Sadece kıpırdama.
Just stay right here and don't move.
Sadece burada dur ve kıpırdama.
I don't get it. Why would she move in with this type of guy just for a story?
Neden sadece bir hikaye için böyle bir adamla yakınlaştı?
Don't move. Just stand there.
Hiç kımıldamadan, sadece burada durarak.
JUST GOIN'TO GET SOME- - I SAID, DON'T FUCKIN'MOVE.
- Sadece bir bira daha... - Kımıldama dedim.
So, why don't we just move our little presentation back into the lab?
O halde, neden küçük sunumumuzu laboratuara geri götürmüyoruz?
Don't talk, just move.
Konuşma sadece yürü.
you don't just pick up and move a crew like that on some goofball idea.
Bu tip saçmalıklara göre bir ekibi bir yerden alıp başka yere yönlendiremezsin.
Why don't you just come on over into my seat and let's see if you can move this machinery around, OK?
Neden benim yerime geçmiyorsun? Bakalım sen bu makineyi kullanabilecek misin?
Just fucking don't move.
Sakın kımıldayayım deme.
Such a... a ghastly... all right, don't move. - She just...
Ne kadar korkunç... tamam, hareket etme.
Just two seconds, don't move.
Sadece iki saniye. Sakın gitme.
Now just don't move, I'm calling the police.
Bir yere kaybolma. Polisi arayacağım.
I don't think I could just move her in.
Onu aileme katabilirmiyim bilemiyorum.
Your legs just sing grand opera when you move, don't they?
Bacaklarını oynatmaya çalıştığında acı veriyor değil mi?
- JUST DON'T MOVE. - I'M-
- Sadece hareket etme.
I just... - I don't wanna move in there.
- Geçmek istemiyorum.
Can you just hold the spot--don't move it?
Işığı sabit tutsan olur mu?
- Just don't move.
- Sakın kımıldama.
Can you tell me why we don't all just move to Arizona?
Neden hep birlikte Arizona'ya taşınmadığımızı söyler misin?
Just don't move real fast.
Çok hızlı hareket etme yeter.
Just don't move.
Kımıldama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]